Buradasınız
Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!

İşçi ve emekçiler, bir kez daha göz göre göre gelen bir felaketin yol açtığı yıkımın acılarını yaşıyor. Türkiye 6 Şubat sabahına cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremiyle uyandı. Sabaha karşı 04.17’de merkez üssü Maraş/Pazarcık olan 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin şiddetiyle saniyeler içinde yüzlerce bina yıkılırken 10 dakika sonra merkez üssü Antep/Nurdağı olan 6,4 büyüklüğünde bir deprem daha gerçekleşti. Binlerce insan 10’dan fazla ilde hissedilen depremin yol açtığı yıkımla boğuşurken, öğleden sonra saat 13.24’de bu kez Maraş/Elbistan’da 7,5 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Maraş, Antep, Kilis, Urfa, Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Osmaniye, Hatay ve Adana’da binlerce bina yıkıldı. Resmi açıklamalara göre şu ana kadar 3381 kişi hayatını kaybetti, 20 binden fazla kişi yaralandı. Ancak onlarca ilçe ve köyde arama kurtarma ekiplerinin ulaşamadığı binlerce yıkılan bina bulunuyor. Ölü ve yaralı sayısı zaman ilerledikçe artıyor. Suriye’de ise 1000’den fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Bölge artçı depremlerle sallanmaya devam ediyor.
Maraş merkezli, bölgede ve Suriye’de hissedilen büyük bir #deprem'le sarsıldık. Çok sayıda insanımız yaşamını kaybetmiş durumda. Bölge halkına, Türkiye ve Suriye’deki emekçilere geçmiş olsun diyoruz. Yaralılara acil şifa, hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. pic.twitter.com/yeZ3dJhn5X
— UİD-DER (@uid_der) February 6, 2023
Kara kışın kendini iyice hissettirdiği bir zamanda meydana gelen depremde enkaz altında kalan ve kurtarılmayı bekleyen binlerce insan var. Devam eden artçılar nedeniyle milyonlarca insan evlerine giremiyor. Bölge halkı adeta kendi kaderine terk edilmiş durumda. Hatay’ın merkezinde ve ilçelerinde yüzlerce bina yıkılırken bölgeye bu saate kadar AFAD ekiplerinin ulaşmadığı belirtiliyor. İnsanlar kendi olanaklarıyla enkaz altındaki yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Barınma, yiyecek, su gibi en temel ve acil ihtiyaçlar dahi karşılanmış değil.
Yıkılan binaların arasında çok sayıda kamu kurumu bulunuyor. İskenderun ve Antakya’daki devlet hastaneleri, öğrenci yurtları, Hatay’daki polis evi, Adıyaman Belediye Başkanlığı binası yıkıldı. Diyarbakır’da devlet hastanesi hasar gördü. İl ve ilçelere giden otoyollar zarar görürken Hatay Havalimanı kullanılamayacak duruma geldi. 7,5 büyüklüğündeki ikinci depremin ardından Maraş, Adana ve Antep’teki havalimanları da ulaşıma kapatıldı. Depremin etkilediği tüm illerde tam bir felaket tablosu yaşanıyor.
Deprem değil umursamazlık öldürüyor
Ama maalesef bu felaket tablosuyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Türkiye bir deprem ülkesi olmasına rağmen, deprem uzmanları defalarca uyarılar yapmasına rağmen sanki ilk kez deprem yaşanıyormuş gibi devletin bütün kurumları “hazırlıksız” yakalanıyor. 2020’de deprembilimci Naci Görür, Maraş depremine dikkat çekmiş, pek çok kez uyarı yapmıştı. Son olarak üç gün önce aynı uyarıyı tekrarlamıştı. Ayrıca 2020-2021 yıllarında AFAD’ın öncülüğünde Türkiye’deki bütün kentler için “Afet Risk Azaltma Planı” hazırlanmıştı. Bu planda depremden etkilenen illerle ilgili uyarılar da bulunuyordu. Ancak siyasi iktidar ve belediye yönetimleri bu uyarılara rağmen her zamanki gibi kıllarını kıpırdatmadılar. Kentsel dönüşüm ve altyapı güçlendirme çalışmaları gibi yaşamsal ve en temel önlemleri almak yerine rant ve yağma düzenini sürdürdüler.
