Buradasınız
Filler Tepişirken Altta Ezilen Çimen Olmayalım

Tek başına, toplumdan soyutlanmış bir insan gerçekten insan olamaz. Toplum içinde var olmak, o toplumun bir parçası olmak insan için olmazsa olmazdır. İktidar sahiplerine/egemenlere sorarsanız tüm toplumun ya da “millet”in çıkarları ortaktır. Oysa insanlar çıkarları, yaşam biçimleri, hayattaki hedefleri tamamen farklı büyük insan gruplarına yani sınıflara ayrılırlar. Meselâ bir yanda tüm zenginliklerin, sermayenin ve üretim araçlarının sahibi olan patronlar ve diğer yanda çalışıp üreten ama ürettiğine el konulan, ezilmiş, yoksul işçiler var. Örneğin, Brezilyalı patronların ve Brezilyalı işçilerin çıkarları taban tabana zıtken, farklı milletlerden olmalarına rağmen Brezilyalı işçilerle Türk işçilerin çıkarları ortaktır.
“Sınıf” dediğimiz insan gruplarının çıkarları tamamen farklıdır. Bu nedenle hepsinin ortak çıkarlarını yansıtan bir siyaset de olamaz. İşçiler iş saatlerinin düşürülmesini, ücretlerin yükseltilmesini, iş güvenliği önlemlerinin maliyet sayılıp ihmal edilmemesini isterler. Patronlarsa ellerinden gelse hiçbir önlem almadan ve tek kuruş vermeden işçileri günde 24 saat çalıştırmak, iliklerine kadar sömürmek isterler. Gündelik hayatın bir parçası olarak işçilerle patronlar arasında bu kavga sürer gider. İşçiler bu durumda çalışmaya “ekmek kavgası” derler. Ekmek davasına siyaset karıştırmak istemediklerini söylerler. Oysa patronlar kendi çıkarları doğrultusunda toplumu, medyayı, kanunları, devlet politikasını şekillendirir yönetirler. Yani siyaset yaparlar. Siyaseti kullanarak kendi çıkarlarını tüm topluma dayatır, kendi çıkarlarına olan şeyleri parlatıp över, işçilerin çıkarlarına olan şeyleri karalayıp kötülerler.
Patronların siyaseti işçilerin ekmeğini küçültür, işçilerin ekmek için verdiği kavganın daha zorlu ve kahırlı olmasına sebep olur. 15 Temmuz gecesi yaşanan askeri darbe girişiminin hedefindeki AKP, ülkeyi yıllardır 12 Eylül darbesinin kurumları ve yasalarıyla yönetiyor. Darbe girişimi işçilerin temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan uygulamaları daha da derinleştirdi. OHAL ilan edildi. İşçilerin direnişleri engellendi, çadırları söküldü. Yıpranma payı hakkı fiilen yok edildi. Kayyım atanan işyerlerinde işçi ücretleri ödenmedi. Pek çok taşeron işçi, öğretmen, kamu çalışanı görevden uzaklaştırıldı. “Metal fırtına”nın ardından işçilerin açtığı davaların bir kısmı reddedildi. Çok açık ki güçlü ve örgütlü oldukları için siyaseti egemenler yapıyor ama bedelini işçi sınıfına ödetiyorlar. Yani filler tepişiyor, altta çimenler eziliyor.
Peki, işçiler neden siyaset yapamıyor? Neden işçi sınıfı asker ya da sivil her türlü darbenin, işçi ve emekçilerin haklarını, özgürlüklerini kısıtlayan her türlü girişimin karşısına dikilemiyor? Neden patronlar sınıfının siyasetine kanıp sömürüye sessiz kalıyor? Çünkü işçi sınıfı örgütsüz yani birlik değil, bunun için de güçsüzdür. Güçsüz olan kendi çıkarları doğrultusunda siyaset yapamaz ve değişim sağlayamaz. İşçiler tek tek bireyler olduklarında bir sınıf gibi davranamazlar. Kendilerini işçi sınıfına ait ve onun bir parçası gibi hissetmezler. Siyasetle ilgilenmenin gereksiz ve hatta tehlikeli olduğunu düşünürler. Onları bölen, parçalayan patronların siyasetinin arkasından giderler; kendi çıkarlarını, kendileri için siyaset yapmaları gerektiğini unuturlar, onların çıkarlarını savunanlara inanmazlar.
1980 askeri faşist darbesinden önce, 60’lı ve 70’li yıllarda, işçiler bugüne nazaran çok örgütlüydüler. Sendikalarda, derneklerde, siyasi kurumlarında bir araya gelmişlerdi. Hem ekmeklerinin kavgasını veriyorlardı hem de bu ekmeğe göz dikenlerin heveslerini kursaklarında bırakmak için milliyetçiliğe, faşizme; mücadeleci işçileri, sosyalistleri hapse tıkan devlet güvenlik mahkemelerine, DİSK’in kapatılmasını hedefleyen planlara karşı mücadele ediyorlardı. Yani kendi bağımsız siyasetlerini yapıyorlardı.
Patronlar sınıfının işçi düşmanı siyasetinden kaçıp kurtulmanın örgütlenmekten başka bir yolu yok. İşçi sınıfının bağımsız siyaseti ortaya konulmadan burjuva siyasetten, onun farklı araçları olan darbelerden, çatışmalardan, savaşlardan kaçıp kurtulmanın imkânı yok. Bu nedenle işçiler kendi çıkarları için siyaset yapmak üzere tıpkı 1970’li yıllarda olduğu gibi bir araya gelmeli ve örgütlenmelidirler.
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
Son Eklenenler
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...
- Bugün size, belki de her gün karşılaştığımız ama çoğu zaman duyulmayan, görmezden gelinen bir gerçeği anlatmak istiyorum. İstanbul’da ya da herhangi bir şehirde üniversite öğrencisi olmak, giderek zorlaşıyor. Hele de bu ekonomik şartlarda…
- İbni Sina Üniversite Hastanesinde çalışan SES ve Dev Sağlık-İş üyesi işçiler, yetersiz yemek, su ve hijyen koşullarına karşı 16 Nisanda üç gün süren yemekhane boykotu yaptı. Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu İzmir’in ilçe belediyelerinde işçiler...
- Kardeşlerim, ben emekli bir işçiyim. Bu yıl da UİD-DER’le 1 Mayıs kortejinde yürüdüm. Bahtiyarım. Bir sene ayağım kırıldığından 1 Mayıs’a katılamamıştım. Yaşım itibariyle, onca mitinglere katıldım, başka kortejlerde yürüdüm, ama her defasında UİD-...
- Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu TPI Compozit fabrikalarında yaklaşık 2300 işçi, 13 Mayısta greve çıktı. Çoğunluğu Menemen’de, bir bölümü de Çiğli Sasalı’da çalışan işçiler, İzmir Serbest Bölgede (İZBAŞ) uygulanan grev yasağı nedeniyle, greve...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Bu mektubu yazmama bir grevci işçinin sorusu vesile oldu. TPI Composit grevinde bir işçi kardeşimiz, “Abi, sen deneyimli bir işçiye benziyorsun. Sence grevi nasıl sürdürmeliyiz?” diye sormuştu. Pek çok kez grev yaşamış,...
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...