Buradasınız
Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Siyasi iktidarın uyguladığı yoksullaştırma politikası nedeniyle Türkiye işçi sınıfı çetin ve çileli günlerden geçiyor. Yaşadığımız tüm sorunlar büyüyerek katlanılmaz hale geliyor. Mutfakta yangın var! Enerjiden gıdaya zam fırtınası dinmek bilmiyor. Yoksulluk çığ gibi her geçen gün büyüyor. Yolsuzluk ve rüşvet bataklığının büyümesi, yoksulluk çukurunun genişlemesi, baskı ve yasakların artması, genç kuşakların kendini geleceksiz hissetmesi nedeniyle toplumun üzerine bir karamsarlık çökmüş durumda; emekçiler kendilerini çaresiz ve çıkışsız hissediyorlar. Öte yandan bu ağır tablonun sorumlusu olan siyasi iktidar duyarsızlık ve umursamazlık içerisindedir. Yarına dair sahte hayaller dağıtan iktidarın tüm önceliği sermaye sınıfını daha zengin etmek, yoksuldan alıp zengine vermektir! Artık Yeter!
Siyasi iktidar yıllardır Türkiye’nin büyük güç haline geldiğini, Avrupa’nın bizi kıskandığını propaganda ediyor. Aç tavuğun kendini darı ambarında sanması gibi bizim de kendimizi bu yalanlarla avutmamızı bekliyor! Oysa gerçek çok başkadır: Türkiye 2000 yılında dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Aradan geçen 22 yılda daha yukarı tırmanmadığı gibi, bugün 21. sıraya düşmüştür; 2022’nin sonunda ise 23. sıraya gerileyeceği öngörülüyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kişi başı gelir 7 yıl art arda düşüş gösterdi. Özetle işçi sınıfı, Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir yoksullaşma dalgası altında nefes almaya çalışıyor.
Kardeşler!
Siyasi iktidar, patronlar sınıfının kârını büyütmek için işçi ve emekçileri yoksulluğa sürükleyen politikalar izliyor, sorunlarımızı alabildiğine büyütüyor. 2018 yazında patlak veren krizle birlikte hızlanan yoksullaşma, son birkaç yılda şiddetini alabildiğine arttırarak bir çığa dönüştü. Lira uçurumdan düşercesine değer kaybetti, iğneden ipliğe her şeyin fiyatı katlanarak arttı, artıyor! Türkiye’de son 16 yılda resmi enflasyonun 5 kat, gıda enflasyonunun ise 9 kat artması nasıl açıklanabilir? Resmi enflasyon son 24 yılın zirvesine çıkarak yüzde 80’i geçti. Gıda enflasyonu ise yüzde 140’ı buldu. Üstelik bunlar resmi rakamlardır. Gerçek enflasyon bugün yüzde 180’in üzerindedir. Bu tablo nasıl sürdürülebilir? Ama maalesef enflasyon dizginlerinden boşalarak yükselmeye devam ederken, yaşadığımız ekonomik yıkım her geçen gün daha fazla büyüyor.
Ortada siyasi iktidarın işçi sınıfına yönelik apaçık bir yoksullaştırma saldırısı vardır. Enflasyon rekor üzerine rekor kırarken işçi ücretleri aynı oranda arttırılmadı, baskılandı. 2022 Ocak ve Temmuzunda asgari ücrete yapılan toplam zam oranı gerçekte yüzde 69,9’dur. Gerçek enflasyon oranı olan yüzde 181 rakamından bunu çıkardığımızda asgari ücretin nasıl büyük bir kayba uğradığını görürüz. Ve bu gördüğümüz bizim yoksullaşmamızdır aynı zamanda.
Kardeşler!
İşçi sınıfı yoksulluk çukurunun en diplerine doğru itiliyor! Bu sömürü düzeninde bir yanda yoksulluk öbür yanda ise zenginlik büyür! İşçi ve emekçilerin cebinden çıkan paralar buhar olup uçmuyor, sermaye sahiplerinin kasasını dolduruyor. Bankacılık sektörünün 2022’nin ilk altı ayındaki net kârı, bir önceki döneme göre yüzde 400 artarken, imalat sanayii patronları kâr rekorları kırıyorlar! Müteahhitler milyon dolarlık rant ve yıkım projeleriyle semirdikçe semiriyor. Vergilerimizle oluşan bütçe; teşvik, kolaylık, destek adı altında doymak bilmez patronlara akıyor.
Sonuç bellidir: Türkiye, gelir eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıraya yerleşmiştir. Son 7 yıldır Türkiye’nin gayri safi hasılası küçülmesine rağmen patronların kâr rekorları kırması, işçi sınıfının nasıl yoksullaştığının bir başka göstergesidir. Nitekim TÜİK’in verilerine göre emeğin milli gelir içindeki payı 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 37 iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 25’lere gerilemiştir. Aynı dönemde sermayenin payı yüzde 42,8’dan yüzde 54’e yükselmiştir. Mesele yeterince açıktır: Emek kaybederken sermaye palazlanmıştır!
Sendikaların verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin liraya dayanırken yoksulluk sınırı 23 bin liraya yaklaşmıştır. İşsizlik 8 milyon bandına otururken emekçilerin borç yükü taşınamaz olmuştur. Bugün toplumun yüzde 60’ı borçludur. 2022’nin ilk yarısında kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşmüş toplam kişi sayısı 1 milyonu bulmuştur. Emekçiler borcu borçla kapatmaya çalışıyor. Bu böyle gitmez, gitmemeli!
