Buradasınız
Gülsuyunda Müzik ve Şiir Etkinliğimiz
Gülsuyu’ndan bir işçi
Bizler Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak geçtiğimiz Pazar günü Gülsuyu mahallesinde, güncel politik konuları ele alan kısa konuşmalar eşliğinde bir müzik ve şiir dinletisi etkinliği gerçekleştirdik. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı etkinliğimizde, arkadaşların fikirlerini ve özlemlerini dillendirdikleri bir de serbest kürsümüz vardı.
Etkinliğimiz “Merhaba” şarkısıyla başladı ve ardından UİD-DER’in tanıtıldığı sinevizyon gösterisini izledik. Sinevizyonda tüm dünya işçilerinin çalışma koşulları, açlık, yoksulluk ve savaş görüntüleri yani kapitalistlerin dünyamızı ne hale koyduklarının görüntüleri vardı. Ardından bunun karşısında mücadele tarafında duranların, bu azgın saldırılara geçit vermemek için çalışanların, yani tomurcukları çatlatıp filize dönüşenlerin görüntülerini izledik. Derneğimiz adına bir arkadaşımız konuşma yaptı. Konuşmasında, bugün dünyada emperyalistlerin savaş çığırtkanlığına sarıldığını, emperyalist savaşa karşı durmadığımızda bir gün bombaların bizim de tepemizde patlayacağını belirtiyordu. Yıllardır Kürt halkına yapılan saldırıların, bugün savaş çığırtkanlığıyla beraber yükseltilen milliyetçilikle vahşice arttığını anlatıyordu. Egemenlerin her türlü çıkar oyunlarını, mahallemizde evlerimizi başımıza yıkmayı planlayarak, çocuklarımızı ve gençlerimizi bataklığa sürükleyerek, uyuşturucuya müptela ederek sürdürdüklerini söylüyordu. Arkadaşımız, “Biz işçiler örgütlüysek her şeyiz, güçlüyüz ve burjuvanın oyunlarına karşı bir setiz. Ama örgütsüzsek egemenlerin oyunlarına inanacak kadar cahil ve körüz. Gücümüz birliğimizden, birliğimiz örgütlülüğümüzden gelir diyerek bu kötü gidiş durmalı diyenleri, UİD-DER çatısı altında mücadeleye çağırıyoruz” diyerek sona erdirdi sözlerini.
Mücadele etmediğimiz ve örgütlenmediğimiz sürece bu sömürü, savaş ve kan düzeninden kurtulmamız imkânsız. Yalnızca bugünlerimiz için değil yarınlarımız için de yaşanabilir bir dünya yaratmak hepimizin sorumluluğunda. Etkinliğimizde bunu ilmik ilmik örmeye çalıştık. Ardından hepimizi kendimizle baş başa bırakan, uzun uzun düşündüren şiirlerimizi ve şarkılarımızı dinledik.
Bu, hep beraber hüzünlendiğimiz ve hep beraber coşkulandığımız bir etkinlikti. Serbest kürsüde konuşan arkadaşlarımız bizlere son dönemde yaşananlardan, eğitim sisteminden, savaşlardan, yeni çıkartılan ve çıkartılacak yasalardan ve kendi grev deneyimlerinden söz ettiler. Bizler kocaman bir aile olduğumuzu fark ettiğimizde ve yüreklerimizi birleştirdiğimizde yanı başımızdaki kardeşlerimizin ve dünyadaki kardeşlerimizin acılarını, hüzünlerini ve yüreklerini duyabiliriz. Kürsüde söz alan arkadaşlarımız bizlere “gözümüzü burjuvazinin çizdiği pembe tablolardan kurtaralım. Kendi tarafımıza çevirelim. Kapitalizmin bataklığının bizleri nasıl da diplere çekmeye çalıştığını görelim. Ve bataklığı değil, mücadeleyi seçelim” mesajını verdiler.
Katılan arkadaşlarımızın birçoğu UİD-DER ile yeni tanışan işçilerdi ve bu tür çalışmalar yaptığımız için bizlere teşekkür ettiler. Son olarak yaşlı bir amcanın söyledikleri bizim için çok anlamlıydı: “Eskiden biz yaşlılar gençleri peşimizden sürüklerdik, şimdi de gençlerimiz bizden önce koşuyor, onlara yetişemiyoruz. Sizin gibi mücadeleci ve genç arkadaşlara ihtiyacımız var, yola devam!”
Ayrıca etkinliğimize katılan bir telekom işçisiyle de sohbet ettik ve sorularımıza şu yanıtları aldık:
Ne zamandır Telekom’da çalışıyorsunuz?
1986 yılından bu yana Yakacık Telekom’da çalışıyorum.
Ne kadar maaş alıyorsunuz, basında çok yüksek maaş aldığınız söyleniyor?
Basında yazılanlar gerçeği yansıtmıyor. Bizim aldığımız ücret 900 liradır. Ancak Telekom sendikasız işçilere daha fazla ücret vererek bizleri bölmeye çalışıyor.
Çalışma koşullarınızdan bahseder misiniz?
Çalışma koşullarımız gün geçtikçe kötüleşiyor. Örneğin eskiden üç kişi bir ekip halinde çalışırken şimdi bir kişi tek başına çalışıyor. Sokaklardaki telefon kutularına bakıyor, direkteki arızayı gideriyor ve elinde merdivenle dolaşıyor. Bazı arkadaşlarımız direkten düşüp kolunu kırdılar. ADSL hizmetleri, telefon aboneliği ve arıza giderme işlemlerini yapıyoruz.
Greve çıkmanıza sebep neydi?
Kaç yıldır Telekom’da çalışıyorum ama ilk kez greve çıkıyorum. Aslında daha önce de grev kararı almıştık, ancak ya o gün ya da ertesi gün sendika ve yönetim anlaşmışlardı. Biz bu kez de aynı şey olur diye beklerken uzlaşma olmadı. 7. dönem toplu sözleşmemizde grev kararı aldık.
Talepleriniz nelerdi?
Ücretlerimize ilk yıl %10, ikinci yıl %9 zam istiyorduk. Telekom ise ilk önce %4 önermişti. Ancak sonradan %10 rakamında anlaşma sağlandı. Fakat kapsam dışı personel konusunda anlaşma sağlanamadı.
Kapsam dışı (sendikasız) işçi sizin şubenizde de var mı?
Var. Bizim Yakacık’ta toplam 21 sendikalı ve 4 kapsam dışı işçi bulunuyor. Kapsam dışı işçilerle aynı işi yapıyoruz. Fakat onlar bizden daha yüksek ücret alıyorlar. Biz aramızdaki bu ücret farklılığının giderilmesini istiyoruz. Telekom’da gün geçtikçe kapsam dışı işçi sayısı artıyor. Sendikasız olmayı yönetim özendiriyor.
Kapsam dışı işçiler greve destek veriyorlar mı?
Kapsam dışı işçiler üzerinde çok baskı var. Müdür ve şefler onlar çalışmadığında derhal ikazda bulunup tehdit ediyorlar. Bizim şubemizde bir işçi çalışmayacağını beyan ettiğinde yönetim ya istifa edersin ya da çalışırsın diye baskı yaptı. Bir anlamda çalışmakla grev kırıcılığı yapıyorlar.
Grevin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz Telekom’a isteklerimizi kabul ettireceğiz.
Akıntıya Karşı Kürek Çekmek
Telekom Grevi Üzerine Söyleşi
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...