Buradasınız
Birleşerek ve Güçlenerek 1 Mayıs’a
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Yerel seçimler bitti. Bu seçimlerin kazananı yine düzen partileri oldu. AKP, CHP, MHP seçim öncesinde emekçi kitleleri yapay bir şekilde kutuplaştırdı ve karşı karşıya getirdi. Bunlar seçim günü yaklaştıkça gerilimi daha da arttırdılar. Sonuçta kutuplaşma öyle bir düzeye çıktı ki, aynı işyerlerinde yan yana çalışan ve aynı mahallelerde yan yana yaşayan işçiler, sert bir şekilde tartışmaya, birbirlerine küsmeye başladılar ve gidip AKP, CHP ya da MHP’ye oy verdiler.
Oysa bu partilerin tümü patronların sömürü düzenine hizmet etmektedir. İşçi sınıfı, örgütsüz olması nedeniyle içine itildiği kutuplaşmadan sıyrılamadı. Zaten bu partilerin amaçladıkları da buydu.
Kardeşler!
Seçimlerin kazananı patronlar sınıfı olmuştur. Öncelikle şu hususun altını çizmek istiyoruz: Seçimler üzerinden aynı zamanda kıran kırana bir iktidar kavgası verildi. TÜSİAD ve TUSKON CHP’nin, MÜSİAD ve bazı patron örgütleri ise AKP’nin arkasında saf tuttular. Bu kavgayı verenler sömürü düzeninin egemenleridir. Bu nedenle, hangi düzen partisi kazanırsa kazansın aslında gerçekte kazanan daima patronlar olmaktadır. Çünkü kapitalist sömürü düzenini savunan tüm partiler, patronlar işçileri daha fazla sömürsün ve daha fazla kâra geçsin diye çalışmaktadır.
Kardeşler!
Düzen güçleri etrafında yaratılan yapay kutuplaştırma işçilerin ve yoksulların tüm sorunlarının üzerini örtmüştür. İşçi-emekçi halkın hemen hiçbir sorunu gündeme getirilmemiş, tartışılmamıştır.
Oysa hangi inanç, dil ya da renkten olursa olsun tüm işçilerin sorunları ve çıkarları ortaktır. İşçiler, patronlar karşısında aynı kaderi paylaşan bir sınıfın, işçi sınıfının üyesidirler. İşte bu nedenle işçi sınıfı kendi çıkarları ve sorunlarının çözümü temelinde birleşmeli, asla patronların ve düzen partilerinin oyunlarına gelmemelidir.
Kardeşler!
Sınıfımızın sorunları günden güne artıyor. Taşeronluk sistemi, AKP hükümetinin yaptığı yasal düzenlemelerle alabildiğine yaygınlaşmış durumda. Bakanlıklardan belediyelere, hastanelerden fabrikalara tüm çalışma alanlarını taşeronluk sistemi sarmış bulunuyor.
Taşeronlaştırma demek; esnek, kısa süreli sözleşmeyle, kuralsız, düşük ücretle ve tüm sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalışmak demektir.
Taşeronlaştırmanın yaygınlaşmasına bağlı olarak iş kazaları ve işçi ölümleri de artmaktadır. Daha fazla kâr elde etmeyi amaçlayan patronlar, maliyetleri düşürmek için iş ve işçi güvenliği önlemlerini almıyorlar. Netice bellidir: Süregiden iş kazaları, yaşamını kaybeden işçiler ve acıya boğulan işçi aileleri!
Daha geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan, “3. köprü inşaatını hızlandırın” talimatı verdi ve ertesi gün üç işçi köprü inşaatında yaşamını kaybetti.
Her ay ortalama 100 işçi iş kazalarında hayatını kaybetmektedir. Patronlar gerekli önlemleri almazken, AKP hükümeti de gerekli denetimleri yapmamaktadır.
Kardeşler!
Bugünün teknolojik imkânlarıyla tüm işsizliği önlemek ve herkese iş vermek mümkündür. Günde 4 saat çalışarak toplumun gereksinimlerini karşılamak olanaklıdır. Ama yalnızca kendi çıkarlarını düşünen asalak patronlar bunu istemiyorlar. Bu nedenle, teknoloji gelişirken, tezat biçimde iş saatleri giderek daha fazla uzamakta, bunun yanı sıra işsizlik sürekli artmaktadır.
Fazla mesailerle birlikte çalışma süreleri haftada 70-75 saate kadar çıkıyor. Türkiye, işçilerin en uzun çalıştırıldığı ülkeler sıralamasında üçüncüdür.
Patronlar sınıfı, ücretleri düşük tutarak işçileri daha fazla çalışmaya yani fazla mesailere kalmaya mecbur ediyorlar. Ailesini geçindirmek zorunda olan işçiler, fazla mesailere zorunlu olarak “rıza” gösteriyorlar.
Kardeşler!
Tüm bunlara katlanmamızın nedeni örgütsüz oluşumuzdur. Yan yana gelip birlikte hareket edemiyor oluşumuzdur.
İşte bu nedenle AKP, CHP, MHP gibi sermaye partileri ve patronlar bizleri kendi çıkarları temelinde kutuplaştırıp bölebiliyorlar. Unutmayalım! Onlar bizi aldatmayı başardıkça sırtımızda deve güreşi yapmaya devam edecekler. Bizler onların arkasına düştükçe kendi sorunlarımızın çözümünden uzaklaşacağız.
