Buradasınız
“Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
Çatalca’dan bir grup genç işçi

“Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün şoförüne kadar birçok kişiye güveniriz. Güven, toplumsal hayatı sürdürmenin bir gereğidir.
Kapitalist düzen yaşamı çıkar ilişkileri üzerine kurduğu için, bir insana güvenmek ve güvenini kazanmak bu sistem altında oldukça zordur. Egemenler biz işçilere babamıza bile güvenmememiz gerektiğini öğütlüyor. Oysa asıl güvenmememiz gerekenler onlar! Yani ailemize, aynı tezgâhlarda çalıştığımız, aynı sıralarda okuduğumuz arkadaşlarımıza güvenmek varken, bizleri bireyciliğe hapsederek yalnız kalmamızı ve çaresiz hissetmemizi istiyorlar.
Ülkemizde her genç arkadaşımız gibi biz de çalışma ve geçinme derdine düşüyoruz. Ama bu yolda çoğu genç arkadaşımız yapayalnız. Her işyerinde bir yarış halindeyiz. Patronlar prim adı altında işçileri yarıştırarak, ne kadar çok çalışırsanız o kadar yükselirsiniz şeklinde kamçılayarak birbirlerini rakip olarak görmelerini sağlıyor. Bu gibi durumlar ise işçilerin kaynaşmasını ve birlik olmasını engelliyor. Böylece patronlar sınıfı işçileri daha kolay yöneterek sömürüyü ağırlaştırıyor.
İşçi Dayanışması, birlikte mücadele etmemiz ve mücadelemizi büyütmemiz gerektiğini anlatıyor. Örgütlü mücadelenin en temelinde güven duygusu yatar. Sadece yakın tarihteki işçi mücadelelerine bakalım. Metal işçileri birbirlerine güvenmeselerdi grev yasaklarını yırtabilirler miydi? Fernas madencileri gözaltılara rağmen çıplak ayaklarıyla Ankara’ya yürüyebilirler miydi? Peki, Polonez işçileri 173 gün süren o büyük mücadeleyi verebilir miydi? Bizi “kimseye güvenmeyin” diyerek birbirimizden soyutlamaya çalışanlara en büyük darbeyi sınıfına güvenen, birlik olup örgütlenerek mücadele eden işçiler olarak vereceğiz, vermeliyiz!
Ancak deneyimlerimizden biliyoruz ki karşımızdaki insana sadece dürüst davranarak, doğruları söyleyerek güven kazanamayız. Güven aynı zamanda fedakârlık ve emek ister. Arkadaşlarımızla güven ilişkisini sağlayabilmek için onlara zaman harcamalı, sorunlarımızı birbirimizle paylaşmalı, kafa yormalı ve çaba göstermeliyiz. Çevremizdeki arkadaşlarımıza güven duygusunu hissettirmeli ve onlara bunun ne kadar önemli olduğunu göstermeliyiz. Sorunlarımızın çözümü için önce birbirimize güvenmeli ve sonra da hep beraber örgütlü mücadelemizi büyütmeliyiz.
Reklam Deyip Geçmeyelim!
Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
Son Eklenenler
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...
- 2025 1 Mayıs’ını büyük bir coşkuyla kutladık. Alanda olmak bana tarifsiz bir cesaret verdi. Binlerce işçiyle tek ses olmak, tek yumruk olmak en güzel duyguları yaşatıyor.
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...