It is time for #solidarity!#TurkeyQuake #earthquake #syriaearthquake pic.twitter.com/OpTw83qx5B
— UİD-DER (@uid_der) February 6, 2023
Siyasi iktidarın olası bir depreme yönelik aldığı tek “önlem” 12 Kasımda yapılan “çök-kapan-tutun” tatbikatıydı. Hiçbir ön hazırlık ve bilgilendirme olmadan, ülkenin hiçbir noktasında depreme yönelik ciddi çalışmalar yapılmadan, tüm ülke ranta teslim edilmişken bir mesajla ülkece “çök-kapan-tutun” yapmamız istendi! Bu tatbikat siyasi iktidarın depreme yaklaşımını ortaya koyan trajikomik bir örnekti. Bugünse milyonlarca emekçinin kaderine terk edildiği tam bir trajedi yaşanıyor. Siyasi iktidarın yağma ve talan düzeninin çürümüşlüğünü ortaya koyan çok acı bir tablo var karşımızda. Üstelik depremin yol açtığı gerçek yıkım henüz tam olarak ortaya çıkmamıştır. Burjuva medyada gösterildiğinden çok daha büyük bir yıkım olduğu gelen yardım çağrılarından, sosyal medyada paylaşılan görüntülerden anlaşılmaktadır.
Bu iktidar, duble yollar, havaalanları, büyük devlet binaları yapılmasını gelişme ve kalkınma olarak sunuyor ve övünmemizi istiyordu. Ancak bu iktidarın tek terdi, büyük inşaat projeleriyle devlet kaynaklarını kendi sermaye çevresine aktarmaktı. İnsani gelişmeyi beton ormanları dikmek olarak yücelten bu iktidarın politikaları ülkeyi felakete sürüklemiştir. Tek adam rejiminin övünç kaynağı, gelişme olarak sunduğu duble yollar, havaalanları, hastane binaları çökmüştür. Müteahhitlerin, yandaşlar başta olmak üzere sermayenin cebi dolarken, emekçiler acı ve gözyaşına boğulmuş, enkaz altında kalmıştır.
Dos grandes terremotos de gran magnitud (M7.7 y M7.6) dentro de las horas golpearon gravemente la parte sureste de Turquía y Siria. Se están organizando campañas de #solidaridad para ayudar a nuestros hermanos y hermanas de clase.#TerremotoTurquia #Terremoto pic.twitter.com/fdOLO5ZFrT
— UİD-DER (@uid_der) February 7, 2023
Deprem bölgesindeki emekçiler yardım çağrıları yaparken, enkaz altında kalanlar için zaman daralırken emekçi kardeşlerimiz kendi kaderine terk edilemez. Bölgeye gidecek her yardım hayati önemdeyken sivil yardım ekiplerinin ve toplanan yardımların bölgeye girmesi engellenmemelidir. Devletin tüm olanakları derhal seferber edilmelidir. “Devletimiz tüm önlemleri aldı” söylemi bir kenara bırakılarak sendikaların, işçi örgütlerinin, sosyalist partilerin, demokratik kitle örgütlerinin deprem bölgelerine ulaşmasına, topladıkları yardımları insanlara vermesine ve enkaz altında kalanlara yardım etmesine izin verilmelidir!
Yaralılara acil şifa, hayatını kaybeden insanlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bölge halkına, Türkiye ve Suriye’deki emekçilere geçmiş olsun diyoruz. Gün sınıf dayanışmasını yükseltme günüdür. Gün emekçi kardeşlerimizle yardımlaşma ve dayanışma günüdür!
- Depremin 40. Gününde İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçlerinden Anma Eylemi
- Dimdik Durun ki İyileşelim!
- Dayanışma, Yarına Dair Umudumuzu Büyüttü
- O Bebeğin Keskin Kılıç Gözleri…
- Samandağ Dayanışması Su Sorununa ve Salgın Riskine Dikkat Çekti
- İktidarın Üniversite Korkusu!
- UİD-DER Varsa Umut da Var!
- Samandağ Dayanışma Koordinasyonu: Dayanışma Yaşatır!
- Ayağa Kalkacağım!
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Samandağ Sağlık Koordinasyonundan Acil Önlem Çağrısı
- “Özel Hastaneye Götürmeyin, Param Yok!”
- Sermayenin Kâr Hırsı Deprem Dinlemiyor
- Sermayenin Fıtratı: İnsan Canı Yerine Para Kasası!
- İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri ile TİP’e Polis Saldırısı
- Ankara’da da Dayanışmamızı Büyütüyoruz
- Depremzedeleri İşe Almayın Diyen Sermaye Sözcüsünün Fıtratı!
- TÜİK Raporları: Yeni Binalar da Çöktü
- Çocukların Depremzedelerle Dayanışması
- Gerçekte Ne Oldu: Okunması Gereken Önemli Yazılar!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube, 19 Martta 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Classes Butik Otel’de yapılan kurulda söz alan Şube Başkanı Özcan Atmaca, Mata işçilerinin direnişini selamlayarak konuşmasına başladı. “Mata bizim...
- Her yıl 21 Martta Ortadoğu ve Kafkasya halklarının “yeni günün”, özgürlüğün, isyanın, direnişin simgesi olarak kutladıkları Newroz, 2023 yılında “Her yer Newroz her daim Özgürlük/Her der Newroz, Her dem Azadi” şiarıyla karşılandı. 19 Mart Pazar günü...
- Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) 31. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ali Emiri Kültür Merkezi konferans salonunda yapılan Genel Kurulun ilk gününde, 6 Şubat depremlerinin felakete...
- Deprem, tsunami, sel, kasırga… Bunlar dünya var olalı beri meydana gelen doğa olaylarından bazıları. Tarihte insanlar bu tür doğa olaylarıyla nasıl baş edeceklerini bilmedikleri için türlü felaketlerle karşılaştılar, nice acılar çektiler. Kimi...
- Yoksullaşma, artan hayat pahalılığı, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle pek çok sektörde sendikalaşan işçilerin sayısı artıyor. Siyasi iktidarın işçi düşmanı politikalarından güç alan patronlar sınıfı, işçilerin sendikalaşma hakkına...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri “Depremin 40. gününde kaybettiğimiz canları yaktığımız mumlarla anıyoruz” diyerek 16 Mart günü anma eylemleri gerçekleştirdi. İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy İskele Meydanında bir araya gelen...
- Maraş merkezli depremlerde on binlerce insan yaşamdan kopartıldı, milyonlarcası perişan ve evsiz bırakıldı. Fakat sermaye sınıfının kâr hırsı sınır tanımıyor; yakınlarını kaybetmiş, acı ve kedere boğulmuş, evsiz kalmış işçileri işten atmakla tehdit...
- 6 Şubat depremleriyle büyük yıkım yaşayan Adıyaman, Malatya, Diyarbakır ve Urfa’da halk şimdi de sel ve su baskınlarıyla boğuşuyor. Yağmur Adıyaman, Malatya ve Urfa’da sele neden olurken Urfa ve Adıyaman’da 15 kişi hayatını kaybetti. 5 kişi de kayıp...
- AKP iktidarında can bulan dünya görüşü için gelişme ve kalkınma demek; büyük kâr getirisi olan yollar, köprüler, havaalanları, bin odalı saraylardır. İktidar ve zengin olma hırsından körleşmiş zihinsel ve düşünsel bir yapıdan söz ediyoruz. Bu...
- Merhaba arkadaşlar, benim adım Gizem. Ben 17 yaşındayım ve okuyorum. 11. sınıftayım ama okula gidemiyorum. Çünkü burada 6 Şubatta deprem oldu. Ben bu mektubu niye size yazıyorum biliyor musunuz? Ayakta dimdik durun ki çabuk iyileşelim. Deprem...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv’de çalışan 1000’den fazla işçi 27 Şubattan bu yana mücadele ediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, mobbing ve baskılara son verilmesi, ücretlerine yüzde 25 ek zam yapılması talebiyle başlayan...
- 6 Şubat sabahına korkunç bir haberle gözlerimizi açtık. Felaketin korkunç boyutları her geçen saat daha da açığa çıkıyordu. Saatler, günler geçerken insanların “devlet nerede?” feryatları göğe yükseliyordu. Televizyondan, sosyal medyadan çaresizce...
- Sömürücü egemenler, geçmişten bugüne hep aynı taktikleri izledikleri halde başarılı oluyorlar. Çünkü emekçiler, ezilen ve sömürülen kitleler örgütsüzler! Örgütsüz ve gideceği yolu bilmeyen insanlar kolayca yönlendirilirler. Böylece egemenler mağduru...