Buradasınız
Direnişçi İşçiler Açlık Grevinden Sınıf Kardeşlerine Seslendiler
Aylardır direnişte olan Esenyurt belediye işçileri ve direnişlerinde bir ayı geride bırakan itfaiye işçileri, Tekel direnişçilerine destek amaçlı olarak 2 günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdiler. UİD-DER olarak görüştüğümüz işçiler şunları söylediler:
Alişan, Esenyurt belediye işçisi: 162 gündür sendikal hakkımız için Esenyurt belediye işçileri olarak direnişteyiz. Bugün de Tekel, itfaiye ve belediye işçileri için açlık grevimizin 2. günündeyiz. Bu mücadeleyi kazanmak için her yolu deneyeceğiz. Şunu çok iyi biliyorum ki, hak almak ve kazanılmış haklarımızı korumak için mücadele etmek gerek, işte bu inançla mücadeleye devam ediyoruz. Bugün Esenyurt, İtfaiye, Tekel, Sinter ve adını sayamadığım diğer direnişler kazanımla sonuçlanırsa biliyorum ki bu bütün işçilerin kazanımı olacak. Yok kazanamazsak eğer, bu yine aynı şekilde tüm işçilerin kaybettiği anlamına gelecek. Çünkü biz sadece kendi haklarımız için değil bütün işçi arkadaşlarımızın da hakları için mücadele ediyoruz. Onun için bütün işçileri bu direnişlere destek vermeye çağırıyorum.
İşçi arkadaşlarıma şunu söylemek istiyorum: çalıştığınız fabrikanızda ve işyerlerinizde her türlü hak arama mücadelelerine katılın! Hiçbirinden geri kalmayın, bana bir şey olmaz demeyin, çünkü patronlar sınıfı bizim geleceğimizi ve yaşamımızı çalıyor. Hiç kimse patrona ve yöneticilere yalakalık yapmasın, eğer bu davranışları sergilersek sadece günü kurtarmış oluruz. Oysa bizim günü kurtarmak diye bir hedefimiz olmamalı. Bizim hedeflerimiz geleceğe dönük tüm işçilerin kurtulması olmalı. Ben yaşamım boyunca gördüm ki işçinin işçiden başka dostu yok. Onun için bugün bu haklı mücadelemizde yanımızda olun ve bizi destekleyin. Çünkü bizim kazanımımız sizin kazanımlarınız aynı zamanda. Her şeyi üreten biziz ama yoksul olan, işsiz kalan, haksızlığa uğrayan da biziz, işte bunun için mücadele etmek gerekiyor. Onurlu yaşamak gerekiyor. Bütün işçilere selamlar!
Erdinç, İtfaiye işçisi: Direnişimizin 32. günü, açlık grevinin ise 2. günündeyiz! Diğer işçi kardeşlerime şunu söylemek istiyorum: Eskiden böyle olayların başıma geleceğini hiç düşünmezdim. Oysa taşeron herkesin bir gün başına geliyormuş. Eskiden insanlar bağırır çağırırdı, biz bakardık. Ben anlam veremezdim niye bunlar sokakta bağırıyorlar diye. Bugün ise başımıza geldi ve şimdi çok iyi anlıyorum. Onun için açlık grevindeyim.
İşçi sınıfı büyük bir kitle, taşerona hep birlikte hayır demeliyiz. Kimse sessiz kalmamalı. Eğer bunu başarırsak bu belâdan ancak kurtuluruz. Ya hep beraber ya da hiçbirimiz! Biz bu saatten sonra her türlü eylemlerimizle mücadeleye devam edeceğiz. Ben hep ön saflarda olacağım. Eskiden televizyonlardan izlerdik, terörist derlerdi eylemlerdeki işçilere, bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Biz burada terörist değiliz. Biz hakkımızı arıyoruz. Bütün işçiler hakkını aramalı! Biz bütün işçiler el ele verdiğimiz sürece sermayeyi dize getiririz. İşçiler birilerini getirdiği gibi indirmesini de bilir. İşçi sınıfı büyük bir sınıftır, mücadele ederse eğer, gereken kişilere ve kurumlara en iyi cevabı verecektir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Abdullah, İtfaiye işçisi: Öncelikle yaptığınız çalışmalardan dolayı UİD-DER’e teşekkür ediyorum! Çünkü bizim ulaşamadığımız yerlere sesimizi ve mücadelemizi ulaştırıyor.
Taşeron ve güvencesiz çalışmaya hayır diyerek, Tekel işçileriyle biz aynı zamanda mücadeleye başladık. Bu dayanışmayla mücadelede haklı olduğumuzun bilincindeyiz. Yaklaşık bir yıldır İstanbul Büyük Şehir Belediyesi üzerimizde baskı oluşturarak sendikamızı yıpratmaya çalıştı. Ama biz Bimtaş işçisi olarak sendikamıza sahip çıktık. Bundan sonra da direnişte bulunan arkadaşlarımızla bu bayrağın temsilcisi olacağız.
Ben düne kadar sendikanın adını bilmezdim. Hem de bir işçinin anayasal hakkı olduğu halde. Düne kadar eylemlerle gündeme gelenleri anlayamıyordum. Ama o eylemlerle gündeme gelenlerin bugün yanımızda olduğunu gördüm. Meğerse onlar bizim geleceğimiz için eylem yapıyorlarmış. Şu an tarifsiz duygular içindeyim. Yıllardır uyumuşum, şu süreç içinde çok şey öğrendim. Dün bize sendikanın ne olduğunu anlatan abi ve ablalarımız bugün de bizim yanımızdalar. Bugün bu gibi saldırıların ortadan kalkması için verdiğimiz bu mücadelede dayanışma içinde olduğumuzun inancındayım. Diğer işçi kardeşlerime sesleniyorum: yarınlarımızı kurtarmak için bugün birlikte olmalıyız.
Uğur, İtfaiye işçisi: İstanbul halkı kendine neden bu kadar güveniyor? Yarın bir deprem yaşandığında, ki yaşanacak, kim koşacak yardımınıza? Ya da bir yangının ortasında kalmayacağınızın veya bir trafik kazasında ayağınızın gaz pedalına sıkışması sonucu bağırmayacağınızın bir garantisi mi var!
Benim itfaiye tanımım şu: İnsanlar herhangi bir sorun yaşadığında resmi kurumlara ulaşamadığında bizi arıyor. Robokop gibi bir şey sanıyorlar bizi galiba. Sanki geldiğimizde bütün sorunları çözebileceğimizi zannediyorlar. Buna rağmen bugün neden yanımızda değilsiniz size soruyorum? Hayır biz robot falan değiliz, biz de sizin gibi insanız.
İtfaiyecilik benim kanıma işlemiş, her gün uykumda bir yangından bir yangına gidiyorum, benim hayatımı alt üst eden bu işime geri dönmek istiyorum. Hepinize sesleniyorum “itfaiye özelleştirilmesin”, haklarımız elimizden alınmasın. Çünkü itfaiye özelleştirilirse benim canımdan çok toplumun canı yanacak! Biz itfaiye işçileri sizin malınız ve canınız için hayatımızı hiçe sayıyoruz. Sizden canınızı istemiyoruz, sadece yanımıza gelip bize destek verin! Kendi canınız için!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...