Biz işçiler ve yoksullar, düzen partilerini bir kenara itip kendi sorunlarımızın çözümü temelinde bir araya gelmeliyiz. Alevi-Sünni, Türk-Kürt demeden tüm işçiler olarak birleşmeliyiz.
İşçiler birleştiklerinde patronların dayattığı düşük ücretlere ve uzun iş saatlerine boyun eğmezler! İşçiler birleştiklerinde taşeronluk sistemine, kısa süreli sözleşmeye, ağır çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine dur derler! İşçiler birleştiklerinde düzen partilerine kanmaz, onların arkasından gitmezler.
İşçiler birlik olduğu zaman hükümet canının istediği gibi anti-demokratik yasalar çıkartamaz; sendikaların önünü kesemez; başbakan sultan edasıyla davranamaz.
Kardeşler!
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs, 8 saatlik işgünü mücadelesinin bir sembolüdür. 1 Mayıs, farklı milliyet, dil, renk ve dinden işçilerin tüm dünyada meydanlara aktığı, zulme ve sömürüye karşı çıktığı bir gündür.
Gelin bu anlamlı günde işçiler, emekçiler ve yoksullar olarak birleşelim. 1 Mayıs, gücümüzü ortaya koyduğumuz bir gün olsun.
Gelin, haklarımızın elimizden alınmasına, sömürüye ve emperyalist savaşlara karşı çıkalım! Türkiye’nin her yerinde birleşik, kitlesel, örgütlü, coşkulu bir şekilde 1 Mayıs alanlarında buluşalım.
Yıllardır işçilerin sorunlarını gündeme getiren ve çözülmesi için canla başla mücadele veren derneğimiz UİD-DER saflarında kol kola, omuz omuza 1 Mayıs’a yürüyelim!
İşçilerin Sordukları/23
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- 8 Aralık Pazar Günü, İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla binlerce işçi ve emekçi hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, kayyımlara, baskılara hayır demek için Kartal’da bir araya geldi. Mitingde DİSK ve KESK’e bağlı...
- Bizler çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçileriz. Öncelikle İşçi Dayanışması bültenimizin 200. sayısını heyecanla bekliyoruz. Bültenimiz bundan 16 yıl önce, 2008 Nisanında çıktı ve ilk iş olarak mücadeleci işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta UİD-DER’le...
- Sevgili işçi kardeşlerim. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Engelliler Gününde engellilerin yaşamının nasıl eziyete dönüştürüldüğüne tanık olduk. Engelliler sokağa çıkıp “engelsiz yaşam istiyoruz” diye haykırıyorlar. Engellilerin ortak talebi...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 146 işçi 140 gündür sendika hakkı ve işe iade talebiyle mücadele ediyor. Polonez işçileri seslerini duyurmak için aylardır çeşitli eylemler...
- TEKSİF Sendikası, Bolu Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Gezer Terlik Tekstil fabrikası önünde 5 Aralıkta basın açıklaması yaparak işverenin sendika düşmanı tutumunu ve işten atmaları protesto etti. İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası...
- Barınma ihtiyacı, tarih boyunca insanın en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarihin ilk dönemlerinde bizi yırtıcılardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan barınma alanlarımız zamanla gelişerek ailemizle paylaştığımız bugünkü evler haline...
- Çocukluğumuzda, gençliğimizde “çok çalış sınavda başarılı ol, işsiz kalmayacağın bir bölümde oku” telkinlerini, işe başladıktan sonra “çok çalış maaşın artsın, daha iyi bir bölüme geç” sözlerini sıkça duymuşuzdur. Elbette hepimiz iyi bir gelecek...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ağaç AŞ’de çalışan DİSK/Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen) üyesi işçiler, 5 gün çalışma 2 gün izin haklarının gasp edilmesine karşı işyerlerinde oturma eylemine başladı. İstanbul Silivri’de...
- Almanya’da on binlerce işçinin çalıştığı otomobil üreticisi Volkswagen’de (VW) işçiler 2 Aralık Pazartesi günü uyarı grevleri yaparak taleplerini ve şirketin kitlesel işten çıkarma planlarını protesto etti. IG Metal sendikasında örgütlü yaklaşık 100...
- Bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Türkiye’de de dünyada da madenciler, karşı karşıya kaldıkları tehlikelerle, katliamlarla anılır. Oysa madenciler aynı zamanda görkemli eylemlerin, mücadelelerin altına imza atmışlardır, büyük kalkışmaları...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında Grid Solutions, Schneider Elektrik, Hitachi Energy, Arıtaş Kriyojenik ve MESS’ten ayrılan Green Transfo fabrikaları için yürütülen toplu iş sözleşmesi...
- Dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilerin yoksulluğa, kamu hizmetleri yerine savaşa devasa bütçeler ayrılmasına, emperyalist savaşa karşı öfkesi ve mücadelesi büyüyor. Meydanlara çıkan işçiler sınıf dayanışmasını büyütüyor, hayatı cehenneme...
- Geçtiğimiz ay 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı başlatılan mücadele sürüyor. Başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları “eziyet yönetmeliği”ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş...