Buradasınız
Doğru Bildiğin Yoldan Şaşma!
Pendik’ten bir işçi

Başarıya giden yol nedir, hiç düşündünüz mü? Şimdi bu soruyu niye sordum merak ediyor olabilirsiniz. Kurbağalar ile ilgili bir hikâye okudum. Bu hikâye çok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim. Üzerine biraz düşününce hayatımızda da bu hikâyeye benzer pek çok şey yaşanıyor aslında. Gelelim hikâyeye.
“Bir gün kurbağalar arasında bir yarışma yapılacakmış. Yarışın amacı, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa yarışı seyretmek için toplanmışlar ve yarışma başlamış. Kule o kadar yüksekmiş ki seyircilerin hiçbiri yarışmacıların başarabileceğine inanmıyormuş. Destek vermek yerine başlamışlar bağırmaya:
- Zavallılar! Hiçbiriniz başaramayacaksınız!
Yarışmaya başlayan kurbağalar ümitsizliğe kapılıp, kulenin tepesine ulaşamayacaklarını düşünüp, teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya devam etmiş.
Seyirciler bağırıyorlarmış:
- Zavallılar! Hiçbiriniz başaramayacaksınız!
Sonunda, geriye kalan son bir kurbağa yarışı bırakmamış ve büyük bir gayretle kulenin tepesine çıkmayı başarmış.
Seyirciler ve diğer yarışmacılar hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş:
- Bu işi nasıl başardın?
Kuleye çıkan kurbağa cevap vermemiş, o an farkına varmışlar ki kurbağa meğer sağırmış!”
Bu hikâyede hedefe ulaşan kurbağa sağır olduğu için olumsuz düşünceleri duymadığından, amacı sadece hedefe kilitlenmek olmuş ve bu sayede kuleye çıkmayı başarmış. Oysa olumsuz düşünceleri duyan kurbağaların başarma ihtimali varsa da bu sözlerden etkilendikleri için başaramamışlar.
İşçiler mücadele yolunu seçip de işverenlerin (sermayedarların) karşısına dikildiği zaman işverenlerin ilk yaptıkları şey işçilere çamur atmak ve toplumun gözünde mücadelelerini haksız konuma düşürmek. Koro halinde, medya aracını da kullanarak bir negatif algı oluşturuluyor. Hikâyemizdeki negatif düşünce de aslında buna benziyor.
İşçi sınıfı olarak bir araya gelip, hakkımızı aradığımızda bizleri karalamak için, aramızdan birilerinin bozguncu, terörist, vatan haini ve nankör olduğunu söylerler, bazılarımızı yaftalayarak, toplumun ve işçilerin kafasını karıştırmak isterler. Amaç, örgütlülüğümüzü bölüp parçalamaktır.
Düşlediğimiz o güzel dünya hayalimizi, ümidimizi kimsenin kırmasına izin vermeyelim. Patronlar sınıfı işçilerin birlik olmaması için her yöntemi dener. Sorunları ve çıkarları ortak bir sınıf olduğumuzun farkına varmayalım diye çeşitli yöntemlerle bizi böler ve birbirimizden uzaklaştırırlar. Egemenlerin negatif söylemlerini bilinçli bir şekilde işçi sınıfına taşıyan kişilere karşı kulaklarımız sağır olmalıdır.
İşçi sınıfı olarak, örgütlü davrandığımızda, nice zorluklar yenilmiş, nice başarılar tarihe altın harflerle yazılmıştır. Mesela 1963’te iş yasasında grev hakkı yokken Kavel işçileri haksızlıklar karşısında grev silahını kullanmış, zorlukları aşmış, haklarını alana kadar grevi sonlandırmamış ve kazanmışlardı. O da yetmemiş yasalara grev hakkını yazdırmışlardı. Sizce o zamanlar patronlar sınıfı işçileri karalamaya girişmedi mi? Elbette patronlar boş durmayıp bildik yöntemlere başvurdular. Sendika temsilcilerini işten attılar. İşçilere sendikadan istifa edin diye baskı yaptılar. İşveren işyerinde “asayişi bozduğu” gerekçesiyle işçilere gözdağı olsun diye 10 işçiyi işten attı. Patronların gazeteleri her gün işçileri bozguncu olmakla suçladı. Tüm bu karalamalara pabuç bırakmayan işçiler, olmaz denileni oldurttu ve tarih yazdı. Kavel işçileri, polisi, medyayı arkasına alan, “başaramazsınız, biz güçlüyüz” diyen patronlara kanmadı. Üstelik işverenlerin kara propagandalarına rağmen toplumun da sempati ve desteğini kazandı. Çünkü işçiler örgütlü ve kararlıydı. Haklarını almak için tüm zorluklara göğüs gerdiler. Zaten başka türlüsü de olamazdı. Engelleri aşmanın tek yolu sınıfımıza güven ve örgütlülükten geçiyor. Tarihte işçi sınıfının kazandığı nice zaferler bu yolla başarılabilmiştir.
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....