Buradasınız
Asgari Ücret Adı Altında Sefalet Ücretine Hayır!
Milyonlarca işçinin ücretini belirleyen asgari ücreti arttırmak seçimlerden önce tüm partilerin ana vaatlerinden biriydi. 1 Kasımda tek başına iktidar olan AKP, 7 Haziran seçimlerinde diğer partilerin asgari ücreti arttırma vaatleriyle dalga geçti. “Kaynağı nereden bulacaksın?” diye sordu. “Asgari ücreti arttırmak işçiye zulümdür” dedi. Bizzat Başbakan Davutoğlu, patron örgütlerine seslenerek “bol keseden vaatler veren partilerin kulağını çekmelerini” öğütledi. AKP, 7 Haziran seçimlerinde sandıkta kitlelerden ağır bir tokat yiyip tek başına iktidar olamayınca asgari ücreti 1300 liraya çıkarma vaadinde bulundu. İktidarı yeniden tek başına ele geçirmek için kitlelere söz üstüne söz verdi. 5 ay gibi kısa bir sürede “kaynak” sorununu çözdü! AKP, 1 Kasım seçimleriyle yeniden tek başına iktidara geldi. Ancak daha seçimlerin üzerinden bir iki gün geçmeden, asgari ücrete zam konusundaki vaatleri hakkında kıvırtmaya başladı.
Ekonomi Bakanı Ali Babacan, yaptığı açıklamalarla yıllardır asgari ücreti düşük tuttuklarını ve vaatlerinin gerçekleşmeyebileceğini üstü kapalı yöntemlerle itiraf ediyor: “Asgari ücret aslında Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından tespit ediliyor. Orada işveren kesimi de var işçi kesimi de var. Beraberce oturulup konuşuluyor. Fakat hükümetin görüşü çok etkili. Biz ne açıkladık aslında; dedik ki 2016’da asgari ücret net 1300 lira olacak şekilde biz hükümet olarak o komisyona tavsiyede bulunacağız. Ama bulunduğumuz tavsiye etkili olacaktır.”
Her yıl Aralık ayında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 5 üyesi Çalışma Bakanlığı ve devlet kurumlarının bürokratlarından, 5’i en fazla üyesi olan patron örgütünden, 5’i de en fazla üyesi olan işçi sendikaları konfederasyonundan geliyor. Hükümet, komisyon toplanmadan önce zam oranına ilişkin önerisini ortaya atıyor. Bu öneri elbette son derece düşük bir oranda tutuluyor. Komisyon toplandığında patronların örgütünün temsilcileri yaygarayı basıyorlar. “Zam yapamayız, asgari ücret çok yüksek, şirketlerin maliyetleri çok yükseliyor, yatırımlar durur, işçi ücretleri yükselirse işten çıkarmalar başlar” gibi standartlaşmış cümleleri tekrarlıyorlar. Güya işçiler adına o masada bulunan Türk-İş bürokratları ise, her zamanki gibi sözde itiraz ediyor ve hükümet-işveren dayatmasına boyun eğiyorlar. Sonuçta hükümetin önerdiğine son derece yakın, patronlara “oh be” dedirten zam oranı açıklanıyor. Hükümetin “etkili tavsiyeleri” hiçbir zaman işçilerin lehine olmuyor. İşçilerin talepleri hiçbir zaman dikkate alınmıyor.
Komisyon 4 kişilik bir ailenin, gıda, giyim, barınma, eğitim, sağlık, ulaşım, sosyal ihtiyaçlar gibi en temel harcamalarının en az “diyelim ki” 5000 lira tuttuğunu hesaplıyor. Ardından “asgari ücret 4 kişinin değil 1 kişinin geçimi için hesaplanır” diyerek 5000 lirayı 4’e bölüyor. Çıkan 1250 liralık rakamdan da vergiler, SGK ve işsizlik sigortası primi gibi kesintiler yapılıp asgari geçim indirimi eklendiğinde işçinin eline geçecek yaklaşık ücret 1000 lira oluyor. Yani 4 kişilik bir ailenin en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ayda en az 5000 lira geliri olması gerekirken, devlet, işçiye “al sana 1000 lira asgari ücret” diyor.
Milyonlarca işçi sefalet ücretleriyle boğuşurken, patronların sadık temsilcisi ve hizmetkârı hükümet asgari ücretin taban ücreti olduğunu ve daha fazla vermek isteyen patronların elini tutmadığını söylüyor. Bunu asgari ücreti düşük tutmanın gerekçesi olarak öne sürüyor. Oysa bu tutum tam bir ikiyüzlülüktür. 5-6 milyon işçi asgari ücretle çalışıyor. Milyonlarcası ise asgari ücretin biraz üzerinde ücret alıyor. Asgari ücretten yüksek ücret alan işçilerin ücretini ve zam oranlarını asgari ücretin düzeyi belirliyor. Yani asgari ücretli olsun olmasın tüm işçilerin ücretleri, tüm toplu iş sözleşmeleri bu durumdan etkileniyor. Açlık ve yoksulluk sınırı yukarılara doğru tırmanırken ortalama işçi ücretleri durmaksızın düşüyor.
