Buradasınız
Barış Sorununda Sendikalar Ne Yapıyor?
Şu anda emperyalist savaş Suriye üzerinde yoğunlaşmış durumda. Suriye halkının haklı taleplerini kendilerine bahane yapan emperyalist güçler ve Türkiye, “özgürlük” ve “demokrasi” kavramları arkasına saklanarak kendi emellerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Suriye’den sonra emperyalist savaşın İran’a sıçrayacağı ve tüm Ortadoğu’nun ateş topuna döneceği kuvvetle muhtemeldir. Bu ortamda, içeride Kürt sorununda çözümsüzlük devam ediyor. AKP hükümeti, Kürt halkının Suriye’de bile kendi taleplerini hayata geçirmesine karşı çıkarak savaşı devam ettiriyor. Bu haksız savaşta Türk ve Kürt emekçilerinin çocukları yaşamlarının baharında ölüyorlar. Savaşa karşı çıkmak ve barış talebini yükseltmek çok büyük bir önem arz ediyor. Fakat savaşa karşı çıkarak barış talebini dile getirmesi ve bu temelde işçi kitlelerini harekete geçirmesi gereken sendikalar bu konuda tamamen duyarsız davranıyorlar. Nitekim 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle yapılan mitinglerde sendikaların anlamlı bir varlık gösterememesi bunu gözler önüne serdi.
Türk-İş üst yönetimi ve Hak-İş, AKP hükümetinin ortağı gibi çalışmaktadır. Bu işbirlikçiler, işçi sınıfına dönük saldırılar karşısında sessiz kaldıkları gibi, savaşa karşı çıkma ve barış talebini yükseltme noktasında da sessiz kalıyorlar. Böylece AKP hükümetinin savaş politikalarına hayat vermiş oluyorlar. Öte taraftan, Türk-İş’in işbirlikçi yönetimine karşı çıkan muhalif sendikalardan oluşan Sendikal Güç Birliği Platform’u da, İstanbul gibi bir işçi kentinde düzenlenen 1 Eylül mitingine anlamlı bir katılım sağlayamamıştır. Mitinge yalnızca TÜMTİS ve Hava-İş katılmıştır.
DİSK’e gelince, DİSK bu mitinge yalnızca temsilci düzeyinde katılmıştır. Mitinge katılan 20 kişilik Genel-İş Sendikası’nın önünde DİSK pankartı açılmış ve böylece DİSK de dostlar alışverişte görsün kabilinden mitingde görünmüştür. Oysa DİSK bir işçi sendikaları konfederasyonudur ve İstanbul’daki mitingi örgütleyen kurumlardan biridir. Ancak bir kez daha görülmüştür ki, DİSK’in mücadelesi bildiri yayınlamanın ve büyük laflar etmenin ötesine geçmemektedir.
KESK’in durumu da aslında farklı değildir. Bugün çok ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalan, üyeleri tutuklanan KESK’in mitinge çok daha kitlesel katılması beklenirdi. Ne var ki KESK, birkaç yüz kişinin ötesine geçmeyen bir kitleyi ancak alana taşıyabilmiştir.
Bu tablo, sendikal bürokrasinin sultası altındaki sendikal hareketin diplere vurduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Hal böyle olunca AKP hükümeti sendikaları dikkate almıyor ve istediği saldırıları dayatabiliyor. Şu anda sendikaların toplu sözleşme yetkisi yok. AKP hükümeti, onlarca sendika içinde sadece 12 sendikanın yetkisinin olduğunu, SGK verileri açıklandığında diğer sendikaların baraj altında kalacağını dile getiriyor. Sendikalara, “kıdem tazminatına karşı çıkmayın, ben de sizin yetki sorununuzu halledeyim” diyerek şantaj yapıyor. Sendikalar ise bu şantaj karşısında kuru bir itirazdan öteye geçen hiçbir şey yapmıyorlar. Çok açık ki, kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı dişe dokunur bir mücadele ortaya koyamayan, yetki sorununda AKP’nin şantajına mücadeleyle cevap veremeyen bir sendikal hareketin, barış sorununda da anlamlı bir mücadele örgütlemesi beklenemez.
Ancak sendikalar işçilerin örgütüdür ve işçilerin sorunlarına sahip çıkmalıdırlar. Fakat taban örgütlülükleri güçlendirilmeden, aşağıdan yukarıya basınç bindirilmeden ne sendikal hareket güçlenir ne de sendikal bürokrasi işçileri mücadeleye çeker. Bu nedenle, çeşitli iş kollarından gelerek UİD-DER çatısı altında birleşen işçilerin yürüttüğü mücadele oldukça önemlidir. UİD-DER, işçilerin taban örgütlülüklerini güçlendirmek ve işçilerin sendikalarına sahip çıkmasını sağlamak için çalışıyor. Örgütlediği kampanyalarla işçi sınıfının ulusal ve uluslararası dayanışmasını büyütüyor. Kıdem tazminatının gasp edilmesine karşı başlattığı kampanyayla yüz binlerce işçiye gerçekleri anlatan UİD-DER, topladığı imzaları Meclis’e taşıdı, onların itirazını dile getirmiş oldu. UİD-DER her alanda olduğu gibi, barış ve demokratik haklar noktasında da mücadele yürütüyor. “Emperyalist savaşa hayır, Ortadoğu’ya barış, Kürtlere özgürlük” sloganıyla İstanbul’daki 1 Eylül Barış Mitingine katılan UİD-DER, işçi enternasyonalizminin sesini yükseltti. Ezilen Kürt halkının taleplerinin karşılanması, Türk ve Kürt emekçilerin ölmesinin önüne geçilmesi, Ortadoğu’da süren emperyalist savaşa dur denmesi, güçlü bir işçi mücadelesinin yükseltilmesine bağlıdır. Taban örgütlülükleri yaratarak sendikaları harekete geçirmek, barış ve halkların kardeşliği için mücadeleyi yükseltmek üzere tüm işçileri, UİD-DER’i desteklemeye ve güçlendirmeye çağırıyoruz.
Suretler
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Öğretmenler, Belediye ve Üniversite İşçileri Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- ASM Çalışanları İş Bıraktı: “Eziyet Yönetmeliğine” Hayır!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Patronların Elindeki Koz: Sendika Yetkisine İtiraz
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!”
- Türk-İş’ten Ankara Mitingi: “Zordayız, Geçinemiyoruz”
- Sağlık Emekçileri: Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz
- DİSK: “Sendikal Hakların Önündeki Engeller Kaldırılsın!”
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- DİSK Ankara’da İşçi Buluşması Gerçekleştirdi
- Madencilerin Ankara Yürüyüşü, Öğretmenlerin Hak Gasplarına Karşı Mücadelesi Sürüyor
- DİSK’li İşçiler İstanbul’dan Seslendi: “Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz!”
- Türk-İş’ten Eş Zamanlı Eylemler
- DİSK’li İşçiler Mersin’de “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” Dedi
- Polonez İşçileri Saldırılara Rağmen Mücadeleye Devam Ediyor
- Sendikaların Eylemleri Devam Ediyor
- Türk-İş’ten Türkiye Genelinde Eylemler
- İstanbul’dan Antep’e İşçiler Hakları İçin Mücadeleye Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Saldırılara Karşı Mücadele Ediyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir Miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
Son Eklenenler
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...