Buradasınız
AKP’nin Değişiklikleri: İşçiye Değil Patrona Güvenlik

AKP hükümeti, işçi sınıfına yönelik saldırılarına devam ediyor. Patronlar sınıfının hizmetkârı AKP hükümeti, sözde iş kazalarını önlemek üzere çıkardığı İş Güvenliği ve Sağlığı Kanunu’nda değişiklik yapmaya hazırlanıyor.
Artan iş kazalarının ve iş cinayetlerinin önlenmesi için çıkarılan sözde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu iş kazalarının ve iş cinayetlerinin engellenmesine yetmedi. Tersine iş kazaları 2 kattan fazla arttı. Üstelik kanunun çıkmasının üzerinden geçen zamanda Soma, Ermenek, Torunlar gibi büyük katliamlar yaşandı. AKP ise daha sıkı denetimler yapmak ve iş güvenliği önlemlerini almayan patronları cezalandırmak yerine kanunda işçi lehine olan birkaç maddeyi esnetti, anlamsızlaştırdı. Soma katliamının ardından maden patronlarına yönelik göstermelik yaptırımlar getiren AKP, patronlar sınıfının tepkileri üzerine bu yaptırımları kısa zamanda esnetti. Hükümet şimdi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ve bu kanun ile bağlantılı kanun hükmünde kararnamelerde yeniden değişiklik yapıyor. Bu değişiklikleri öngören tasarı 27 Ocakta Meclis alt komisyonlarında kabul edildi.
- Tasarı Meclis Genel Kurulu’ndan da geçerse madenlerdeki ölümlü kazalarda kusuru tespit edilen işverene verilen 2 yıl kamu ihalelerinden men cezası kısaltılacak. Yani işçilerin ölümüne neden olan işverenlere neredeyse hiçbir yaptırım uygulanmayacak.
- İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere, idari para cezası uygulanmaması için tanınan süre 3 aydan 6 aya çıkarılacak. Geriye dönük idari para cezaları uygulaması kaldırılacak.
- Sanayiden sayılmayan işyerlerinde işçiler, yazılı onayının alınması şartıyla gece çalışmasında 7,5 saatten daha fazla çalıştırılabilecek.
- Tasarı, işin acil olarak durdurulmasını gerektiren veya yakın ve hayati tehlike arz eden durumlarla ilgili tedbirleri almayan işvereni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirdiği için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının işten atılmasını yasaklamıyor. Bunun yerine bu nedenle işten atılan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak kazanacağı tazminatın miktarını “bir yıllık sözleşme ücreti” olarak belirliyor.
- İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının, mahkeme kararıyla haksız bildirimde bulunduğunun saptanması halinde belgesi 6 ay süreyle askıya alınıyor. Yani yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlerin cezaları hafifletilirken “yanlış” bildirim yapan hekim ve uzmanlar cezalandırılıyor, yani aslında bildirimde bulunmaları zorlaştırılıyor.
- Tasarıda işverenlerin “haklı fesih koşulları” da tarif ediliyor. Buna göre, çalışanların kişisel koruyucu donanım kullanmaması, makine ve teçhizatın koruyucusunu etkisiz hale getirmesi, güvenlik kurallarına uymaması nedeniyle 3 kez yazılı uyarı alması işverene haklı fesih hakkı doğuracak. Yani iş güvenliği önlemlerini almak ve uygulatmak işverenin sorumluluğunda olmayacak. İşverenler “ben malzeme verdim, işçi kullanmadı, ben de işten attım” deyip işin içinden çıkabilecek.
- Ölümlü ya da sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası olan işyerleri, işsizlik sigortası işveren payı teşvikinden tekrar yararlanacak. Çok tehlikeli sınıfında olan ve 10’dan fazla çalışanı bulunan işyerlerinde 3 yıl içerisinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası olmazsa, çalışanların işsizlik sigortası işveren payı bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere 3 yıl süreyle %1 olarak alınacak. Ölümlü veya sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası nedeniyle teşviki kesilen işveren, gerekli şartları sağlarsa ve talepte bulunursa teşvikten yeniden yararlanabilecek.
Meclis alt komisyonundan geçen tasarının amacı elbette işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamak değil, tersine işçilerin ölümüne ve sakatlanmasına neden olan işverenleri korumaktır. AKP hükümeti tasarıya yerleştirdiği işçi lehine birkaç göstermelik madde ile hiç kimseyi kandıramaz.
Gebze’de TMMOB’dan Meşaleli Yürüyüş
Kıdem Tazminatı Gasp Ediliyor
- KESK: “KHK'lı İhraçlar Görevlerine İade Edilmelidir”
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...