Buradasınız
Aktarma Kayışları
Tarihi bir eser önünde durduğunda insan, ister istemez geçmişe dalar gider. Geçmiş kuşakların yaşayışlarını, kültürünü, geçmişin bugünden farkını anlamaya çalışır. Bu eserler, geçmiş toplumların hayat kavgalarının, günlük yaşayışlarının, kültür veya sanat düzeylerinin izlerini taşır. Aslında tarihi eserler, bir bakıma geçmişten günümüze tarihsel aktarma kayışıdırlar. Geçmişten bugüne uzanan, insanı insana, dünü bugüne bağlayan ve anlatan birer aktarma kayışı. Yani insanlığın ortak hafızası, bilgi deposudur.
Geçmişi unutmamak, geçmişte yapılan hatalardan ve aynı zamanda başarılardan dersler çıkarmak insan türüne özgüdür. İnsan, geçmiş kuşakların bilgi ve deneyimlerini kullanarak geleceğe hazırlık yapar. İnsanın hem bireysel hem de toplumsal hafızası bu deneyimleri canlı tutar. Tecrübesiz ve deneyimsiz nesiller dünkü kuşakların izinde yeni hayat deneyimleri kazanırlar. Bu deneyimlerin geçmişten geleceğe aktarılmasını sağlayan araçlara aktarma kayışları diyebiliriz. Bu aktarma kayışları son derece çeşitlidir. Bugün kapitalist düzenin efendileri, geçmişi kendi bakış açıları ve çıkarları temelinde genç kuşaklara aktarırlar. Okulları, düzen partilerini, derneklerini, medyayı ve hatta müzeleri bu doğrultuda kullanırlar. Tüm amaçları, işçi sınıfının genç nesillerinin itaatkâr, kanaatkâr ve uysal sürülere dönüşmesi ve sömürüye boyun eğmesidir.
İşçi sınıfı söz konusu olduğunda ise onun örgütleri devreye girer. Sendikalar, çeşitli tipte işçi örgütleri ve her şeyden önemlisi işçi sınıfının siyasal örgütleri işçi sınıfının aktarma kayışlarıdır. Toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfı, iş ve yaşam koşullarını düzeltmek ve daha da önemlisi sömürüyü ortadan kaldırmak için mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelenin başarısı için tarihsel gerçekleri bilmeli, dersler çıkartmalı, önceki kuşakların deneyim ve tecrübelerini derinden kavramalıdır. Meselâ örgütlü olan ve geçmişin deneyimleriyle donanan işçiler, insanlığın günümüzde büyük bir bunalım yaşadığını görürler. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı ekonomik kriz ve savaş dört bir yanda büyük yıkımlara neden oluyor, adeta insanlığı yok oluşa sürüklüyor. Bütün bunlar bir avuç kapitalistin iktidarı sürsün, saltanatları korunsun diye yapılıyor. Kapitalist düzen sömürünün sürmesi için insanın insana kulluğunu meşrulaştırıyor, doğanın tahribini körüklüyor ve insanı insan yapan dayanışma kültürünü buldozer gibi yok ediyor.
İşçi sınıfının mücadelesi, esasında bütün insanlığın, onun kültürel birikimlerinin ve doğanın tahribatının önlenmesi ve korunması mücadelesidir. Sadece örgütlü ve bilinçli işçi sınıfı geçmiş toplumsal değerleri devralıp, yeni nesillere aktarabilir. İşçi sınıfının mücadelesinin amacı sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya inşa etmektir. Çünkü kapitalist sistem dünyayı ve insanlığı kâr için felaketten felakete sürüklüyor ve kendiliğinden yok olup gitmeyecektir. Bu kahrolası sömürü sistemini yıkabilecek tek güç işçi sınıfıdır. Yalnızca üreten ve toplumun çoğunluğu olan işçi sınıfı kapitalizmi yıkacak güçtedir. Lakin bunun için örgütlenmesi ve tarihsel bilinçle donanması gerekiyor. İşte bu yolda geçmişin mücadele deneyimlerini işçi kitlelerine aktaracak olan sendikalar ve daha da önemlisi işçi sınıfının toplumsal kurtuluşunu hedefleyen UİD-DER gibi işçi örgütleridir.
Geçmiş işçi kuşaklarının verdiği mücadeleler başlı başına deneyim ve derslerle doludur. Bu mücadelelerde nice zorluğu göze almış işçiler, dişleri ve tırnaklarıyla tarih yazmış ve bugün için paha biçilmez dersler bırakmışlardır. Dünya işçi sınıfının çok zengin mücadele deneyimleri vardır. İşçi sınıfı Rusya’da iktidarı ele geçirmeyi başarmış, birçok Avrupa ülkesinde ise defalarca sömürücülere karşı ayaklanmıştır. Örneğin 1 Mayıs, 8 Mart gibi mücadele ve dayanışma günleri dünya işçilerinin mücadele geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Keza Kavel grevi, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi Türkiye işçi sınıfının önemli deneyimleridir. Dünya işçilerinin krallara, sultanlara, faşizme, diktatörlere karşı verdiği mücadeleleri de ekleyelim.
İşte tüm bu deneyimleri genç işçi kuşaklarına aktaracak olan işçi sınıfının örgütleridir. Bu örgütlenmeler olmadan işçiler kazandıkları hakları koruyamaz ve geliştiremezler. İşçilerin mücadelelerine önderlik eden bu örgütler, kapitalist sömürücü sınıfa karşı nasıl mücadele verilmesi gerektiğini gösteren araçlardır. İşçiler sahip oldukları örgütlenme neticesinde bilinç, deneyim ve derslerle donanırlar. Kapitalist sınıfın oyunlarını, bölme ve parçalama yöntemlerini bu aktarma kayışları neticesinde öğrenip, uyanık hale gelirler. İşçi sınıfının öncüleri mücadele deneyimlerini bu sayede bilince çıkartırlar. Tarih bilinciyle donanarak sömürücü sınıfın oyunlarına karşı dururlar.
Elleri Var Özgürlüğün
Bir İşçi mi, 6 Bin Lira mı?
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...