Buradasınız
Çözüm Ortak Mücadelede

İşçi kardeşler!
Aylardır krizin neden olduğu işsizlik, açlık ve yoksullukla boğuşuyoruz. En son açıklanan Şubat ayı işsizlik rakamlarına göre işsizlik oranı yüzde 16,1’e ulaştı. Yani son bir senede 1,5 milyona yakın işçi işsizlik canavarının ağzına atıldı. Resmi rakamlara göre işsiz sayısı 3 milyon 800 bini geçmiş durumda. Sendikaların açıkladığı rakamlara göre ise gerçek işsiz sayısı 6 milyon civarındadır. Bizi etkilemez denilen kriz hepimizin hayatını çekilmez hale soktu. Kimimizin dört beş aylık ücreti henüz ödenmedi. Kimimizin iş bulma umutları gün gün iş kuyruklarında tükendi. Şimdilik bir işe sahip olanların büyük çoğunluğu, patronların her söylediğine boyun eğerek sessizce çalışıyor. İşten atılma korkusuyla düşük ücrete, ücretsiz izne ve yarım gün çalışmaya razı oluyor. Sendikalı çalışanlarımız toplu sözleşmelerde sıfır zamma, esnek çalışmaya, hatta sendikasızlaştırmaya geçit veriyorlar. Kamuda 300 bini aşkın işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi henüz sonuçlanmış değil. İş kazalarına, meslek hastalıklarına, sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşullarına maruz kalıyoruz. İşte Tuzla! Geçen günlerde yaşanan patlama sonucunda iki işçi kardeşimiz daha yaşamını kaybetti. Bu zalimce koşullar karşısında “elimizden ne gelir” diyerek yapılan haksızlıkları sineye çekiyoruz. Fakat kardeşler tüm bu haksızlıklara daha ne kadar böyle sessizce katlanacağız?
Sermayenin saldırılarına mücadeleyle karşılık verelim!
Bizleri tüm bu saldırılara maruz bırakan, yaşantımızı çekilmez hale getiren patronlar ve onların hükümetleri, “bu kadarı yeter” diyorlar mı? Onlar, ilk günden bu yana krizi fırsata çevirmek, faturayı biz işçilere ödetmek için azgınca saldırıyorlar. Her ay rekor kıran işsizlik rakamları, büyüyen açlar ordusu ve yok edilen haklarımız krizin faturasını kimin ödediğinin bir kanıtı değil mi? Ama patronlar sınıfı ve onların örgütleri hâlâ utanmadan “kriz varsa çaresi de var” deyip, tozpembe tablolarla bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Pazara çıkıp alışveriş yapın diyorlar. Açıkça bizimle alay ediyorlar. Ne yazık ki, bazı işçi sendikaları da bunlara ortak oluyor.
Hemen her işçi ailesinde en az bir işsiz kardeşimiz var. Hepimiz gırtlağımıza kadar borç içindeyiz. Aldığımız ücretle günü kurtarmaya çalışıyoruz. Artık elektrik, su ve gaz faturalarını ödeyemez hale geldik. Bu durum ne patronların ne de hükümetin umurunda olmadı. Hükümet işçilerden aldığı vergileri sermayedarları kurtarmak üzere dağıtıyor. Tükettiğimiz her türlü ürüne zam üstüne zam yapıyor. Sermayenin sözcüleri bizlere bolca “şükredin” nasihatinde bulunurken, kendileri lüks yaşamlarından zerre kadar vazgeçmiyorlar. İşçiler ayaklanır diye askeri harcamalara devasa bir kaynak ayrılıyor. Polis, hakkını arayan işçiye, evini yıktırmak istemeyen emekçi halka vahşice saldırıyor.
Sorunlarımız da ortak, çözüm yolumuz da!
Çoğumuz akşam yorgun argın evin yolunu tutarken yaşadıklarımıza kızıyor, sabrımız taşıyor ve öfkeleniyoruz. Haksızlıklara karşı bireysel tepkiler gösteriyoruz. Varsa tazminatımıza veya üç kuruşluk işsizlik ödeneğine güveniyoruz. Fabrikada o denli bölünmüşsüz ki, birbirimize güvenimiz kalmamış. Tek tek mücadele ederek de başarıya ulaşamıyoruz. Oysa hepimiz aynı sorunlarla boğuşuyoruz. Sorunlarımız kadar çözüm yolumuzun da aynı olduğunun farkına varmalıyız. Sendikalı sendikasız, taşeron kadrolu veya işçi memur ayrımı yapmadan birlikte mücadele etmeliyiz. Sendikalarımızı krize karşı işçiden yana, mücadeleden yana, birlikten yana tutum almaları için zorlamalıyız.
Aylardır krizin faturasını bizler ödüyoruz. Krizin bedelini ödemek istemiyor ve insanca yaşamak istiyorsak tek bir çaremiz var: Mücadele etmek! “Artık yeter” diyerek mücadeleye atılmalıyız. İşsizliğin son bulması, ücretlerimizin ödenmesi, sendikasızlaştırmaların durdurulması, çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, zamların geri alınması ancak bizlerin kararlı ve örgütlü mücadelesi ile mümkündür. Kardeşler, sorunlarımız da çözüm yollarımız da ortaktır! Gün bekleme değil mücadele günüdür!
