Buradasınız
Fotoğrafların Dili
Gebze’den bir metal işçisi
Işık yardımı ile cam, kâğıt gibi cisimlerin üzerine iz bırakılması anlamına gelen fotoğraf, 200 yıla yakın bir zamandır hayatımızda. Dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte, fotoğrafın kullanılması hızlı bir biçimde yaygınlaştı. Fotoğraflar artık her alanda kullanılıyor. Kimi fotoğraflar, insanın bebeklikten başlayıp, ölüme kadar geçen sürede yakalanan an’larını gösterir. Kimi fotoğraflar dostlarla, arkadaşlarla, yakınlarla geçirilen güzel vakitleri resmeder. Bakarsın geçmişe gidersin, o eski günler düşüncelerinde canlanır. Kimi fotoğraflar çok güzel bir manzarayı, doğanın güzelliklerini, yaşamın renklerini, uzayın tarifsiz ahengini yakalar, bakıp heyecanlanırsın, mutlu olursun, düşüncelere dalarsın. Kimi fotoğraflar eski bir tanıdığınla bir anını canlandırır, duygulanırsın, üzülürsün, ağlarsın. Kimi fotoğraflar, ekmek parası kazandığın, ter akıttığın, emek harcadığın, mücadele yürüttüğün bir fabrikanın içini yansıtır. Kimi fotoğraflar insanlık âleminin yarattığı medeniyeti gösterir. Kimi fotoğraflar, mitingleri, grevleri, direnişleri, eylemleri, sınıf mücadelesini resmeder, bakarsın, yalnız olmadığını, koca bir işçi sınıfı ailesinin parçası olduğunu görürsün. Ama kimi fotoğraflar var ki çok daha başka; savaşı, yıkımı, çaresizliği, açlığı, çürüyen kapitalizmi anlatır. İşte aşağıdaki fotoğraf karesi de bunlardan yalnızca biri.
Fotoğrafın siyah beyaz olmasına bakmayın, çok eski zamandan yakalanmış bir an değil, hayır, bu günlerde çok fazla karşılaştığımız bir gerçeği anlatıyor. Mültecilerin dramını, çaresizliğini anlatıyor. Bu fotoğraf Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in seçtiği, “2017 yılının en etkili fotoğrafları” arasında bulunuyor.
Burası insanların sığınmak zorunda kaldıkları bir mülteci kampı. Fotoğraf karesinde bir kamyon kasası görünüyor, açlıkla boğuşan insanlara gıda dağıtmaya gelmiş. En önde, kamyon kasasının kapılarına tırmanan minik, sıska çocuklar görünüyor. Gülmesi, oynaması, koşması gereken bu çocukların gözlerinden yaşlar akıyor. Hayatın yükü olanca ağırlığıyla üzerlerine yıkılmış gibi. Hepsi de birbirlerine tutunup kararmış ve zayıflamış ellerini öne doğru, boşluğa uzatmış, bir ekmek almayı bekliyor. Bu çocukların kimisinin ailesi yanında, kimisi ise yapayalnız, tek başına kalmış. Arka tarafta genç-yaşlı kadın ve erkekler, kimisi eşini, kimisi çocuğunu burada ya da geride kaybetmiş. Fotoğraf kadrajının kenarında, en sonda ayakta bekleyen insanlar, kamyon kasasına doğru bakıyor. Umutsuzca bakıyorlar, ekmeğin kendilerine ulaşamayacağından emin gibiler. O gün çaresizce yardım bekleyen mülteciler, karınlarını doyurabildiler mi, belli değil. İlerleyen zamanlarda bu insanlara ne oldu, hayattalar mı, belli değil. Bu karelerin benzerlerini başka bir mülteci kampında yakalamak mümkün. Ne buradaki insanlar ne de dünyanın başka bölgelerindeki insanlar böyle bir fotoğraf karesinin içinde yer almak için düşmedi yollara. Hayır, onlar daha güzel bir yaşam düşlüyorlardı. Ama o yaşama kavuşamadılar. Bu fotoğraf karesi kapitalizmin insanlığa yaşattığı acının, gözyaşının, açlığın, çaresizliğin resmidir.
Dünyanın çeşitli bölgelerinden mülteciler, savaştan, yoksulluktan, işsizlikten ve daha pek çok sebepten dolayı yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Biraz daha iyi bir hayat için başka bölgelere ulaşmaya çalışan mülteciler, bin bir zorlukla karşılaşıyorlar. İnsan tacirlerinin eline düşüyor, kandırılıyorlar. Tır kasalarının içinde havasızlıktan, susuzluktan onlarcası yaşamını yitiriyor. Yüzlercesi bir teknenin ya da botun alabora olmasıyla Akdeniz’in karanlık sularında boğuluyor, ölmüş bedenleri kıyıya vuruyor. Kurtulanları ise türlü sorunlarla karşılaşıyor. Kapitalist ülkelerin göçmen düşmanı politikaları, mülteci sorununu şantaj unsuru olarak kullanmaları ve sorumsuzlukları yüzünden mültecilerin hayatı çileye dönüyor.
Dünyada yaşanan çatışmalar ve savaşlar sonucunda yerinden yurdundan edilmiş 68,5 milyon insan var. Bu sayının 25,4 milyonu mülteci konumunda. Her iki saniyede bir kişi yerinden ediliyor. Milyonlarca mülteci, kamplara sığınmak zorunda kalıyor. Mülteci kamplarında yaşananlar ise tam bir trajedi. Mültecilerin en temel ihtiyaçlarının bile karşılandığını söyleyemeyiz. Mülteci kamplarındaki kötü koşullardan, gıda ve suyun yetersizliğinden, sağlık hizmetinin olmamasından dolayı mültecilerin hayatı tam bir kâbusa dönüyor. Çocukların ve kadınların kötü muameleye tabi tutulmasını da eklediğimizde, kamplardaki durumun ne denli iç karartıcı olduğu ortadadır.
İşte fotoğrafta görülenlerin bir kısmı bunlar. Mültecileri, böyle bir hayata mahkûm edenler ise kapitalistlerdir. Milyarlarca yoksul işçi ve emekçi insanın bu düzenden hiç bir çıkarı yoktur. Kapitalizmin bu insanlara vaat ettiği şey yalnızca acı ve yıkımdır. Bu düzene son vermek için dünya işçilerinin ellerini birleştirmesi yeterlidir. İşçi sınıfının uluslararası dayanışmasını büyütmek için örgütlü mücadele saflarında yer almalıyız. Savaş ve yıkım manzaralarının olmadığı, özgürlük ve barış dolu bir dünya kurmak elimizde.
Biri “Özgürsünüz’’ mü Dedi?
DİSK-AR İşsizlik Raporunu Açıkladı
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.