Buradasınız
Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor

İsrail tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de kanlı bir savaş ve Filistin halkına yönelik soykırım yürütüyor. Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler savaşa karşı meydanlara çıkarken, Gazze’de savaşın derhal durdurulmasını isterken İsrailli egemenler ve onları destekleyen emperyalist güçler, çocuk kadın demeden kanlı katliama devam ediyorlar. Üstelik savaş Gazze ile sınırlı değildir. Gazze, emperyalist güçler olan ABD, Çin ve Rusya’nın, bölgedeki rakip güçler olan İran ve İsrail’in kozlarını paylaştıkları bir alandır.
Emperyalistler kapışıyor, Filistin halkı katlediliyor
ABD ve Batılı emperyalistler İsrail’i açıkça destekliyor. İran, İsrail’in etkisini sınırlamak için Gazze’de Hamas’ı, Lübnan’da Hizbullah’ı, Yemen’de Husileri destekliyor. Çin ve Rusya, Ortadoğu’da daha etkili olabilmek için İran üzerinden gerilimi körüklüyor. Savaşın çalı yangını gibi Lübnan’a yayılacağı, Suriye ve Yemen’i daha da kızıştıracağı tahmin ediliyor. Nitekim bu savaşın etkisiyle Lübnan’dan Suriye’ye, İran’dan Yemen’e silahlar patlıyor. Suikastlar, bombalı saldırılar, ticaret gemilerine saldırılar, silah sevkiyatları, tehditler artıyor. Durum buyken savaşın Gazze ile sınırlı kalmadığı, emperyalistlerin küresel savaşının bir parçası olduğu açık değil midir? En büyük emperyalist güçlerin henüz kendi topraklarında doğrudan doğruya karşı karşıya gelmemiş olması sürüp gitmekte olanın küresel bir savaş olduğu gerçeğini değiştirmez. Ortadoğu’da büyüyen yangın, Ukrayna’yı yakıp yıkan savaş, Afrika’daki çatışma ve darbeler, Asya-Pasifik bölgesinde tırmandırılan gerilim, ABD-Çin arasındaki ticaret savaşları, siyasal ve diplomatik krizler, nükleer silah kullanma tehditleri… Emperyalist güçlerin dünyayı yeniden paylaşmak için yürüttükleri bu savaş çok açık ki Üçüncü Dünya Savaşının ta kendisidir. Savaş büyürken dünyanın tüm işçi ve emekçileri için tehlike de büyümektedir.
Birinci Dünya Savaşında 20 milyon, İkinci Dünya Savaşında 70 milyon insan can verdi. Bugün de emperyalist kutuplaşmanın tarafı olan ülkeler yürüttükleri güç savaşında öne geçmek için milyonlarca insanın ölmesine aldırmıyorlar. Dünyayı tanıyamadan ölümle tanışan çocukları, yavruları gözleri önünde katledilen anneleri, bombaların enkazının altında kalan binlerce insanı, yerinden sürülen milyonları, acı çeken halkları umursamıyorlar. Gazze’yi ve dünyanın pek çok bölgesini yangın yerine, yeryüzünü de cehenneme çevirirken en ufak bir vicdan azabı duymuyorlar.
“İsrail katliamı durdurmalıdır” diyen kapitalist devletler de İsrail’e karşı caydırıcı bir yaptırımı göze alamıyorlar. Katliamı durdurmak için tek bir gerçek ve samimi adım atmıyorlar. Türkiye de dâhil olmak üzere Müslüman devletler İsrail limanlarına petrol, doğalgaz, çelik, askeri malzeme, su ve gıda yüklü gemiler göndermeye devam ediyorlar. Filistinliler katledilirken bu ülkelerin kapitalistleri sermayelerini büyütmeye devam ediyorlar. Emekçileri kahve, kola, deterjan boykotuyla oyalarken sürüp giden savaştan nemalanıyor, utanmadan “siyaset başka ticaret başka” diyorlar.
Savaşı kim durdurabilir?
Filistin halkının acılarıyla yüreği dağlananlar sadece ve sadece işçi ve emekçilerdir. Dünyanın dört bir yanında işçilerin, emekçilerin katılımıyla düzenlenen eylemler, grevler, sendikalı işçilerin İsrail’e silah üreten fabrikalara blokaj uygulaması Filistin’e gerçek barış ve özgürlüğün ancak ve ancak işçilerin mücadelesiyle geleceğini gösteriyor. Filistin halkının tek dostu İsrail’den ABD’ye, Filipinler’den İngiltere’ye “savaşa hayır” diyen işçi ve emekçilerdir. Gazzeli çocukları bombalardan kurtaracak olan şey emekçilerin bu haykırışının tüm dünyada güçlenmesidir.
Farklı ülkelerden işçi ve emekçiler aynı amaç etrafında birleştiğinde emperyalistleri durduracak bir güç ortaya çıkabilir. Başta İsrail ve Filistinli emekçiler olmak üzere dünya işçi ve emekçilerinin kardeşlik bağları yeniden kurulduğunda savaş yangını sönebilir. İşçiler örgütlenip grevlerle silah üretmeyi, sevk etmeyi reddettiğinde, Filistin halkına dayanışma elini uzattığında akan kan durabilir. O halde vicdanıyla, yüreğiyle ve mücadelesiyle bu savaşa karşı durmak isteyenler olarak birleşmenin, örgütlenmenin yolları üzerine düşünmeli, tezgâh başında, grev meydanlarında, alanlarda, sendikalarımızda, mücadele örgütlerimizde bir araya gelmeliyiz.
Bizler tüm kalbiyle, aklıyla ve vicdanıyla savaşı ve katliamı lanetleyen, engellemeye çalışan işçi ve emekçileriz. Mide bulandırıcı bir ikiyüzlülükle sivillerin hayatını önemsediklerini iddia eden ama emperyalist çıkar hesapları yaparak katliamı onaylayan egemenlerle, İsrail’e karşıymış gibi görünüp bol kazançlı ticareti sürdürenlerle aynı safta olamayız. Kendi saflarımızı, işçi sınıfının örgütlü saflarını güçlendirmek zorundayız. Gerçek barış ve özgürlüğün önündeki en büyük engel olan kapitalist zulüm düzenini yıkmak için işçi sınıfının mücadele saflarında birleşelim.
Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...