Buradasınız
Borç Yiğidin Kamçısı mıdır?

Atalarımız “borç yiğidin kamçısıdır” demişler. Bu sözle borcuna sadık olanın erdemli, borcunu ödemek için durup dinlenmeden çalışanın onurlu olduğu anlatılır. Yalan da değildir bu. Borcuna sadık olmak doğru bir tutumdur. Fakat devir değişti. Borç artık yiğidin kamçısı değil, işçinin sırtında bir kamçı! Bu kamçı işçinin sırtından hiç inmiyor ve işçi borcuna ne kadar sadık olursa olsun ödeye ödeye bitiremiyor. Mekanizma işçiyi borç içinde bırakmak üzerine kurulu: Bir yanda düşük ücretler, bir yanda geçim derdi, bir yanda banka kredileri…
Çünkü şu anki ücretlerle ay sonunu bile getirmek mümkün değil ve bu ücretlerle para biriktirerek ev almak düş olmanın ötesine geçemez. İşçiler sadece barınabilecekleri bir evleri olsun isterken, dünya kadar borç yükünün altına girerler. “Kiracılığa son! Faizsiz, peşinatsız, kredisiz ev sahibi olma imkânı” söylemleriyle yapılan reklamlar, güler yüzlü satıcılar, kefilsiz ev kredisi veren bankalarla bir kez elini veren kolunu kaptırır kredi bataklığına. Ev kredisi, araba kredisi, ihtiyaç kredisi, düğün kredisi, tatil kredisi, bayram kredisi, kredi kartları derken, işçilerin hayatı bankalar tarafından ipotek altına alınır. Bir bankaya olan borç, başka bankalardan alınan borçlarla ödenmeye çalışılır.
İşçi borçlanmadan hiçbir şeye sahip olamayacağını düşünüp dişini sıkar, borç bitmeden huzura kavuşamayacağını bilir. Oysa borç bir türlü bitmez, huzur da gelmez. Bir kez kredi batağına saplandı mı işçilerin yakasını kurtarması kolay olmaz. İşçiler, bir an önce borçları bitsin diye, kendilerini daha çok çalışmak zorunda hissederler. Daha çok çalışırlarsa daha çok kazanacaklarına, borçları kapatacaklarına inanırlar. Ömür fazla mesailerle tükenir. İşçiler adeta makinenin bir parçası haline gelirler. Çok çalışmaktan sağlığını kaybeden işçiler, çocuklarının, eşlerinin yüzlerini göremez olurlar. Bankalara olan borçları düşünmekten, kendilerini, sevdiklerini, geleceklerini düşünmeye fırsat bulamazlar. Kıt kanaat geçinmeye, dişlerinden tırnaklarından arttırmaya çalışırlar. Akrabalarını, eş ve dostlarını göremezler, sosyal yaşam ortadan kalkar ve şöyle bir çıkıp dolaşmak bile lüks haline gelir. Bu durumda işçiler mutlu olamazlar, insani ilişkilerini kaybederler, yaşamdan zevk alamazlar. Hayatlarındaki en önemli şey borcun bir an önce bitmesidir ve bu durum her şeyin önüne geçer.
Kalan kredi taksitlerini düşünmekten uykuları kaçan işçiler, kara kara düşünüp işyerindeki haksızlıklara ses çıkaramaz hale gelirler. İşlerini kaybetmemek için her şeyi sineye çeken, tam da patronların istediği tipte işçilere dönüşürler. Bir işyerinde çalışma koşullarını iyileştirmek, ücretleri yükseltmek, sendikalaşmak için mücadele başladığında pek çok işçi, “Haklısınız, ama size katılamam. Benim bankaya kredi borcum var. Patron işten atarsa, borcu nasıl öderim?” der. Kredi borçlarının yükü, işçileri haklarını aramayan, boyun eğen işçilere dönüştürüyor. Bilinmelidir ki, patronlar ücretleri özellikle düşük tutuyor ve işçileri banka kredilerine, kredi kartlarına mecbur ediyorlar. İşçiler borç yükü altına girsin, gelecek yıllarını bankalara ipotek etsin, sesini çıkarmadan çalışsın diye. İşte böyle. Borç kamçısı insanın sırtında şaklatılırken ortada yiğitlik mi kalır!
Oysa hakkımızı aradığımızda, bir araya gelerek mücadele ettiğimizde, yiğitçe patronların karşısına dikilebiliriz. Çözüm fazla mesailerde ömür tüketerek kalan yaşamımızda borç ödemek değil, mücadele etmektir. İşçi sınıfı olarak en büyük borcumuz, mücadele ederek kazanacağımız hakları bizden sonraki işçi kuşaklarına bırakmaktır. Sırtımızda şaklattıkları borç kırbacını patronların ellerinden almaktan başka yol yok!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
Son Eklenenler
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.