Buradasınız
Arkadaş Sohbetlerinin Konusu Kriz
Ataşehir’den bir kadın işçi
Son günlerde arkadaş ortamlarının, aile toplantılarının yegâne konusu kriz. Nasıl olmasın ki! Birkaç gün önce eski işyerinden kadın arkadaşlarımla buluştum. Biri bebek bekliyor ve ayrıca çalışan bir anne. Diğeri yakın zamanda evlenecek. Durum böyle olunca sohbetimiz sırasında da sorunların ortasında buluyoruz kendimizi.
Evlenecek olan arkadaşım işten yeni ayrıldı. Yeni evleri için eşya bakıyorlar. Birkaç ay önce almadıkları için pişman olduğunu, neye elini attıysa fiyatların iki kat arttığını gördüğünü, zamanında aldıkları birkaç parça eşya içinse kendilerini şanslı hissettiğini anlattı. Gelinlik yerine gelinliğe benzer bir şey tercih edecekmiş. Her şeyin en uygununu alacaklarını ve birçok şeyden de vazgeçeceklerini söyledi. Bebek bekleyen arkadaşım konuya girdi sonra. Artık tasarruf edecek bir şey kalmadığını, pazar alışverişinden vazgeçtiklerini, her şeyi günlük ve azar azar aldıklarını anlattı. Komşuları pazarcılardan veresiye alışveriş yapmaya başlamışlar! Arkadaşımın bir de okula giden çocuğu var. Onun ihtiyaçlarını karşılayamamaktan korktuğunu, çünkü bebek geldikten sonra evi ısıtmak için mecburen doğalgazı açmak zorunda kalacaklarını, bebek bezi vs. derken masrafların epey artacağını anlattı endişeyle. En temel ihtiyaçları karşılamak dahi sıkıntı haline gelmişken artık kimse ev almaktan söz etmiyor. Evlenecek olan arkadaşım önceden ev almayı planlıyormuş nişanlısıyla. Ama şimdi ev almak yerine ömür boyu kirada kalmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyor. Her iki arkadaşım da hayatlarında böyle bir dönem yaşamadıklarını dile getirdiler.
Medya her ne kadar başka türlü anlatsa da krizin faturasını ödemek zorunda bırakılan işçiler gerçekleri görmeye başlıyorlar. Arkadaşlarımla yaptığım sohbet bunun bir göstergesiydi. İktidarın politikalarını eleştiriyorlar ve çözüm diye sunulan planların insan aklıyla dalga geçmek olduğunu söylüyorlar. Her şeye rağmen bu kötü günlerin geçeceğini, bize dayatılan faturayı kabul etmememiz gerektiğini de konuştuk arkadaşlarımla. Böylesi zamanlarda bir araya gelip derdimizi paylaşmak, anlamak, anlaşılmak gerçekten de çok kıymetli oluyor. İnsan yalnız olmadığını bilirse güçlenir, gelecek güzel günlere olan inancı artar. Biz işçiyiz. Anamız, babamız, komşumuz, eşimiz, dostumuz işçi. Sorunlarımız ortak, çözüm ise birlik olmak!
ÖĞÜTLER
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...