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Her şey gün gibi ortadadır. Sonbaharda okulların açılmasıyla emekçi ailelerin sırtına yeni ve daha ağır yükler bindi, binecek. Akaryakıt, elektrik, doğalgaza yapılan zamlar nedeniyle faturalar iyice el yakıyor. Yüzbinlerce üniversite öğrencisi yüksek yurt masrafları ve ev kiralarıyla başa çıkamıyor. Temel gıda fiyatları artmaya, bu da emekçilerin yoksulluğunu büyütmeye devam ediyor. Bu tablo, hangi partiye oy vermiş olursa olsun emekçiler için bir yıkım tablosudur. 2018’den bu yana tekrar ediyoruz: Yaşadığımız yoksulluk geçici değil, kroniktir! O günden bugüne korkunç bir şekilde yoksullaşma söz konusudur ve yıkımın büyüğü kapımızın eşiğindedir.
Peki, ne yapacağız? Türkiye işçi sınıfı eli kolu bağlı oturup bu yoksulluğu kabul etmeyecek, etmemelidir! Mutlak yoksulluğa, sefalete sürüklenmeye rıza gösteremeyiz. Büyüyen yoksulluk çığına, işsizliğe, geleceksizliğe, baskı ve yasaklara karşı harekete geçmekten başka seçenek yoktur!
İçinden geçtiğimiz krizli, fırtınalı ve çalkantılı süreçte işçi sınıfının tek güvencesi örgütlü gücüdür. Birilerinin gelip bizi kurtarmayacağını bilerek harekete geçmek ve inisiyatif almak zorundayız. Yoksulluk kışı yaşadığımız şu günlerde kabuğumuzdan çıkmak artık bir zorunluluktur. Daha fazla yan yana gelmeli, birliğimizi, örgütlülüğümüzü ve dayanışma ağlarımızı güçlendirmeliyiz. Kendi sınıf örgütlerimizde birleşmeden ve sermaye cephesinin karşısına emek cephesi olarak dikilmeden kazanamayız. UİD-DER tüm işçi ve emekçileri çığ gibi büyüyen yoksulluğa karşı mücadeleye çağırıyor.
- İşçilerin Eriyen Ücretleri Gerçek Enflasyon Oranında Arttırılsın!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Bir Ailenin İhtiyaçlarına Göre Belirlensin!
- Tüm Ürünlere Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- İşçilerin Elektrik, Su, Doğalgaz Borçları Silinsin!
- Emekçiler İçin Parasız Sağlık, Eğitim, Ulaşım, Elektrik, Su ve Doğalgaz!
- İşçilerin Kredi Borçları Dondurulsun!
- Ev Kiraları Dondurulsun!
- Tüm Okullarda Ücretsiz ve Sağlıklı Yemek Verilsin!
- Barınma Sorunu Son Bulsun! Tüm Üniversite Öğrencilerine Ücretsiz ve Nitelikli Yurt!
- İşçilerin Sendikalaşmasının Önündeki Tüm Engeller Kaldırılsın, Baskı ve Yasaklara Son!
- İktidarın Emekçileri Aldatma, Oyalama, Sindirme Politikalarına Geçit Vermeyelim!
Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
Tezgâh Başından!
- Sömürü ve Zorbalığa Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...
- Dünyanın ve Türkiye’nin manzarasından çıkarılacak tek bir sonuç var: İnsanlık saplanıp kaldığı kapitalizm bataklığından kurtulmalıdır ve bu görev işçi sınıfının omuzlarındadır. Dünya işçi sınıfının örgütlülük ve bilinç düzeyi olarak gerilere...
- Toplumsal belleğin, işçi sınıfı mücadelesinin ve devrimci sanatın savunucularından, yönetmen ve senarist Ali Özgentürk, 15 Mayısta, 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sinema tarihine unutulmaz eserler kazandıran Özgentürk, aynı zamanda işçi sınıfı...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan 1 Mayıs’ta “Yolumuz İşçi Sınıfının Yoludur!” diyen gençler olarak alanda yerimizi aldık. Bugünü...
- Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Abi, çok yönlü bir insandı. Öldüğünde geride sadece anılar değil, iz bırakanlardan, eserler bırakanlardan oldu. Onu ölümsüz kılan şeylerden biri, barış ve kardeşlik uğruna verdiği mücadeledir. İşçi sınıfının ve ezilenlerin...
- Konak Belediyesi işçilerinin grevine dayanışma için gittim. Orada çekilen bir fotoğrafı UİD-DER’li abime gönderdim. İlk kez grev yaşamış biri olarak başka bir greve destek verirken hissettiklerimi sordu. Anlattım. Zaten UİD-DER sitesini ve abimin...
- Almanya’da Volkswagen, Ford başta olmak üzere özellikle otomotiv sektöründe kitlesel işten atma saldırısı büyüyor. Metal işçileri ise bu saldırılara grevlerle ve sınıf dayanışmasıyla karşılık veriyor.
- Türkiye’de rejimin 19 Mart’ta başlattığı gözaltı ve tutuklama saldırısına karşılık düzenlenen kitlesel protestoların ardından 1 Mayıs’ta da “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları tüm...
- Büro Emekçileri Sendikası (BES) Türkiye genelinde birçok kentte eş zamanlı basın açıklamaları yaparak Ağustos ayında başlayacak 2026-2027 toplu iş sözleşmesi sürecine dair taleplerini açıkladı. İzmir Büyükşehir Belediyesine (İzBB) bağlı İZELMAN,...
- Tez-Koop-İş Sendikası 2025 yılı kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolünün bir an önce imzalanması ve işçilere alın terinin karşılığının verilmesi talebiyle 14 Mayısta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kitlesel basın...
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...