Buradasınız
“Balıkçı Sandalları Kullanarak Fabrikayı Boşalttık”

1970 Haziran’ın 15’i ve 16’sı… Yaşadığımız topraklar bu sıcak haziran günlerinde o zamana dek görülmedik bir işçi eylemine tanıklık etti. İşçiler sendikaları DİSK’in kapatılmaya çalışılmasına o kadar öfkelenmişlerdi ki hiçbir güç onları yolundan alıkoyamazdı. Muazzam bir dayanışma ören işçiler, karşılarına dikilen engeller karşısında yılmak bir yana, destansı bir mücadele verdiler. Sümerbank Yarımca Seramik Fabrikası Temsilcisi ve DİSK’e bağlı Serçip-İş Sendikası Başkanı Remzi Çakar’ın tanıklığı da buna ışık tutuyor:
14 Haziran’da Lastik-İş salonunda yapılan toplantıda, temsilciler kurulu oybirliği ile 15 Haziran sabahı DİSK’e bağlı tüm işyerlerinde iş bırakma kararı aldı. Karar işyeri temsilcileri tarafından büyük bir coşku ile karşılandı. Bu karar DİSK üyesi işçiler için “genel grev” anlamına geliyordu. Hiç unutmuyorum, kararın alınması, işçiler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Bu tavır bile işçinin kararlılığını, sendikasına sahip çıktığını gösteriyordu.
Toplantıdan sonra İzmit’e döndüm. Kocaeli’nde temsilciler bir araya gelerek Rabak işyeri baş temsilcisinin başkanlığında bir direniş komitesi oluşturduk. Bu komiteye her fabrikadan bir temsilci katıldı ve 8-10 kişilik bir direniş komitesi oluşturuldu. İnisiyatif işçilerde ve temsilcilerde olduğu için ben DİSK yönetim kurulu üyesi olduğum halde komiteye katılmadım. Çünkü bu, işyeri temsilcilerinin ve işçilerin ortaya koyduğu bir tepkiydi ve işin merkezinde onlar vardı. Bu hareketin asli kahramanları işçilerdi. Bu onur onlara aitti.
İşçi barikatı aştı
Kurulan direniş komitesi ile eyleme hazırlanan işçiler, her fabrikada vardiya, vardiya duyurular yaparak eyleme çağrı yaptı.
15 Haziran sabahı İzmit’in doğusunda Çelik Halat, Rabak, Pirelli, Goodyear gibi DİSK’e bağlı tüm işyerleri boşalarak İzmit merkezine doğru E-5’ten yürüyüşe geçtiler. Doğudan gelen işçilerin önü Kandıra Sapağı’nda askerler tarafından kesildi. Her nedense polisi hiç işe karıştırmadılar. İşçiler hiç taş sopa kullanmadan sadece göğüs gücüyle askeri barikatları aştılar. Çünkü kararlıydılar, önlerinde kimsenin duramayacağı belliydi. O yüzden sadece itmeleri bile yetti. Üç kez barikat kuruldu önümüze, üçü de aşıldı.
İzmit’in batı tarafından da aynı şeklinde yürüyüşe geçti işçiler. Batı tarafından gelen işçilerin önüne de barikat kuruldu ama işçiler engelleri tanımadı. İki yürüyüş kolu eski adıyla Çocuk Parkı yeni adıyla Cumhuriyet Parkı’nda buluştu. Cumhuriyet Parkı’nda bir araya gelen 20-25 bin işçi yaptıkları eylemle hükümeti yasa tasarısını geri çekmesi için uyardı.
Orada toplanan işçi, sendikal örgütlenme hakkına sahip çıktığını gösterdi. Sadece bir gün önce alınan bir karar olmasına rağmen tüm fabrikalardan tam katılım sağlandı. Şalter indi ve herkes sokaklara döküldü. Orada şunu ilan ettik: Bu tasarı geri çekilene kadar üretim başlamayacak. Eylem her gün devam edecek. Kocaeli tarihinde o zamana dek görülmemiş bir eylemdi.
Fabrikalar abluka altında
15 Haziran akşamı toplanan direniş komitesi, özellikle kamu işyerlerinde Türk-İş’in örgütlü olduğu işyerlerinde çalışan işçileri eyleme nasıl katacağını görüştü. İşyeri temsilcilerinden oluşan direniş komitesi, 15 Haziran gecesi özellikle batı tarafındaki SEKA, Petkim ve Tüpraş gibi işyerlerinden işçileri nasıl harekete katarız diye tartıştı. Türk-İş üyesi işyerlerinin önünde jandarma barikat kurmuştu, işçilerin birleşmesi engelleniyordu. Türk-İş’e bağlı işyerlerinde çalışan arkadaşlarımız da eylemin nedenini biliyorlardı ve bize destek vermek istiyorlardı. Ama o insanların fabrikayı terk etmemesi için fabrikalar abluka altındaydı. Direniş komitesinin toplantısında neye mal olursa olsun bu işyerlerine girip işçileri dışarı çıkarma kararı aldık.
Balıkçılarla anlaştık
16 Haziran’da batıdan ve doğudan başlayan yürüyüşler merkeze doğru devam ediyordu. Doğudan gelenler Çocuk Parkı’na kadar rahat bir şekilde geldiler. Batıdaki işçiler SEKA ve Petkim gibi işyerlerinin boşaltılması için fabrikanın ana kapılarından fabrikaya girmeye, kapıları açmaya karar verdi. SEKA’yı özellikle çok önemsiyorduk. Çünkü o dönem SEKA’da 7 bin işçi çalışıyordu. Temsilci arkadaşlar, Balıkçılar Kooperatifi ile nasıl anlaşmışlarsa, onların sandalları ile denizden SEKA’ya çok sayıda işçi girerek işçileri E-5’e çıkardılar ve fabrikayı boşalttılar.
İşçilerin kararlılığı sonucu Türk-İş üyesi işçiler de tüm engellemelere rağmen eyleme katılarak DİSK üyesi sınıf kardeşlerine destek verdi.
Hala hatırladıkça heyecanlanıyorum. O gün eylemde Türk-İş üyesi işçilerle birlikte [Kocaeli’de] 30-40 bin işçi vardı. İşçiler tek yürek olmuştu. Hep bir ağızdan sloganlar atılıyordu. Coşku inanılmazdı. Bizi birleştirmemek için çok uğraşmışlardı ama biz bir yolunu bulup birleşmiştik. Zaten 16’sında eylem biterken 17’sinde buradayız diye ayrıldık. Fakat 17’sini göremedik 16 Haziran akşamı sıkıyönetim ilan edildi.
Gözaltı ve tutukluluk
16 Haziran gecesi benimle birlikte birçok işyeri temsilcisi ve ilerici işçi gözaltına alındı. İstanbul Selimiye Kışlası’na götürüldük ve burada 11 gün tutulduk. Türlü işkenceler gördük. Oradan Maltepe Askeri Cezaevi’ne getirildik. Ben üç ay cezaevinde yattım.
Bu eylem Türkiye işçi hareketi tarihinde en büyük, en tutarlı, sonuçları en olumlu biten direniştir. 15-16 Haziran, işçi hareketinin en etkili mücadelesi oldu. Bu eyleme sadece DİSK üyeleri değil, Türk-İş üyesi işçiler de katılmıştır. Bu müthiş bir dayanışma örneğidir. 15-16 Haziran işçilere “hak verilmez alınır”ı, hakların yalnız mücadele ile alınacağını göstermiştir.
Kaynak: Derinden Gelen Kökler
“Bugün Askersen, Yarın İşçisin”
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...