Buradasınız
Dolar Yükselirken Lira Eriyor, İşçiler Yoksullaşıyor

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, geçen gün katıldığı bir televizyon programında “dolar yükseliyor endişelenmeli miyim?” sorusuna, “Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz mu var? Dolarla işiniz var mı?” sorusuyla yanıt vererek, doların normal insanları ilgilendirmediğini demeye getirdi. Gerçekten de öyle mi? Dolar artarken liranın erimesi, ücretlerini lira üzerinden alan işçileri, emekçileri etkilemiyor mu?
Siyasi iktidarın sözcüleri sıkıştıkları zaman lafebeliği yapıyor, bin dereden su getiriyor, evirip çeviriyor ve konunun dışında bir cevap veriyorlar. Yani demagoji yapıyorlar. Laf kalabalığı yaparak ve hatta üstte çıkarak gerçeklerin üzerini kapatmaya çalışıyorlar. Nasıl olsa medyayı kontrol ediyorlar ve kimse onlara gerçekleri sergileyen sorular soramıyor. Nasıl olsa işçi sınıfı örgütsüz ve tepki gösteremiyor. İşte bu ortamda istedikleri gibi konuşuyor ve belli ki işçileri aptal, her denilene inanan kimseler olarak görüyorlar! Sanki dolar liranın değerini eritmeden, kendi kendine yükseliyor. Eğer dolar artarken, cebimizdeki liranın değeri olduğu gibi kalsaydı elbette doların artması bizi ilgilendirmezdi. Ama doların değeri lira karşısında artıyor, yani liranın değeri düşüyor, dolayısıyla cebimizdeki ücret de eriyor, alım gücümüz düşüyor.
Yüksek miktarda doları olan sermaye sınıfı ve iktidar çevreleri dolar yükselirken en tepe noktasında bozduruyor ve sonra dolar belirli ölçülerde gerileyince düşük seviyeden yeniden alarak ceplerini dolduruyorlar. Onların bizim sırtımızdan elde ettikleri ve adına sermaye dedikleri birikmiş paraları var. Ama bizim birikmiş sermayemiz yok. Onlar ceplerini doldururken bizler yoksullaşıyoruz. Çünkü liranın değeri eridikçe marketteki ürünlerin fiyatları artar. Enflasyon yükselir. Çarşı/pazardaki fiyatlar el yakar. Fiyatlar arttıkça cebimize giren maaş da aynı şekilde artmıyor. Siyasi iktidar, gerçek olmayan enflasyon rakamlarına göre asgari ücrete zam yapıyor ve asgari ücret zammı tüm sektörleri bağlıyor. Aldığımız zam, aslında birkaç ay içinde eriyor. Özellikle 2018’den bu tarafa işçi sınıfının reel ücretleri artan ölçüde düşüyor, yani alım gücümüz eriyor ve yoksullaşıyoruz. Bunu, asgari ücreti dolar ve altın ile karşılaştırarak rahatça görebiliriz.
Mesela 2002 yılında asgari ücretle yaklaşık 8 adet çeyrek altın alınabiliyordu ve asgari ücret 112,5 dolara karşılık geliyordu. 2005 yılında asgari ücretle alınabilecek çeyrek altının sayısı 11,47’ye kadar çıkmıştı. Fakat bugün asgari ücretle 3 adet çeyrek altın bile alınamıyor. Bu kayıp çeyrekler kimin cebine gitti dersiniz?
Bir de dolar üzerinden gidelim. Çok eskiye gitmeye gerek yok. 2020 yılının başında zamlı asgari ücret 353 dolarken, şu anda 285 dolardır. Yani asgari ücret 68 dolar erimiş! Peki, bu 68 doları kim cebe attı? Birileri cebimizi boşaltıyor ve sonra da çıkıp “ne var canım dolarla mı maaş alıyorsunuz?” diyor. Doğru dolarla maaş almıyoruz ama yediğimiz, içtiğimiz her şey dolarla! İşçilere endişelenmeyin diyenler, cebimizden çıkan 68 doları yerine koyacaklar mı? 68 doların karşılığı 500 liradır. 500 liranın uçup gitmesi daha fazla yoksullaşmamız, mutfaklarımıza daha az yiyecek girmesi, salgın günlerinde bağışıklık sistemimizin zayıflaması, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılamakta iyice zorlanmamız demektir. Gerçekten de endişelenmeyelim mi?
