Buradasınız
Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
Gebze’den bir grup petrokimya işçisi
UİD-DER, işçi sınıfımızın mücadele örgütü, tam 14 yaşında ve hiç yılmadan, yorulmadan biz işçilere rehberlik ediyor. Geçtiğimiz günlerde UİD-DER, 15-16 Haziran’ın 50. yıldönümü dolayısıyla çok anlamlı bir yayın akışı gerçekleştirdi. Yayın akışında o şanlı günlere tanıklık etmiş, hayatta olan, olmayan o değerli öncü işçilerin röportajlarından bölümler izledik. Bu yayın akışında tarihimiz adeta gözlerimizin önünde yeniden canlandı. Yayınlanan her yazı ve videoda o anları biz de hissettik.
UİD-DER gelenekten geleceğe mücadeleyi, “işçiden işçiye işçinin diliyle” anlatmayı kararlı bir biçimde devam ettiriyor. Bunun somut örnekleriyle işyerlerindeki sohbetlerimizde karşılaşıyoruz. Arkadaşlarımız bizimle uidder.org sitesinden öğrendiklerine dair duygularını paylaşıyorlar. İşyerlerimizdeki arkadaşlarımız geçmişte işçilerin bu kadar büyük bir direniş gerçekleştirip, öyle ki patronları ülkeden bile kaçırabilecek güçleri olduğunu bilmediklerini ve bunu UİD-DER sayesinde öğrendiklerini söylüyorlar. Tarihin sayfalarından bin bir türlü emekle bulunup UİD-DER tarafından bize aktarılan mücadele deneyimleri işyerindeki sohbetlerimize ışık tutuyor. Bu sayede birlik ve beraberliğe neden ihtiyacımız olduğunu, bunu nasıl sağlayacağımızı anlıyoruz. Hak gasplarına nasıl karşı çıkacağımızı öğreniyoruz. Bu sohbetlerde geçmişe tanıklık eden kişilere de rastlamak mümkün olabiliyor. Çalıştığımız işyerinde hak gasplarına dair konular gündeme geldiğinde 15-16 Haziran dönemini yaşayan emekli bir abimiz şöyle anlatıyordu kendi dönemini, mücadelenin ve örgütlü olmanın önemini: “O zamanda işçiler birlik beraberlik içindeydi. Şimdi kıdem tazminatımıza göz dikiyorlar, biz de bekliyoruz ne zaman alacaklar elimizden diye… Bu saldırıyı o günkü koşullarda dile getirmeye bile cesaret edemezdi patronlar. Öyle olmaz kardeşim işçi birlik olacak, kendine güvenecek ve ne istediğini bileceksin. Patron dediğin kimdir ki korkuyorsun? Ona ekmek veren işçidir. İşçi ona çalışmazsa o lüks yaşamını nereden bulacak?” Bugün biz işçilerin 15-16 Haziran’ın deneyimlerine, tarih bilincine ne kadar ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlıyoruz. Abimizin de vermiş olduğu örnekte olduğu gibi tek çıkış yolumuz örgütlü olmak ve birlikte mücadele etmektir.
Patronların kâr hırsı günden güne belimizi daha fazla büküyor. Krizi saklamak için patronların başvurduğu bütün oyunları görmemiz lazım. Tarihimiz gösteriyor ki patronlar haklarımızı gasp etmek istediğinde ilk saldırdıkları yer işçilerin birliği ve beraberliğidir. Bu yüzdendir ki geçmişte de önce işçilerin mücadele örgütü olan DİSK’i kapatmak istemişlerdi. Böylece işçileri yalnız bırakıp birlik olma ve mücadele etme olanaklarını yok edeceklerdi. Fakat istedikleri olmadı. Çünkü işçiler birlikte mücadele edip haklarını bir bir almayı öğrenmişlerdi bir kere. UİD-DER bize, 15-16 Haziran’a sahip çıkarak ve yeni 15-16 Haziranları örgütleyerek patronların saldırılarına karşı koyabileceğimizi hatırlatıyor ve bunun önemini derinden kavramamızı sağlıyor.
Biz UİD-DER’in 4 günlük 15-16 Haziran yayın akışında izledik ve öğrendik ki işçiler ayağa kalkarsa önlerinde hiçbir güç duramaz. Bizler çaresiz ve yalnız olmadığımızı bir kez daha görmüş olduk. Bugün patronlar ve siyasetçileri türlü oyunlarla bizi bölerek birlik olmamızı engellemeye çalışsalar da yarın “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” Çünkü mücadele tarihimiz gösteriyor ki “zulmün olduğu yerde isyan vardır.” UİD-DER, bize bu gerçeği gösteriyor. Bizler de petrokimya işçileri olarak işçilerin mücadele örgütü UİD-DER’e teşekkür ediyoruz.
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- 15-16 Haziranı Yaratanlara ve Onun Ruhunu Yaşatanlara Selam!
- UİD-DER Saflarında Olmak
- Sendikası İçin Mücadele Edenler
- UİD-DER’le 15-16 Haziran’ı Biz de Yaşadık
- Dün de, Bugün de Emekçi Kadınlar Mücadelede Önde!
- Mücadele Ateşini Harlayan UİD-DER’e Selam Olsun!
- Dev Gövdesiyle Yürüyor Haziranda
- Metal İşçileri: “Tarihe Başka Bir Gözle Baktık”
- Bu Tarih, Bizim Tarihimiz
- Sınıf Tarihimizin Yolunda, UİD-DER ’in Rehberliğinde Yürüyoruz
- Geleceğe Köprü Olmaya Borçluyuz!
- Okurlarımızdan Yayın Akışımıza Yönelik Mesajlar
- Gururlandık, Onurlandık ve İçimiz Umutla Doldu
- Akın Akın Yürüyor İnsan Seli
- Mücadele Tohumlarını Yeşertenlere Selam Olsun!
- Tarihi Yazan ve Yaşatanlara Selam Olsun!
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Derindedir
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...