Buradasınız
Bu Zenginliğin Kaynağı Neresi?
Aydınlı’dan bir kadın işçi
Geçenlerde Türkiye’de 22 bin zengin ailenin Akbank’ta hesabı olduğunu anlatan bir haber vardı. Bankanın genel müdür yardımcısı, müşterilerinin paralarını nasıl en iyi şekilde değerlendirdiklerinden, müşterilerinin hesaplarını nasıl gizli tutmaya özen gösterdiklerinden bahsediyordu. Bu haberi okuyunca aklıma Türkiye’de ve dünyada zenginler sınıfının bir avuç azınlıktan ibaret olduğu geldi. Yüz milyonlarca işçi her şeyi üretirken, ürettiğimiz tüm zenginlikler çok az sayıda insanın cebine akıyor. Zaten tüm çelişki de burada! Biz işçiler fabrikalarda günümüzün en verimli saatlerinde patronlarımızın cepleri daha çok dolsun diye çalışıyoruz. Sabah makine başında ayılıp bütün gün canımız çıkana kadar tekrar tekrar çalışıyoruz. İş kazaları, ölümler, kötü çalışma koşulları, çalıştığımız halde hakkımızı alamamak, bunlar hep bizim payımıza düşenler oluyor. Bu bizim tercihimiz değil ama mecbur kalıyoruz. Milyonlar kapitalizmin tarihi boyunca hep fakirliğe mahkûmken birkaç bin kişi ise hep zengin. Biz hep üretirken onlar hep tüm zenginliklere el koyanlar.
Tüm bu çelişkilerin aslında kapitalizmden kaynaklandığını biliyoruz. Ama bunu değiştirmek için mücadele etmekten başka çaremiz olmadığını da biliyoruz. Aksi halde tüm bu çelişkiler daha da derinleşerek devam edecek. Bugün baktığımızda bir yandan Ortadoğu’da yürüyen savaş, bir yanda tersanede yaşanan iş kazaları ve ölümler, bir yanda yeni yasalarla artan hak gaspları, bir yanda da burjuvazinin bu topraklarda yürüttüğü haksız savaşta ölen binlerce insan. Tüm bunlar gerçekte kapitalizmin işçi sınıfı açısından ne demek olduğunu bize çok iyi gösteriyor. Patronlar sınıfı için ise bu sadece kâr kapısı demek. Hafta sonu dernekte müzik gurubumuz bir türkü söylemişti: “Bu kaderi biz yazmadık bozacak olan biziz.” Evet, bu kaderi biz yazmadık ama eninde sonunda bozacak olan biziz. Yeter ki bunun için mücadele edelim.
Fabrikada Sıkıyönetim
- Haksızlığı Görüyorsan Harekete Geç ve Örgütlen!
- “Keşke Sendikayı Getiren Arkadaşları Dinleseydik”
- Panterler Konuşsaydı
- Kapıda Kalmak
- Örgütlenen İşçilerin Değişim Serüveni
- Düzenin Çürütücü Etkisinden Bizi Örgütlü Mücadele Kurtarır
- Kapitalizm Çok Çalıştırarak da Öldürür
- “Belki Ben, Belki Sen”
- Mutlu ve Umutlu Olmanın Formülü Örgütlü Mücadele
- Çöpten Toplanan Kalemler
- “Söyledikleriniz Tuhaf!”
- Firavunlar ve İşçiler
- Bir İstanbul Turu ve Umuda Dair
- “Ya Dayı Valla İlk Kez Senden Duyuyorum”
- Arılar ve Sınıf Bilinçli İşçiler
- “Mücadeleyi Aşkla Sevmek”
- Sürü Halinde Aynı Yöne Bakan Sırtlanlar
- Bir Bayram Günü İşçi Çocuklarının Dayanışması
- Sarı Baret, Kara Elmas ve Mücadele
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
Son Eklenenler
- Artan enflasyon karşısında eriyen ücretler, gittikçe büyüyen ve dayanılmaz bir hâl alan yoksullaşma, geçim sıkıntısı, artan kiralar ve işsizliğin geldiği boyut karşısında siyasi iktidar önce inkâr politikasına başvurdu. Yoksulluktan şikâyet edenlere...
- Merhabalar dostlar. 3 yaşında bir kızım var, ellerinizden öper. Kızım diye demiyorum ama çok akıllıdır. Anlata anlata bitiremediğim minik UİD-DER’li... Elimizden geldikçe ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Ama bazen yetemiyoruz. Hayat o kadar...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Neşe Plastik fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine işçiler, 18 Mayısta greve çıktılar. Petrol-İş Sendikası Kartal 2 No’lu şubede örgütlü olan Neşe Plastik işçileri, enflasyon artı 1300...
- Kapitalist sistem insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygularını köreltmeye, her koyunun kendi bacağından asılacağı fikrini zehir gibi insanların zihnine nakşetmeye çalışır. Başkasının sorunlarına duyarsızlaşmamızı, birbirimize yabancı gibi...
- Türkiye’de 11 milyon kadın ev içi bakım işleri nedeniyle yani çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına baktıkları için çalışamıyor. Çalışan kadınlarsa kaliteli ve yeterli kreşler ve bakımevleri olmadığı için büyük zorluklar yaşıyorlar. Çocukları için...
- Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs sadece sol partiler tarafından kutlanır. İşçiler ve sendikalar Eylül ayının ilk Pazartesi gününü “Emek Günü” olarak kutlar. Bunu yapmalarındaki kasıt Kuzey Amerikalı işçilerle dünyanın geri kalan...
- Geçen bayram, tatil olması ve ulaşımın ücretsiz olması vesilesiyle iki arkadaş Büyükada’ya gitme kararı aldık. Büyükada’yı görecek olmamızın sevinci ve heyecanının yanı sıra ulaşıma ücret ödemeyecek olmamızın rahatlığı da vardı. Bu duruma sevinenin...
- Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor,...
- Bizler bir grup metal işçisiyiz. Birleşik Metal-İş üyesiyiz. Bu sabah sendikamızın işyeri temsilcilerinden olan arkadaşımızın kardeşinin, Okan’ın, Antalya’da iş cinayetinde öldüğünü öğrendik. Henüz sadece 36 yaşındaki kardeşimiz, Okan Günay, bu...
- Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal, Üçüncü Dünya Savaşının en önemli halkasını oluşturuyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist blok Ukrayna’ya silah yığarken, derinleşerek devam eden savaş tüm dünyayı etkiliyor. Emperyalist hegemonya...
- 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri devam ediyor. Haksız ve emperyalist savaşların ölüm, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk ve işsizlik demek olduğunu gördük bir kez daha! Tüm bunların yanında...
- İstanbul Ataşehir’de bulunan Emlak Konut GYO inşaatında çalışan işçiler 16 Nisanda direniş başlattılar. DİSK/Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş Sendikalarının ortaklaşa örgütlediği eylemde, “Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz” pankartı açıldı.
- Ben bir buçuk aylık çocuğu olan bir anne ve hemşireyim. Bebeğimize iki aylıkken yaptırmamız gereken rotavirüs aşısı var. Bu aşıyı devlet karşılamıyor, aşının fiyatı da oldukça yüksek. Piyasada satılan iki farklı rota aşısı var. Bir aşı iki doz ve...