Buradasınız
Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
Tuzla’dan bir kadın işçi
UİD-DER’in 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50. yılında hazırladığı “Aylardan Hazirandı İşçiler Tarih Yazdı” adlı yayın akışı beni bu günden alıp elli yıl öncesine götürdü. Aylardan hazirandı, sıcaktı, ama hayır sıcak olan sadece hava değildi, bir başkaydı bu sıcaklık. İçimi ısıtan örgütlü işçi sınıfının kavgasının sıcaklığıydı. Dakika dakika, saat saat işçi sınıfının o büyük ve şanlı direnişine şahitlik ettim. Her bir anını adeta canlı canlı yaşadım.
İşçiler mücadeleci sendikaları DİSK’in, patronlar sınıfı ve onun hükümeti ile Türk-İş bürokratları tarafından kapatılmak istenmesine karşı ayağa kalktılar. Burjuvaziye ülkeyi dar ettiler. İşçilerin bu saldırı karşısında patronlar sınıfına karşı nasıl uzlaşmaz bir tutum aldıklarına UİD-DER’in yayın akışı sayesinde tanıklık ettim. Kemal Türkler’in o kararlı ve azimli duruşunu, işçi temsilcilerine sonuna kadar mücadele edeceğiz diye seslenişini gözlerimle gördüm. Sonra işçi temsilcilerinin alınan bu karar üzerine fabrikalarda yaptıkları toplantılara şahit oldum. Atılan sloganları kulaklarımla duydum. İşçi sınıfının o kararlı ve inançlı duruşunu yüreğimde hissettim.
14’ü akşamı bütün fabrikalara ve işçi mahallelerine DİSK’in direnme kararı ulaşmıştı. Kadını, erkeği, yaşlısı, genciyle herkeste bir heyecan vardı. Kimse duramıyordu yerinde, bir an önce bir şeyler yapmak istiyorlardı. Ve yapıtılar da. 15’inde bütün fabrikalarda üretimi durdurup yürüyüşe başladılar. Diğer fabrikalardan işçileri de aralarına kata kata ilerliyordu yürüyüş kolları. Sadece DİSK’li işçiler değildi yürüyen. Sınıf mücadelesine, işçi kardeşlerine destek olmak isteyen Türk-İş’li işçiler de vardı aralarında. Sınıf kardeşlerinin mücadelesine ortak oluyorlar, omuz veriyorlardı. 70 bin dev işçi meydanlardaydı. Ertesi gün ise bu öfke seli dinmek bir yana katlanarak arttı. Tam 150 bin işçi olmuşlardı. Fabrikalarda üretim durmuş, işçiler fabrika fabrika, mahalle mahalle yürümeye başlamışlardı. Öfkeliydiler, kararlıydılar, bilinçliydiler ve sonuna kadar mücadele edeceklerdi. Kimler yoktu ki o muazzam işçi selinin içinde? Gençler, yaşlılar, kadınlar... Aman yarabbi, en önde yürüyordu kadınlar. Tankların üzerinden atlıyorlardı. Çocuklar, ya çocukların ne işi var yürüyüşte demeyin. Bunlar işçi çocukları, yani geleceğin işçisi olacak çocuklar. Yani hakkına, kavgasına, onuruna sahip çıkan koca bir sınıf yediden yetmişe ayağa kalkmıştı. Patronlar sınıfı panik halindeydi, şaşkındı. Bu bir ayaklanma, bu bir ihtilal diye çaresizlik içinde çılgına dönmüşlerdi. Polisi ve askeri, silahı, süngüsü, tankıyla diktiler işçi sınıfının karşısına ama fayda etmedi. İşçiler göğüs göğüse mücadele ederek aştılar karşılarına çıkan tüm engelleri. Ve zafer direnen, mücadele eden işçilerin oldu. İşçi sınıfı iki gün boyunca alanları zapt etti, DİSK’in kapatılmasına izin vermedi. Patronlar sınıfı geri adım atmak zorunda kaldı.
İşte UİD-DER’in bu dört günlük yayın akışı sayesinde işçi sınıfının tarihine geçen bu büyük ve şanlı direnişi canlı canlı yaşadım. UİD-DER bu yayın akışı ile geçmişi bu güne bağladı ve geçmişin deneyimleri ile geleceğe umutla bakmamızı bir kez daha sağladı. Sınıfımızın bu şanlı direnişini her bir resim, video, şiir ve ezgi ile yüreğimize, bilincimize ilmek ilmek işledi. Gururlandık, onurlandık, içimiz umutla doldu. Kavgamıza ve mücadele örgütümüz UİD-DER’e bir kez daha sımsıkı bağlarla bağlandık.
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...