Buradasınız
Fazla Mesai Dayatması
Bir metal işçisi
Sermaye sınıfının saldırıları son sürat devam ediyor. Her gün yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Yasalarda günlük çalışma süresi 8 saat gözükmesine rağmen bu süre giderek uzamakta. Esnek çalışma adı altında 10 saatten daha az çalışan işyeri kalmadı diyebiliriz. Günlük çalışma süresi, fazla mesai adı altında daha da uzuyor.
Benim çalıştığım işyerinde çalışma süresi günlük 11 saat. Otomotiv yan sanayi ve tarım iş makineleri için parça üreten orta büyüklükte bir işyeri. Bedensel güç isteyen bir sektör olmasına rağmen bizlerden sürekli yüksek tempoda çalışmamızı istiyorlar. Özellikle tarım sektörünün canlandığı bugünlerde daha yoğun çalışılıyor. Bugünlerde fazla sipariş varmış ve zamanında yetişebilmesi için akşamları 2,5 saat fazla mesai yapılacakmış. Bu da yetmediği gibi Cumartesi günleri de fazla mesai olacakmış. 11 saat çalışma süresi bizlerin tüm enerjisini aldığından evlerimize döndüğümüzde ancak yatmak için zaman kalıyor. Bir de 13,5-14 saat çalışmanın ardından bedensel durumumuzu düşünün artık.
Krizle birlikte birçok işçinin işsiz kalması ve verilen ücretlerin düşük olması nedeniyle birçok işçi arkadaş patronun bu dayatmasına sessiz kaldı. Ben fazla mesaiye kalmayacağımı ve Cumartesi çalışmasına da gelmeyeceğimi söylediğimde ne patron ne de sonraki günlerde usta pek üzerime gelmedi. Fakat diğer arkadaşlara “niye kalmıyorsun, neden gelmiyorsun” gibi sorularla baskı uyguladılar. Ben de bu arada boş durmayıp, fazla mesai adı altında bizlerin daha fazla sömürülmesinden, bunun insanlık dışı bir uygulama olduğundan, kendimize ve ailelerimize ayıracak zamanımızı da aldıklarından bahsediyorum. Verdikleri üç kuruşun karşılığında bizlerin yaşamını nasıl çaldıklarını anlatıyorum. Yasalara göre günlük çalışmanın en fazla 11 saat olabileceğini, fakat fazla mesai adı altında bizleri daha uzun sürelerle çalıştırdıklarını ve bunun yasal olmadığını anlattım arkadaşlara.
Fazla mesailere kalanların sayısı azalınca patron akşam servisini fiilen kaldırdı. Servis aracı aynı zamanda işyerinin mal taşıma aracı olduğundan, özellikle akşam saatlerinde yükleme yapıp aracı gönderdiler. Açıkça servis yok demediler fakat fiili bir hale getirdiler. İşsiz kalma korkusu, açlık korkusu arkadaşlara geri adım attırdı. Artık fazla mesaiye kalmayacaklarsa gerekçelerini ustaya bildiriyorlar. Usta izin verirse evlerine gidebiliyorlar.
Biz işçiler örgütlü olmadığımız için patronların saldırıları karşısında pek bir şey yapamıyoruz. Fakat kendi haklarımızı bilip patronlara karşı örgütlü hareket edersek var olan olumsuz koşullarımızı tersine çevirebiliriz. Mücadele etmezsek patronlar bizlerin yaşamını her geçen gün daha da çekilmez hale getirecek. İnsanca yaşamak için patronlar sınıfının saldırılarına karşı örgütlü mücadele edelim. Sınıfa karşı sınıf cephesini örelim.
Birleşen İşçiler Yenilmezler!
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...