Buradasınız
“Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
İzmir’den emekli bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile sermaye sınıfının o ya da bu medyasının diliyle konuşurlar. Kendi sınıflarının gözünden bakamadıkları için de birbirlerine karşı kör dövüşü içinde oluyorlar ne yazık ki. Bundan ötürü işçi sınıfının doğrularını, yani bir ve beraber olmak gerektiğini sabırla anlatmaya devam etmek gerekiyor.
Kış aylarında ısınmak için açılan doğalgazın faturası cep yaktığından, sayısız yoksul insanın yakınmalarını işittik. Örneğin Gebze’de yaşlı bir amcanın evde üşüdüğü için sokaklarda yürüdüğünü UİD-DER web sayfasından okumuştuk. Aynı yaşlı amcayla yaz sıcağında karşılaşılıp doğalgaz faturası sorulsa pek de hatırlamayacaktır. Muhtemelen yaz ayı olması nedeniyle el yakan sebze ve meyve fiyatlarından bahsedecektir. Bunun böyle olmasının nedeni bellidir. Her birimiz tek başımıza yani örgütsüz olduğumuzda, ancak canımız yandığında tepki veririz. Zamanla unuturuz o canımızı yakan şey her neyse. Oysa örgütlü olduğumuzda dünyanın öteki ucundaki bir sınıf kardeşimizin canı yandığında bile kendi canımız yanmış gibi hissederiz. Yani büyük insanlığın, dünden bugüne, bugünden yarınlara gidenlerin serüveninde yerimizi aldığımızda, hafızamız her daim dipdiri olur. Çünkü örgütlü olduğumuzda dağ başında tek başımıza kaldığımızda bile asla yalnız hissetmeyiz kendimizi. Örgütlü hafızamız yol gösterir bize.
Sabırla ve inatla bir sınıf kardeşimize dert anlatıp “derman ellerimizde dediğimizde” yalnız değiliz. İşçi sınıfının yani büyük insanlığın ilerleyişinde dünden bugüne, bugünden yarına sayısız büyüğümüz yanı başımızdadır. Nâzım Usta, güzel günler göreceğimizin şiirini okur okyanusun ortasında. Hasan Hüseyin gücümüzü azaltmadan, sabırla ve inatla ırmakları aşarak denize varacağımızı anlatır diğer yanda. Ve daha nice bakışı çelik keskinliğinde büyüklerimiz vardır. İşte bu emekçi büyüklerimizden biri de Ruhi Su’dur. İşçi sınıfının ozanlarından Ruhi Su’nun “Öğütler” ezgisinin her sözünde ayrı bir anlam var. “Dostlarım, kardeşlerim, canlarım kaldırın başlarınızı” sözleriyle başlar şarkısına. “El, gövdede kaşınan yeri bilir” der bir mısrasında. Bir başka yerinde ise “Dert bizde, derman ellerimizdedir” der.
Her bir işçi büyüğümüz gibi, yoksul insanın yani dünyanın koca gövdesini oluşturan işçi sınıfının dertlerini içeriden biri olarak yaşadığı için, içeriden biri olarak seslendiriyordu ezgilerini Ruhi Su. İnsanlığın büyük yürüyüşüne de geleceği örgütlü işçi sınıfının kuracağına da tüm benliğiyle inanıyordu. Kışın dondurucu soğuğunda yazın güneşli günlerini, yazın sıcak günlerinde de dondurucu soğuğu hissederek, bizi bize anlattı ömrünün sonuna dek. Yani işçi sınıfının ezgilerdeki hafızasıydı Ruhi Su.
Sınıf hafızası şiirlerle, şarkılarla, sloganlarla taşınır dilden dile. Mesela “Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!” diye haykırdığımız sözlerin öylesine bir slogan olmadığını sınıf temelinde örgütlü her işçi bilir. Bilmenin yetmediğini ve örgütsüz sınıf kardeşlerimiz için de örgütlü olmanın su kadar, nefes almak kadar, ekmek kadar hayati olduğunu kendi serüvenlerimizden biliriz. Ama sadece kendimizin örgütlü olması ve kendi sınıfımızın tarihini ezbere bilmek tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Çalıştığımız işyerlerinde, ikamet ettiğimiz mahallelerde, biraz hava almak için gidip oturduğumuz parklarda, hatta bir tesadüf sonucu karşılaştığımız bir sınıf kardeşimizle iletişim kurmak kalıcı arkadaşlığa giden yolda ilk adım olabilir. Kendimiz de böylesi tesadüflerden birinde tanışmadık mı örgütlü mücadeleyle?
Kavanozu Sallayan Kim?
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
Son Eklenenler
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...