Buradasınız
AKP ve Patronlara Göre “Yaşam Odası” Gereksiz

Soma’da 301 madencinin korkunç bir şekilde yaşamını kaybetmesinden sonra gündeme gelen madenlerde “yaşam odası” kurulması, bir kez daha AKP’nin ve patronların kâr hırsına takıldı. Soma faciası, dikkatleri Türkiye’de sürüp giden iş cinayetlerine ve iş mevzuatında “yaşam odası”nın zorunlu olmamasına çekmişti. O gün basınç altında kalan AKP, madencilerin çalışma koşullarını iyileştireceğini ve madenlerde “yaşam odası” için adım atacağını açıklamak zorunda kalmıştı. Ancak Soma’daki katliamın yarattığı öfke yatıştıktan sonra AKP, “yaşam odası” sözünden geri adım attı.
Madenlerin işletilmesi ve madencilerin çalışma koşullarının düzenlenmesine dair hazırlanan yasa maddeleri tartışılırken, Meclis’teki komisyon “yaşam odası” teklifini reddetmişti. O gün “komisyonun takdiri” diyen Enerji Bakanı Taner Yıldız, son yaptığı açıklamada “iyi olan bir şeyi reddetmişiz gibi bir algı yaratılıyor” diyerek “yaşam odası”nın gereksiz olduğunu belirtti. Hem Taner Yıldız hem de Çalışma Bakanı Faruk Çelik, “yaşam odası” yerine “ferdi kurtarıcı maske değişim istasyonları” önerdiklerini belirttiler. Bakan Çelik, bu konuyu içeren yönetmelik değişikliğinin Başbakanlığa gönderildiğini açıkladı. Çalışma Bakanlığı’ndan dün yapılan yazılı açıklamada, kömür madenlerinde iş güvenliğine ilişkin yönetmelik değişikliğinin Başbakanlığa gönderildiği belirtildi. Açıklamaya göre, “ferdi kurtarıcı değişim istasyonu”lariyla birlikte ocakların işçilerin kaza halinde kaçmasına olanak verecek şekilde yer üstüne 500 metre mesafede tasarlanması öngörülüyor. Bunun mümkün olmadığı koşullarda, kuyu ana yollarda 500’er metre, diğer yollarda ise 300’er metre aralıklarla “ferdi kurtarıcı değişim istasyonu” hazırlanmasının zorunlu olacağı belirtildi. Değişim istasyonlarına alternatif olarak “yeniden doldurulabilir kapalı devre solunum cihazı tedarik ve dolum istasyonları kurulması” da yönetmelikte yer alıyor. Söz konusu bu istasyonlar, üretim alanından 300 metre uzakta olamayacak.
Uzmanların da belirttiği üzere, “yaşam odaları” ile maske değişim istasyonları birbirlerinin alternatifi değil, ikisinin de gerekli ölçüde ve donanımda olması gereklidir. Ancak “yaşam odaları”nın yüksek maliyetli olacağını hesaplayan AKP ve patronlar, daha az maliyetli olacak formüllerle iş güvenliği önlemlerini geçiştirmek istiyorlar. Zira AKP ne olursa olsun ekonominin büyümesini istemektedir. Büyüyen ekonomi, hem AKP’nin iktidarının garantisi hem de Türkiye’nin Ortadoğu’daki emperyalist arzularının kaldıracıdır. Dolayısıyla daha fazla palazlanma arzusundaki patronlar ile onların hizmetkârı AKP, iş güvenliğini bir kenara atıp işçilerin kanı ve canı pahasına ekonomik büyümeyi sürdürme derdindedir.
Sermayenin ve sermaye hükümetinin bu umarsız tutumuna karşı mücadele etmesi gereken sendikalardan ise doğru düzgün itiraz gelmemektedir. Hatta AKP’nin “işçi kolu” gibi çalışan Türk-İş üst yönetimi, “yaşam odaları” konusunda AKP ile aynı düşüncede olduğunu açıklamaktan imtina etmemiştir. Bir açıklama yapan Türk-İş Başkanı Ergun Atalay, “yaşam odaları”nın etkisiz kalacağını ve değişim istasyonlarının daha önemli olacağını belirterek bakanlığın söylediklerini harfiyen tekrar etmiştir. Oysa Şili’deki maden faciası da ortaya koymuştur ki, “yaşam odaları” işçilerin canını kurtarmaktadır. Dolayısıyla bu odalar kesinlikle zorunludur. Bu noktada sendikalara düşen görev hükümetin borazanlığını yapmak değil, sermayenin azgınca saldırılarına dur demek, işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını düzeltmek üzere mücadele etmektir.
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
Son Eklenenler
- Tez-Koop-İş Sendikası 2025 yılı kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolünün bir an önce imzalanması ve işçilere alın terinin karşılığının verilmesi talebiyle 14 Mayısta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kitlesel basın...
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...