Buradasınız
Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
Sefaköy’den bir grup genç işçi
Bizlere yol gösteren, haklı ve güçlü olmanın onurunu yaşatan sınıfımızın şanlı günleri 15-16 Haziran… O günlerde meydanlarda sokaklarda hep bir ağızdan bağırmış işçiler; “hak verilmez alınır!” diye. 50 yıl önceki o haykırış dilden dile ve anlamlı bir emekle taşınıp geldi bugünlere. UİD-DER’in bu şanlı direnişin 50. yıldönümünde gerçekleştirdiği “Aylardan Hazirandı, İşçiler Tarih Yazdı” yayın akışının bizlerde yarattığı duygulardan bahsetmek istiyoruz.
Birileri sanki tutuşmuş el ele, kuşanmışlar en güzel elbiselerini ve alıp başlarını gitmişler bugünlerden o güzel ve görkemli günlere. Gidip de 15-16 Haziran kortejlerinde yerlerini almışlar sanki. Ellerinde flamaları ve pankartları ile ağızlarında en haklı talepleri ile yürümüşler. Analarımız, babalarımız, atalarımız… Sanki onlarla aynı coşkuyu yaşamış, aynı duyguları hissetmiş ve aynı derecede öfke duymuşlar patronlara. Çeliği bile yumuşatan o görkemli saatleri birlikte yaşamışlar. Elinde dövizi, başında çatkısı, ayağında terliği ile yola düşen işçi ablamızın yanında yürümüşler mesela, sanki onunla beraber haykırmışlar haklı davamızı. Birlikte ezmişler asfalt yolları, birlikte yarmışlar barikatları, tankların üzerinden birlikte aşmışlar… Sel olup birlikte akmışlar sanki on binlerce işçiyle birlikte. Sonra da o sıcak Haziran günlerinde tarih yazan atalarımızın elinden tutup bugünlere getirmişler. Ne için yaptılar bu yarım asırlık yolculuğu? Dahası neden yalnız dönmediler? Sınıfımızın tarihinde unutulmaz bir sayfa açanlarla; içimizde bir çocuğun bayram akşamı sevinci, gözlerimizde güzel günlere inancın ışığıyla bekleyen bizleri tanıştırmak için!
UİD-DER’li arkadaşlarımız yaşanan coşkuyu sanki hep birlikte yaratmış ve hissetmişlercesine 15-16 Haziran’ı bizlere anlattılar. Büyük İşçi Direnişini yaratan o güzel insanları, o güzel yaşanmışlıklarıyla 50 yıl sonra evlerimize misafir etmemizi sağladılar. Biz genç işçiler UİD-DER’le birlikte tekrardan hatırladık ve hatta adeta yaşadık, yüreğimizin en derininde hissettik o şanlı günleri. Bizlere bu hisleri yaşatan ve umudumuzu yeniden yeşerten UİD-DER’e ve dört gün boyunca yayın akışımız için emek veren, o günleri bizlere ulaştıran tüm mücadele arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ederiz.
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...