Buradasınız
Emek ve Özgürlük İttifakı: Şimdi Emek ve Özgürlük Zamanı

Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin pek çok kentinde emek ve halk buluşmaları gerçekleştiriyor. 4 Aralıkta İstanbul Okmeydanı’nda emekçilerle gerçekleştirilen buluşmaya ittifak bileşenlerinden HDP, TİP, EMEP, EHP, TÖP, SMF sözcüleri, pek çok sektörden işçiler ile UİD-DER katıldı.
Açılış konuşmasını TİP Parti Meclisi ve Emek Bürosu Üyesi Hakan Koçak gerçekleştirdi. Koçak, konuşmasına 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle iş cinayetlerinde hayatını kaybeden madencileri anarak başladı. Son 6 yılda milli gelirde emeğin payının yüzde 9 oranında gerilediğini, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde en büyük gelir eşitsizliğinin yaşandığını belirten Koçak, bu durumun kaynağının salt bir kötü yönetim meselesi olmadığını, iktidarın sınıfsal bir tercihi, sermayeden yana bir tercih olduğunu ifade etti. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tercihini sermayeden değil emekçiden yana yaptığına dikkat çeken Koçak, ittifakın emekçileri bu mücadelenin öznesi olmaya çağırdığını belirterek konuşmasını Nâzım Hikmet’in Türkiye İşçi Sınıfına Selam şiiriyle sonlandırdı.
Koçak’ın ardından sözü EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk aldı. Öztürk iktidarın “aynı gemideyiz” söylemini eleştirerek, 450 milyar dolar borcu yoksul halkın üzerine yıkmak isteyenlere seslendi. Karanlık bir iktidar olduğunu ifade eden Öztürk şöyle dedi: “Böyle bir iktidar karşısında gerçek iktidar seçeneği ile biz varız.” Daha sonra söz alan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, iktidarın savaş politikalarını ve savaş tezkerelerine onay veren siyasetçileri eleştirdi. Akdeniz, “İşçi, emekçi 16 saat çalışırsa, ülke 5 bin 500 lirayla asgari ücretliler ülkesi olursa bu ülkede huzur mu olur? Huzur olmayınca ne olur? Baskı olur, şiddet olur, provokasyonlar olur. Kanlı terör eylemleri olur, sınır ötesi harekâtlar olur, savaş bütçeleri olur, silahlanma olur” dedi. İşçi ve emekçileri 15 Ocakta büyük işçi mitinginde buluşmaya çağırdı.
HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay ise konuşmasında Türkiye’de kadınların, gençlerin, işçilerin iki kutuplu siyasete mahkûm olmadığını, başka bir dünyanın mümkün olduğunu vurguladı. Günay, “Örgütlenen toplum kaybettirecektir. Emeğine ve geleceğine sahip çıkacaktır. Bu yüzyıl kadınların, gençlerin, işçinin, emekçinin yüzyılıdır” dedi. SMF Sözcüsü Barış Kayaoğlu insanlığın uçurumun kenarına sürüklendiğini belirtirken, TÖP Sözcüsü Pelin Kahiloğlu ise “sermayenin büyüme hırsıyla yarattığı cehennemi ortadan kaldıracağız” dedi.
TİP sözcüsü Sera Kadıgil ekran başında konuşan siyasetçilere atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Bizim emeğimizle beslenen yüzde 1, bizim terimizle, bizim işçi arkadaşlarımızın kanıyla zengin olanlar çıkıp bir de utanmadan fukara edebiyatı yapamasınlar diye kurduk biz bu ittifakı. Bizim ekmeğimize göz dikenlere karşı örgütlenip hesap sormak için kurduk bu ittifakı.”
Programda ittifak bileşenlerinin yanı sıra çeşitli sektörlerden işçilere söz verildi. ETF işçisi Gülten Balta, atık kâğıt işçisi Mesut Aygün, HDP Engelli Komisyonundan Sinan Ok, hal işçisi Fatih Ethemoğlu, inşaat işçisi Nihat Demir, KHK ile işten atılan Ömer Bilal Karakaya, market işçisi Murat Sarıboğa, sağlık emekçisi Fadime Kavak, motokurye Mehmet Timurtaş, turizm işçisi Elif Baysal, Sarkuysan işçisi Hüseyin Tolu ve tersane işçisi Serkan Tan yaptıkları konuşmalarda kendi işkollarında yaşadıkları sorunları dile getirirken Emek ve Özgürlük İttifakı’nın işçi ve emekçiler için önemini ifade ettiler. Konuşmalarda örgütlü mücadele vurgusu yapıldı.
