Buradasınız
Bugün Şeker Yok Diyen Yarın da Çay Yok Der!
Kocaeli/Gebze’den bir kadın petrokimya işçisi
Çalıştığımız işyerlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz hepimiz. Ben de her girdiğim işyerinde “bu kadar da olmaz canım” dedirtecek sorunlarla karşılaşan bir işçiyim. Böyle anlatmaya başlayınca sizin de merak ettiğinizi sanıyorum. Neyse sizi daha fazla meraklandırmadan konuya geçeyim. Pek çoğunuz gibi benim de çalışma koşullarım oldukça ağır, işimiz yoğun ve tempolu. Bu tempoya karşın vardiya boyunca yalnızca bir defa çay molamız var, o da 10 dakika. Zaten üretimden yemekhaneye gidene kadar molanın yarısı geçiyor. Üstelik bize öyle çay falan da demlemiyorlar. Aylık 20 lira yüklenmiş kartımızla çayımızı makinalardan alıyoruz. 20 liraya kaç kere çay alıyorsunuz diye düşünmüşsünüzdür eminim. İşin o kısmı bir yana, makinadan aldığımız çay içilecek türden bir çay değil. Baktım olacak gibi değil, ben de sallama çay aldım kendime diğer arkadaşlarım gibi. Zaten karta yükledikleri parayla ya içemeyeceğim o zehir gibi çayı alacaktım ya da bir iki paket bisküvi. Ben de bisküviyi seçtim.
Çay molası saatimiz geldiğinde arkadaşlarla koştura koştura çaya çıktık. Bisküvimle sıcak suyumu alıp bir arkadaşın yanına oturdum. Baktım masada şeker yok, hızlıca yemekhane görevlisi abiden şeker istedim. “Şeker yok” dedi. Önce duymadı sandım, bir daha tekrarladım, yine aynı cevabı aldım. “Koskoca fabrikada nasıl şeker olmaz?” dedim yanımdakilere. Karşımda oturan abla hafif bir tebessümle “bence sen çayı şekersiz içmeye alış” dedi. Ben de, “tabi abla alışırım, aslında düşündüm de çay molasına da çıkmayalım, bence zaman kaybı. Hatta hafta sonları da çalışalım, bayramlarda da. Hiç izne de çıkmayalım.” Haliyle abla bu dediklerime şaşırdı. “Saçmalama, öyle şey mi olur?” dedi. Ben de “bak abla, bugün çayı şekersiz içmeye alıştırırlar, yarın çay molasını ortadan kaldırırlar. Öbür gün ücretimizi keserler. Biz her şeye sessiz kalırsak daha başımıza çok iş gelir. Bizim aslında birlik olup bugün basit gibi görünen şeker mevzusunda bile kabullenmek yerine tavrımızı ortaya koymamız gerekir. Bize içilemeyecek kadar kötü bir çayı reva gören patronun hiç korkmadan bunu nasıl yapabildiğini düşünmemiz gerek. Tekil çözümler üretmek yerine, birlikte hareket edip hepimiz için ortak çözümler bulmamız gerek” dedim. “Çok haklısın” dedi abla ve diğer dinleyen arkadaşlar.
Fakat ben konuşurken onlar çaylarını içmişti. Bunları anlatırken molanın bittiğini fark edemedim. “Çay molası çok kısa” dedim elimdeki dolu bardağa bakarak. Arkadaşlar da hep birlikte gülümseyerek “çok haklısın” dediler. Her şey bir anda değişmez elbet. Ama biz kendi gücümüze yani örgütlü işçi sınıfının gücüne güvenirsek ve birlikte hareket edersek her şeyi başarabiliriz. Yeter ki sorunlarda ortaklaştığımız gibi mücadelede de ortaklaşalım. Bunun yolu da örgütlenmekten geçer. Boşuna söylenmemiş; örgütlüysek güçlüyüz, her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
- “Fedakârlık” Neden Hep Bize Düşer?
- Bazen de REFİK Olmalı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...