***
Asgari ücretin dolar ve altınla karşılaştırması:
Yıllar | Net Asgari Ücret | Çeyrek altın | Net Asgari Ücret/Çeyrek Altın | Dolar | Net Asgari Ücret/Dolar |
01-01-2002 | ₺163,56 | ₺20,715 | 7,90 | 1,453 | $112,569 |
01-07-2002 | ₺184,25 | ₺25,361 | 7,27 | 1,576 | $116,911 |
01-01-2003 | ₺226,00 | ₺29,274 | 7,72 | 1,647 | $137,219 |
01-07-2003 | ₺226,00 | ₺25,376 | 8,91 | 1,414 | $159,830 |
01-01-2004 | ₺303,08 | ₺29,274 | 10,35 | 1,399 | $216,640 |
01-07-2004 | ₺318,23 | ₺29,799 | 10,68 | 1,488 | $213,866 |
01-01-2005 | ₺350,15 | ₺30,537 | 11,47 | 1,342 | $260,917 |
01-01-2006 | ₺380,46 | ₺35,525 | 10,71 | 1,348 | $282,240 |
01-01-2007 | ₺403,03 | ₺46,879 | 8,60 | 1,412 | $285,432 |
01-07-2007 | ₺419,15 | ₺44,100 | 9,50 | 1,31 | $319,962 |
01-01-2008 | ₺435,92 | ₺49,000 | 8,90 | 1,164 | $374,502 |
01-07-2008 | ₺457,63 | ₺54,863 | 8,34 | 1,224 | $373,881 |
01-01-2009 | ₺477,18 | ₺66,063 | 7,22 | 1,529 | $312,086 |
01-07-2009 | ₺496,53 | ₺73,675 | 6,74 | 1,532 | $324,106 |
01-01-2010 | ₺521,89 | ₺83,562 | 6,25 | 1,494 | $349,324 |
01-07-2010 | ₺544,44 | ₺100,538 | 5,42 | 1,581 | $344,364 |
01-01-2011 | ₺570,22 | ₺111,913 | 5,10 | 1,545 | $369,074 |
01-07-2011 | ₺599,21 | ₺128,225 | 4,67 | 1,623 | $369,199 |
01-01-2012 | ₺634,64 | ₺153,250 | 4,14 | 1,898 | $334,373 |
01-07-2012 | ₺673,30 | ₺149,800 | 4,49 | 1,815 | $370,964 |
01-01-2013 | ₺699,61 | ₺153,775 | 4,55 | 1,786 | $391,719 |
01-07-2013 | ₺730,28 | ₺125,475 | 5,82 | 1,928 | $378,776 |
01-01-2014 | ₺765,67 | ₺134,914 | 5,68 | 2,134 | $358,796 |
01-07-2014 | ₺810,70 | ₺156,414 | 5,18 | 2,126 | $381,326 |
01-01-2015 | ₺858,96 | ₺143,346 | 5,99 | 2,331 | $368,494 |
01-07-2015 | ₺910,43 | ₺163,583 | 5,57 | 2,689 | $338,576 |
01-01-2016 | ₺1.147,22 | ₺161,893 | 7,09 | 2,923 | $392,480 |
01-01-2017 | ₺1.167,68 | ₺211,117 | 5,53 | 3,525 | $331,257 |
01-01-2018 | ₺1.450,91 | ₺257,624 | 5,63 | 3,778 | $384,042 |
01-01-2019 | ₺1.829,05 | ₺353,290 | 5,18 | 5,29 | $345,756 |
01-01-2020 | ₺2.103,97 | ₺490,625 | 4,29 | 5,95 | $353,608 |
14-08-2020 | ₺2.103,97 | ₺746,915 | 2,82 | 7,37 | $285,478 |
Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Bu Düzende İşçiler Sağlıklı Yaşayamaz!
- Kozasından Çıkmaya Çalışan Kelebek ve Çocuklarımız
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...