UİD-DER adına metal işçisi Erdinç Mehmetoğlu konuştu. Mehmetoğlu “Metal işçileri olarak yaşadığımız sorunlar, Türkiye işçi sınıfının yaşadığı sorunlardan farklı değil. Beyaz yaka-mavi yaka, kamu-özel sektör fark etmeksizin milyonlarca emekçi olarak cumhuriyet tarihinde eşi benzeri olmayan, ani ve keskin bir yoksullaşma dalgası altında bulunuyoruz; nefes almaya çalışıyoruz” dedi. Demokratik hakların yok edilmesi ve toplumun baskı altına alınıp sindirilmesi ile derinleşen yoksulluk arasında kopmaz bir bağ olduğuna dikkat çeken Mehmetoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hangi partiye oy vermiş olursa olsun etkilenen, yoksullaşan, nefessiz bırakılan işçilerdir. Bedel ödeyen işçi sınıfıdır. İçinden geçtiğimiz dönem boğucu ve moral bozucu. Ama koşullar ne kadar boğucu olsa da bizler; yani bilinçli işçiler, sosyalist işçiler, mücadeleci sendikacılar moralimizi bozmuyoruz. Çünkü işçi sınıfının mücadele örgütlerinin her koşulda umudu büyüttüğünü biliyoruz. İşçi sınıfının birliğini sağlamak, dayanışma ve umudu büyütmek böylesi koşullarda çok ama çok önemli.”
İşçilerin sorunlarına bir çözüm bulması gerektiğini ifade eden Mehmetoğlu, UİD-DER’in bu amaçla “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyası başlattığını ve kampanya taleplerinin işçiler, emekçi kadınlar ve gençler tarafından sahiplenildiğini aktardı. UİD-DER’in uzun süredir emeğin örgütlü cephesine vurgu yaptığının altını çizen Mehmetoğlu; “Emeğin örgütlü cephesini büyüttüğümüz zaman işçi sınıfı siyasi bir güce ulaşabilir ve ancak o zaman toplumsal gidişata müdahale edebiliriz. Ancak o zaman tek adam rejiminin toplumu baskı altına alıp sindirmesine karşı durabiliriz. UİD-DER olarak, emek cephesini büyütmek için, işçi sınıfının ve insanlığın kurtuluşu mücadelesini büyütmek için ter akıtmaya devam edeceğiz. Bu mücadelede yalnız olmadığımızı biliyoruz. İnanıyoruz ki emek örgütleri ve emek cephesi büyüdükçe, sesimiz çoğaldıkça sermaye sınıfına ve tek adam rejimine haddini bildirecek olan toplumsal mücadele de güçlenecektir. Emek ve Özgürlük İttifakına güç veren tüm emek dostlarımızı coşkuyla selamlıyor, mücadelelerinde başarılar diliyoruz. Yaşasın işçi sınıfının mücadele birliği! Yaşasın Halkların Kardeşliği” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kapanış konuşmasını BMİS TİS Uzmanı İrfan Kaygısız gerçekleştirdi. İş cinayetleri, işsizlik, düşük ücretler, yoksulluk, uzun iş saatleri, savaş, sendikasızlaştırma ve baskı politikalarına dikkat çeken Kaygısız; “İşçi sınıfının kurtuluşunun birinci adreslerinden bir tanesi Emek ve Özgürlük İttifakı’dır. Geleceğimiz Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yürüyüşünü büyütmekten geçiyor” dedi.
Program boyunca “Yaşasın Emek Özgürlük İttifakı”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “Asgari Değil İnsanca Yaşam”, “Herkese Sendika 6 Saat İş Günü”, “KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız”, “İşçiler Birlikte Güçlü” sloganları atıldı.
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...