Buradasınız
Elektrik Kaçağıyla Ölmek Kaza Değil Cinayettir!

12 Temmuzda, İzmir’in Konak ilçesinde yağan sağanak yağmurda sokağın karşısına geçmek isteyen 2 kişi sokaktaki su birikintisine bastıktan sonra elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet nedeniyle gerekli önlemleri almayan bölgedeki elektrik dağıtımını yapan Gdz Elektrik şirketidir. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi İZSU’dur. Ülkeyi şirket gibi yöneten, kamu hizmetlerini özelleştiren, gerekli denetimleri yapmayan, sorumluları, suçluları cezasız bırakan siyasi iktidardır!
Sermaye sahipleri için elde edecekleri kâr insan hayatı dâhil her şeyden daha önemlidir. Ne pahasına olursa olsun sermayeyi büyütmeye odaklanan siyasi iktidarı arkasına alan sermaye sahipleri pervasızlıkta, zalimlikte, sorumsuzlukta, yağmada sınır tanımamaktadır. Depremden orman yangınlarına, sellerden iş cinayetlerine her gün bu gerçekle yüz yüze geliyoruz. Patronlar sadece işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini değil bakım, onarım, tadilat gibi gereklilikleri de maliyet olarak görüyorlar ve sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. Bunun ceremesini işçiler, emekçiler çekiyor. Nitekim yapılan bilirkişi incelemesinde ölümlerin nasıl göz göre göre geldiği ortaya çıkıyor. Bilirkişi raporuna göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte döşenmesi gereken elektrik kabloları Gdz Elektrik tarafından 36-45 santimetre derinliğe döşenmiş. Hatta elektrik kaçağının olduğu kablo derinliği 15 santimetreye düşmüş. Rapor bunun nedeninin İZSU’nun bu alana rögar kapağı takarken kabloyu yükseltmesi olduğunu söylüyor. Ayrıca kablo koruyucu borunun bu alanda iptal edilmesinin de faciaya davetiye çıkardığı belirtiliyor.
Üstelik bu faciadan iki yıl önce yerel bir gazetenin buradaki elektrik kaçağı sorununu haberleştirdiği, elektrik şirketine kayıtlara geçen şikâyetlerde bulunulduğu, hatta bir sokak köpeğinin akıma kapılarak öldüğü söyleniyor. Kısacası geliyorum diyen tehlikeyi ne belediye ne de elektrik dağıtım şirketi umursamış. Gerçek bu olmasına rağmen açıklama yapan Gdz Elektrik de İZSU da utanmadan birbirini suçluyor, kendi sorumluluklarını üzerlerinden atmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz ay Diyarbakır ve Mardin’de elektrik kontağından çıkan yangında 15 kişi hayatını kaybetmişti. O zaman da bölgedeki elektrik dağıtım şirketi DEDAŞ’ın elektrik direk ve tellerinin bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını maliyet olarak gördüğü için yapmadığını, TEDAŞ’ın da üzerine düşen denetleme görevini yerine getirmediğini öğrenmiştik. Durum buyken DEDAŞ yangının nedeninin anız olduğu yalanını söylemekten, gerçekleri söyleyenleri, görgü tanıklarını mahkemeye vermekten çekinmemişti. Görüyoruz ki kamu hizmeti olması gereken elektrik dağıtım hizmetinin özel şirketlere devredilmesinin, kamu kurumlarının üzerlerine düşen görevleri yerine getirmemesinin bedelini gencecik insanlar, emekçiler canıyla ödüyor. Bu bedeli ödemeye itiraz edenlerse baskı ve zorbalıkla sindirilmek isteniyor. Faşist rejim ve sermaye sınıfı yarattıkları kötülükler, yaşattıkları acılar karşısında boyun eğmemizi istiyor.
Facia yaşandıktan sonra göstermelik gözaltılar, açılan davalar göz boyamanın ötesine gitmiyor. İzmir’deki cinayetlerin ardından da 9’u İZSU, 20’si Gdz Elektrik çalışanı toplam 29 kişi gözaltına alındı, sonrasında bu sayı 31’e çıktı. Bunların arasında İZSU Kanal Daire Başkanı, Gdz Elektrik Ege Bölge Müdürü ile işletme yöneticisi de bulunuyor. Ama bundan önceki depremlerde, sellerde, madenlerde, inşaatlarda gerçekleşen katliamlarda sorumluların bir süre sonra serbest bırakıldığını, en iyi ihtimalle olabilecek en hafif cezalarla adeta ödüllendirildiğini biliyoruz. Cezasızlığın ve işçi sınıfının kahredici örgütsüzlüğünün her seferinde yeni bir acıya, faciaya kapı araladığını da biliyoruz. Tıpkı onca faciadan sonra son olarak 15 Temmuzda İzmir’in Çeşme ilçesinde yine bir orman yangınında üç kişinin hayatını kaybetmesi gibi…
Bilelim ki işçi ve emekçiler olarak bizleri bölüp parçalayıp, birbirimize düşüren sermaye sınıfı ve egemenlere karşı birlik olmazsak, katliamların, cinayetlerin hesabını soramayız. Benzer ölümler kâh öğrenci yurdundaki asansörde kâh sokak ortasında yaşanmaya devam eder. Felaket gelip muhakkak bizi de bulur. Tek çıkar yolumuz hayatımızı bu kadar ucuz görenlere karşı yan yana gelmek, birlik içinde hareket etmektir.
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...