Buradasınız
Arap Baharı Nedir?
Ortadağ’dan bir işçi
Televizyon programlarından birinde, Pakize Suda, sokakta halk arasında dolaşıp gündeme dair bir soru soruyordu: Arap Baharı nedir? Cevaplar çok ilginçti: “Bir baharat çeşididir”, “bir çiçek çeşididir” diyenlerden “ilk kez sizden duyuyorum”, “bir şey ifade etmiyor” diyenlere kadar farklı cevaplar verildi. Ara sıra da doğrunun biraz yanından geçen, “Araplarla ilgili olmalı”, “Arap ayaklanması mı idi?”, “Ortadoğu’da bir birlik değil mi” türünden cevaplar geliyordu.
Mona Lisa tablosundaki yüz ifadesi gibi “güler misin ağlar mısın” şeklinde kalakaldım.
Peki aynı soruyu bana sorsalar ne derdim? “Arap baharı”. Kışın, tabiatın, üstünü örten kalın bir kar tabakasından silkinip toprağın kış uykusundan bahara geçişi gibi, Arap halklarının üstünü örten o diktatörlük rejimlerinden silkinip bahara geçişini simgeleyen uyanış parolası…
Şüphesiz “Arap Baharı” tarihe geçecektir. Bu kapsamlı ayaklanmalar çok görülür cinsten değil. Bu ayaklanmalardan çıkartılacak ders ve gözlemler çok önem taşımakla birlikte, bugün cereyan edenleri sadece konuşmakla kalıp seyircisi olmamak lazım.
Yaşananlar sadece televizyon bültenlerinde kalan seyirlik birkaç hafta mıydı? Belleklerimiz de hiçbir iz bırakmadan, televizyondaki herhangi bir olay gibi, gözümüzün önünden akıp geçen ve hiçbir anlam yüklemediğimiz şeyler miydi?
Maalesef o soruya cevap veren insanlarımız, günlük kaygılara boğulmuş, kendi sıkıntılarından etrafa kulak tıkamış durumda. Televizyon bir doğru bilgilendirme aracından çok uyutma ve kafa karıştırma makinesidir. Çünkü burjuvazinin emrindedir. Edinilen şeyler de işte halkı bu kadar bilgilendirmiştir…
Ancak biz işçiler olanlara hangi açıdan bakmalıyız. Pakize Suda sormasa da biz söyleyelim. Dünyanın tüm coğrafyalarında emekçiler kapitalizm altında inim inim inliyorlar. Emperyalistler Ortadoğu ve Arap coğrafyasını istedikleri gibi düzenlemek istiyorlar. Bu yüzden halk isyanlarını kendi çıkarları için kullanmak istiyorlar.
İhtiyacımız olan ortada aslında. Dünyada yaşanan siyasal gelişmelerin deneyimlerini okuyup anlamlandıracak, yönlendirecek güçlü bir işçi sınıfı önderliğine ihtiyacı var. Bu olayları TV’de verildiği gibi görmemeli, sınıfımızın bakış açısından görmeliyiz. Eğer böyle bakarsak o zaman “Arap Baharı” nedir sorusunu hemen cevaplarız.
Her yerde hazır ve nazır
Sorunlarımızı Ne Zaman Konuşacağız?
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...