Buradasınız
“Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
Gebze’den kadın petrokimya işçisi

Yıllarca çalışarak emeklilik primlerini ödedikleri halde emeklilik hakları gasp edilen EYT’li emekçiler, ancak örgütlenip mücadele ederek, meydanlara çıkarak haklarını geri alabildiler. Ne var ki bu sefer de emekli maaşlarının sefalet maaşı olması sorunuyla karşılaştılar. Emeklilerin maaşları asgari ücret bile değil, 12 bin 500 liraya yeni yükseltildi. Emeklileri sefalete mahkûm ediyor, sonra da lütufta bulunmuş gibi davranıyorlar. Adeta aklımızla dalga geçiyorlar! Türk-İş verilerine göre Ağustosta açlık sınırı 19 bin 271 lira oldu. Üstelik TÜİK gerçek enflasyonu gizlemesine rağmen ortaya çıkan rakamlar böyle! Asgari ücret 17 bin lira ile açlık sınırına bile yetişemezken bu hesaplara göre biz işçiler, emekliler nasıl geçinelim, nasıl hayatta kalalım?
Her işyerinde olduğu gibi bizim çalıştığımız işyerinde de emekli olduğu halde geçinemediği için çalışmak zorunda olan abiler, ablalar var. En üzücü olanı da yaşı ilerlemiş ve kendisi bakıma muhtaç olduğu halde çalışmak zorunda olan bu insanların fırsatçı taşeron şirketlere mahkûm edilmesi!
Fabrikada yemek molasında soluklanmak için bahçeye çıkmış arkadaşlarla otururken taşeron firmada çalışan emekli amcalar yemekhaneden çıkıp yanımıza geldiler. “Oturabilir miyiz gençler?” dedi Mehmet amca. Biz de hemen yer verdik, “buyurun gelin beraber oturalım” dedik. “Kusura bakmayın biz şimdi yaşlı ve yorgunuz, uzak yere gitmeyelim, buraya oturuverelim dedik” diyerek mahcupça oturdular. Fatih, dayanamayıp bu abi ve amcalara sordu: “Yahu sizin ne işiniz var burada? Gidin dinlenin amcam ya, yazık değil mi yoruyorsunuz kendinizi?” İçlerinden biri derinden bir ah çekerek, “ne yapalım oğlum hükümet bize emeklilik hakkımızı verdi ama çocuğa harçlık verir gibi maaş verdi” dedi. Süleyman amca da “yavrum bize hak ettiğimiz maaşı verseler bizim ne işimiz olur bu yaştan sonra fabrikalarda” dedi. O da derin bir iç çekti. Kâmil amca heyecanlanarak sesini yükseltti: “Yahu evden çıkmaya korkar oldum, geri dönecek param kalmaz diye. Şimdiki emeklilikte ya hapissin evde ya da kölesin taşeronda, bakın halimize bu hayat değil çocuğum. Benim evim yok kiradayım. Emekli maaşımın tamamını kiraya veriyorum. Buradan aldığım maaşla kirayı tamamlıyorum, kalanla da geçinmeye çalışıyorum” dedi.
Yakup, kurnazlık edip Kâmil amcaya o tuhaf soruyu sordu: “Amca emekli olmuşsun, bu yaşına kadar bir ev alamadın mı sen de? Ne yaptın paraları? İnsan biraz tutumlu olurdu.” Kâmil amca, “oğlum deşme yaramı sen de! Ben sanki ister miydim elin ağız kokusunu çekmeyi! Benim hanımım ağır hastalıklar geçirdi, Allah kimseye kötü hastalık vermesin. Kanser grip gibi yayıldı, tedavisi var diyorlar ama bizi kimsenin tedavi ettiği de yok. İlaçlarına maaşımız yetmiyor bile, bizi borçlu çıkarıyorlar. Şimdiki ev sahipleri de, iyilere bir şey demiyorum, ama kimileri var, Azrail gibiler. Ahırdan beter evlere sanki saray kiralamış gibi yüksek kira istiyorlar. Denetim olmayınca yandaşlar da meydanı boş buldular. Sen bir evlen de oğlum, bu zamanda ev geçindirebilecek misin göreyim” dedi. Yakup başını öne eğip, “amca özür dilerim ya, sorduğum soruya da çok pişman oldum. Bilsem sorar mıydım? Allah şifa versin hanımına da… Biz de bazen düşünmeden konuşuyoruz işte, kusura bakma amcacığım” dedi. Kâmil amca ekledi, “Sizin bir kabahatiniz yok oğlum, nereden bileceksin sen benim kazandığımı hastama harcadığımı. Bunlar insanı çiğ çiğ yiyecekler utanmasalar. Onu yapamıyorlar da bizim ömrümüzü yiyorlar işte. Benim eşimin hasta olması bu düzenin suçudur! Zenginlerden vergi bile almıyorlar. Onları da biz besliyoruz. Ama gelin görün ki bize reva gördükleri şu sadaka bile denemeyecek kadar kuru bir maaş. Karın tokluğuna bile yetmiyor oğlum. Siz şimdi öteberiyi bırakacaksınız, birlik olacaksınız. Sizin durumunuz bizden daha beter olur eğer böyle devam ederse. Hiç kimse birlik olmuyor demeyeceksiniz. Önce siz öğrenin, sonra yavaş yavaş arkadaşlarınıza yeni gelen işçilere siz öğreteceksiniz. Yoksa bizden sonra emekli bile olamazsınız, ölene kadar çalıştırırlar sizi” dedi. Molamız bitmişti. Bu güzel sohbetleri için emekli amcalarımıza teşekkür ettik. Tezgâhlarımıza doğru yol alırken sohbete devam ettik. “Doğru söylüyor. Adam haklı. Görmüş geçirmiş bak adam neler yaşamış. Birlik olmak lazım da herkes kendine yaşıyor, kimsenin bir şey bildiği yok ki” diye konuşarak üretime doğru yürümeye devam ettik. Ben de “emekli abilerimizin, ablalarımızın anlattıklarını kulağımıza küpe edelim, nasıl başarabileceğimizi konuşalım” dedim.
Bir Kızılderili atasözü şöyle der: “Hayat sen ders alana kadar dersini vermeye devam eder.” Biz işçiler için bu atasözünde söylenenler aynen geçerlidir. Her zaman grev ve direnişlerde şahit oluyoruz aslında, nereye gidersek, ne yaşarsak yaşayalım; yaşadığımız iyi şeylerin nedeni birlik olmamız, yaşadığımız kötü şeylerin nedeni de birlik olamamamız, dağınık, örgütsüz olmamız. Kâmil amcamızın da dediği gibi; birlik olacağız ve işçi sınıfımızın tarihinden ders alacağız ve yeni işçilere, çocuklarımıza öğreteceğiz. Patronların kanlı çarkları artık gençlerimizin, yaşlılarımızın, kadınlarımızın ve çocuklarımızın hayatları üzerinden dönmesin. İnsanlığa yaşamayı bile çok gören, çarkı bozuk bu düzen artık yıkılsın!
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...