Buradasınız
Çözüm Değil Çözümsüzlük Üretiyorlar
Esenyurt’tan bir işçi

Kapitalist sistem var oldukça insanlığın en temel ihtiyacı olan beslenme, giyinme ve barınma sorunu her geçen gün daha da artmakta. Kapitalizmin kâr üzerine kurulu bir toplumsal yapı olması nedeniyle bu gün milyonlarca insan düzenli beslenmeyi bıraktık bir tas yemek bulamamakta açlıkla, yoksullukla boğuşmakta, milyonlarca insan geceleri uyuyabilmek, dinlenebilmek için kalabileceği evi maalesef bulunmamakta. Afrika kıtasında milyonlarca insan mutlak açlık içinde yaşıyor, açlıktan ölüm sayıları her geçen gün artıyor. Egemen sınıfın temsilcileri sözde yardım ettiler, sözde diyorum çünkü televizyon programlarında şova dönüştürülmesine rağmen orada her gün yeterli şekilde beslenemediği için insanlar özellikle çocuklar yaşama gözlerini yumuyorlar. Rüyalar ülkesi ABD’de resmi verilere göre 40 milyon insanın sokakta yaşadığı ifade ediliyor. Çelişki değil mi? Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkede insanların sokakta yaşaması…
23 Ekimde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremle Van-Erciş’de birçok yerleşim yeri yerle bir olurken binaları yapan müteahhitlerden bir tanesi kendini haklı göstermenin peşine düşmüşken yardım kampanyası adı altında bir inşaat firması 500 konut yardımı sözü verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konutta kaçak yapılaşmanın önüne geçileceğini, ruhsatsız ve usule uygun olmayan yapıların yıkılıp yenilerinin inşa edileceğini söylüyor. Yardım için olsun ya da gelecek için olsun alınması gereken tedbirler mutlaka var. Fakat konut sorununu çözmek için proje üretmek yetmez, bugün oradaki insanların projeden çok çadıra, korunmaya, ısınmaya ihtiyacı var. Kaç yıl sonra yapılacak konutlara değil!
Hükümetin ‘kanal İstanbul’ projesini duymayan kalmamıştır. Bunun dışında birçok inşaat firması hummalı bir biçimde konut yapımı için kolları sıvamış durumda ve yapılan ya da yapılacak konutlar taksitle, krediyle vb şekilde insanlara satılmakta. Depreme dayanıklı olduğu, tabanın güçlendirilmiş olduğu vs söyleniyor. Sanırsınız ki kimse konutsuz kalmayacak ve olası bir depremde yaşamını yitirmeyecek. Fakat sadece yaşadığım bölgedeki bir inşaat firmasının insanları nasıl konut sahibi yapmak istediğinden bahsetmek istiyorum. Yapılan yeni yapılara öyle güzel isimler vermişler ki; kardeş kent, bizim kent, halk kent, babil kuleleri vs… İnsanı ismi bile cezp edebiliyor. Buralardaki birçok konut boş, satılmayı bekliyor. Bazıları ise henüz proje halindeyken, ortada her hangi bir konut yok iken satılmış durumda. Bir tanesi ilan vermiş: “ Dikkat!!! Ayda 765 TL’ye ev sahibi olabilirsiniz!” şeklinde. Çelişkiye bakın, ayda 765 TL’ye ev sahibi olmak. Ve bu ilanın verildiği ve konutların yapıldığı bölgedeki yaşayan insanların büyük çoğunluğu asgari ücretle çalışıyor ve bu gün asgari ücret vergi iadesi ile birlikte 659 TL. Bu ücretle insan yaşamını idame ettiremezken taksitle ev alması imkânsız. Diyelim bankadan konut kredisi aldı. Peki iş garantisi var mı? Ne zaman işten çıkarılacağı belli değilken bankadan kredi almak ayrı bir dert. Diğer bir sorun da yaşamının 10-20 yılını ya da daha fazlasını bankaya ipotek etme meselesi var ki kendin için çalıştığını düşünürken banka için çalışmakta olduğunu görüyorsun yıllar sonra.
Sürekli olarak kendini ne kadar iyi göstermeye çalışsa da kapitalist sistem her gün çürümeye, çürüdükçe kokusunu etrafa yaymaya devam ediyor. Kâra dayalı bir sistemin insanların konut sorununu çözmek diye bir derdi olmaz. O nedenle bu sistemin temsilcileri olan siyasetçilerin de çözüm önerilerinin içi boş laflar olduğunu bilmeliyiz. İnsanın insanca yaşayabileceği, bütün sorunlarda olduğu gibi kimsenin evsiz kalmayacağı, kimsenin sokakta yaşamayacağı bir dünya kurmak örgütlü mücadeleyle mümkündür.
“Koca Dayağından Kurtulma Kılavuzu”
Deprem Vergileri Nerede?
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...