Komisyonda sözde işçiler adına temsilcisi bulunan Türk-İş’in araştırmasına göre, Ekim ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1379 lira, yoksulluk sınırı 4473 lira oldu. Bu nedenle asgari ücretin 1300 lira olması, sefalet ücreti olmadığı anlamına gelmez. Bunun anlamı işçileri açlığa mahkûm etmektir. İşçilerden esirgenen kaynakları bir kez daha patronlara aktarmaktır. İşçiler yoksulluğa itilirken, patronlar sınıfı giderek daha fazla zenginleşiyor. Türkiyeli sermayedarlar ve hükümet, ülkeyi dünyanın 10’uncu büyük ekonomisi yapma planları kuruyor. Savaşlara oluk oluk para akıtıyor. Dolar milyarderlerinin sayısı ve serveti giderek artıyor. Patronlara ardı ardına teşvik paketi kıyağı yapılıyor. Yolsuzlukların üzeri örtülüyor. “İtibar” adına abartılı bir ihtişam ve lüks içinde saraylar inşa ediliyor. Saray sofralarını tanesi 8 bin lira olan bardaklar süslüyor. Tuvaletler altın varaklarla kaplanıyor. İşte böyle bir Türkiye’de sıra işçilere gelince “kaynak” bulunamaması, patronların açgözlülüğünü, hükümetin işçi düşmanı tavrını gösteriyor.
Kendileri sırça saraylarda yaşarken asgari ücreti 1300 liraya çıkarma vaatleriyle övünenler, asgari ücret artış oranının her yıl hayat pahalılığının ne kadar gerisinde kaldığını unutturmaya çalışıyorlar. Yıllardır sıfıra yakın yüzdeliklerle artan asgari ücretin gıdadan giyime, doğalgazdan elektriğe, toplu taşımadan eğitime her alanda yapılan zamlar karşısında nasıl eridiğini umursamıyorlar. Ücret zamları, hayat pahalılığı karşısında eriyip yok oluyor, emekçilerin mutfaklarında, ceplerinde yangın sönmüyor. Meselâ geçtiğimiz kış doğalgaza ve elektriğe %9; kırmızı ete %20, kırmızı mercimeğe %80, pirinç ve bulgura %60 zam geldi. Sebze ve meyve ateş pahası oldu. Mide, antibiyotik, kalp, tansiyon, hepatit B, astım ilaçları için daha fazla fiyat farkı öder olduk. İşsiz kaldığı için SGK’dan yararlanamayan hastaların 15 lira olan muayene ücreti %100 zamlanarak 30 liraya çıktı. İstanbul’da bazı semtlerde kira artışları %80’leri buldu. Enflasyon bu durumdayken asgari ücrete sadece %3+3’lük bir zam yapıldı. Bu zam kısa zamanda buharlaşıp uçtu. Şimdi de kışa zam yağmuru altında giriyoruz. 2015 yılı sonunda enflasyon beklentisi resmi rakamlara göre %9,7. Gerçek enflasyonun bundan ne denli yüksek olacağı, alım gücümüzün gerçekte fazlasıyla düşeceği sır değildir. Yani verilen sözler tutulsa bile asgari ücrete yapılacak %30’luk zam yılların farkını kapatmaktan çok uzaktır. 1300 liralık asgari ücret işçilerin derdine deva olmayacak, patronlar kaşıkla verdiklerini kepçe ile geri alacaklar.
İşçiler sefalet koşullarını hafifletmek için 12 saate varan sürelerle çalışıp ailelerini geçindirmeye uğraşırken ömürlerini tüketiyorlar. Temel ihtiyaçlarını gerçekten karşılayabilecekleri bir ücret bekleyen işçilere en fazla simit parası kadar zamlar reva görülüyor. Patronlar ve hükümet milyonlarca işçiye bilerek ve isteyerek kazık atmaya çalışıyor. Patronların anladığı dilden konuşmak ve bu kazıkların hesabını sormak işçilerin boynunun borcudur. Milyonlarca işçi birleşmeli ve gerçekten de asgari ihtiyaçları karşılayacak bir ücret için mücadele etmelidir.
Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın, Vergiler Patronlardan Kesilsin!
Asgari/Temel İhtiyaçları Gerçekten Karşılayacak Bir Asgari Ücret!
Asgari Ücret Dört Kişilik Bir Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
Asgari Ücreti İşçi Kurulları Belirlesin!
Patronlar Kurban İstiyor!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
Son Eklenenler
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...