46. Yılında Kavel Destanı
Kendi Gücümüzün Farkında Değiliz
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- “Yaşam Adil Olmadan Ölüm Adil Olur mu?”
- Hak İstiyorsak Sorumluluk Almalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Erizihson Efsanesi ve Açgözlülük Meselesi
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım!
- İşçi Dayanışması 185. Sayı Çıktı!
- “Yolun Karanlığı Olmaz, İyi Bir Arkadaşla Yürüyene”
- Sınırdışına Çıkmak mı Sınırları Aşmak mı?
- Dünya Meydanlarından Yükselen Sesler Bize Ne Anlatıyor?
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Titan’dan Titanik’e Kapitalizmin Akıl Dışı Hikâyesi
- “Büyük Türkiye”den “Türkiye Yüzyılı”na Hayatımızda Ne Değişti?
- Kıdem Tazminatına Ne Oldu?
- Saldırılara Nasıl Karşı Koymalı? Maden-İş Örneği Yol Gösteriyor!
- İşçi Dayanışması 184. Sayı Çıktı!
- Asıl Değerli Olan…
- Neden ve Nasıl Değiştim?
- Birimize Yapılan Hepimize Yapılmış Demektir!
- Armut Ağacı ve Bilinç Meselesi
Son Eklenenler
- Amerikan Senaristler Birliği WGA’nın çağrısıyla 2 Mayısta başlayan 11 bin 500 Hollywood senaristinin grevi 5 aydır devam ediyordu. Temmuz ayında 160 bin oyuncunun da greve katılmasıyla senaristler ve oyuncular sektörlerinin tarihindeki en büyük...
- Ben bir metal fabrikasında çalışıyorum. İşyerinde bir işçi arkadaşıma halini hatırını sordum, o ise özet olarak, “özgürlüğe hasret bir kuş gibiyim” dedi. Ben de “o zaman kafesleri kıralım” dedim. Arkadaşım “ellerimiz kollarımız bağlı, nasıl kıralım...
- Agrobay Seracılık’ta işçiler sadece ve sadece sendikaya üye oldular diye başlarına gelmeyen kalmadı. İşten atıldılar, polis ve jandarma zulmüne maruz kaldılar, mahkeme kararıyla sendikacıların fabrikaya yaklaşması engellendi, işçileri taşıyan servis...
- Devlet, işçi ve emekçilerin vergilerini, emeklilik primlerini peşin peşin alıyor, sonra emekli olmak için aylarca kapıda sıra bekletiyor. Aylardır mağdur olan, üç kuruş emekli parası alamayan yüz binlerce emekçi olarak sesimizi yükseltmeli bu...
- İngiltere’de düşük ücret dayatmasına ve ağırlaşan çalışma koşullarına karşı farklı sektörlerden işçilerin grevleri devam ediyor.
- Siyasi iktidar ekonomik krizin bedelini işçilere ödetmeye kararlı. Kıdem tazminatımızı ortadan kaldırma politikası tekrar gündeme geldi.
- Baskılar karşısında geri adım atmayan ve mücadeleyi büyüten direnişçi Trendyol işçileri, DGD-SEN ve PTT-SEN öncülüğünde 26 Eylülde bir kez daha “Ya Saygın Bir Uzlaşma Ya da Tavizsiz Direniş” diyerek Trendyol Genel Merkezi önünde eylem yaptılar....
- Japonya’da mücadeleci sendikalar ve demokratik kitle örgütleri 19 Kasımda savaş politikalarına ve işçi sınıfına yönelik saldırılara karşı bir miting gerçekleştirecekler. Japon Demiryolu İşçileri Sendikası Doro-Çiba, Japon İnşaat ve Taşımacılık...
- Yunanistan’da binlerce işçi iş kanununun değiştirilmesine karşı 21 Eylülde greve çıktı. Yunanistan Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonunun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen greve toplu taşıma işçileri, doktorlar, hemşireler, öğretmenler ve daha...
- Geçenlerde sosyal medyada bir habere denk geldim. Tavuk üreten bir fabrikada yumurtaların civciv olma süreci bekleniyor. Yumurtalardan çıkan civcivler erkek ve dişi olarak ayrılıyor. Ayrılan erkek civcivler toplu halde öldürülüyor. Bunun sebebiyse...
- Merhaba. Uzun yıllardır devam eden ekonomik krizin sonuçları artık kendini iyiden iyiye gösteriyor. Ücretlerimizin düşmesi, kıdem tazminatımızın kuşa döndürülmesi, fiyatların astronomik biçimde yukarı fırlaması neticesinde en doğal hakkımız olan bir...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, 24 Eylülde Kartal Meydanında “Emekliler Buluşması” düzenledi. “Emeklilikte Adalet! Emeklilikte İnsanca Yaşam!” başlığıyla düzenlenen eyleme sendikalar, emekliler ve demokratik kitle örgütleri katıldı.
- İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) üyesi iş güvenliği uzmanları, 24 Eylülde, Ankara Ulus Meydanında bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Çeşitli illerden iş güvenliği uzmanlarının katıldığı eylemde “İş Güvenliği Uzmanları...