Buradasınız
DİSK-AR Raporu: Örgütsüzlüğün Vahim Tablosu!
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR) “Sendikalaşma Araştırması” raporu yayınladı. 2013 ile 2019 yılları arasındaki dönemin incelendiği raporda sendikalaşma, toplu iş sözleşmesi kapsamı ve grevler başlıklarına ilişkin araştırmalar ve tespitler yayınlandı. DİSK-AR tarafından yapılan araştırma, sorunların ve hak gasplarının ayyuka çıktığı bir dönemde işçilerin örgütsüzlüğünü gözler önüne seriyor.
Sendikalaşma Hakkı Kâğıt Üzerinde Kaldı: 100 İşçiden 89’u Sendikasız!
Araştırmaya göre Türkiye’de sendikalaşabilen işçilerin oranı yüzde 11 ile sınırlı, memurlar hariç 16 milyon 254 bin işçinin sadece 1 milyon 859 bini sendika üyesi! Belirtilen dönem içinde sendikalı işçi sayısında bir miktar artış olsa da bu artışın yapay olduğunu ortaya koyan rapor, sendikalaşan işçilerin ciddi bölümünün toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığını da gösteriyor.
İşçilerin yüzde 93’ü toplu sözleşme kapsamı dışında! Sadece 1 milyon 132 bin işçi toplu iş sözleşmelerinden yararlanıyor. Türkiye, yüzde 7’lik toplu iş sözleşmesi kapsamıyla OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer alıyor. Araştırma, kimi Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında bu oranın oldukça düşük olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de yüzde 7 olan toplu iş sözleşmelerinden yararlanma oranı Avusturya’da yüzde 98, Belçika’da yüzde 96, Yunanistan ve İsveç’te ise yüzde 90 düzeyinde!
DİSK-AR raporu, illere ve işkollarına göre sendikalaşma oranları ile sendikalı işçilerin cinsiyet dağılımına da değiniyor. Araştırmaya göre Antalya en sendikasız il olurken, İstanbul sendikalaşma sıralamasında 81 il içinde 75. sırada! 2018’de en fazla iş cinayetlerinin yaşandığı inşaat işkoluyla birlikte, turizm ve büro işkollarında sendikalaşma oranı ve toplu iş sözleşmesi kapsamı ise bir hayli düşük! Kadınların sendikalaşma oranının kayıt dışı işçiler dâhil edildiğinde yüzde 6,7’ye düşmekte olduğunu belirten rapor, toplam işçilerin yüzde 27,6’sının kadınlardan oluştuğunu fakat kadın sendika üyelerinin toplam sendika üyelerinin yalnızca yüzde 19’unu oluşturduğunu belirtiyor.
2013-2019 arası dönemde sendika üyeliğinde bir miktar artış kaydedildiğini fakat bu artışın yapay olduğunu ortaya koyan rapor, bu dönem içinde sendikalaşan işçilerin büyük bölümünün kamudaki taşeron işçiler olduğunu belirtiyor. Raporda bu statüdeki işçilerin toplu iş sözleşmesinden yararlanma haklarının kısıtlandığı da vurgulanıyor. Bu dönemde sendikalaşan 857 bin işçinin 517 bini Hak-İş’e bağlı sendikalara üye olurken 266 bini Türk-İş’e, 71 bini ise DİSK’e bağlı sendikalara üye olmuş! DİSK-AR raporu, sendika üyelerinin dağılımındaki bu dengesizliğin kamudaki taşeron işçilerin ve kamu işçilerinin sendikalaşması sırasında Hak-İş’in siyasal iktidarın tarafından korunup kollandığını gösterdiğini vurguluyor.
Grev Hakkı Patronların Ayakları Altında Çiğneniyor!
Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu sözleşmelerde patlama yaşandığına dikkat çeken rapor, bu durumun, kamudaki taşeron işçilerinin sendikalaşmasından sonra artış gösterdiğini belirtiyor. Rapor, kamu işveren sendikalarının kamudaki taşeron işçilerin toplu pazarlıklarını yürütmekten kaçındığını ve uyuşmazlıkların Yüksek Hakem Kurulu tarafından sonuçlandırıldığını belirtiyor. 2011’de 27 bin, 2012’de 20 bin, 2013’te 41 bin, 2014’te 14 bin ve 2015’te 35 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmeleri Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanırken bu sayının 2016 ve 2017 yıllarında büyük bir sıçramayla önce 182 bine sonra da 287 bine çıktığı belirtiliyor.
Rapor, işçilerin toplu sözleşme hakkı kısıtlanıp sözleşmeleri Yüksek Hakem Kurulu tarafından aleyhlerine bağıtlanırken grevlerin de dibe vurduğunu ortaya koyuyor. Grev hakkının patronların ayakları altında çiğnendiğine ilişkin somut veriler paylaşıyor. Öyle ki 1984-1995 arasında yıllık ortalama greve katılan işçi sayısı 60 bin civarında iken, bu sayı 1995-2000 yılları arasında 9 bin civarına, 2000’li yıllarda ise 5 bin civarına gerilemiş durumda! AKP, iktidarda olduğu süre boyunca 193 bin işçinin grevini “erteleme” adı altında yasakladı!
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
- 1-0 Önde Olmak İçin Örgütlü Mücadeleye!
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası’ndan Tekirdağ’da Eylem
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Gözaltılara Karşı Eylem
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...