Buradasınız
Gece Vardiyasından Direniş Alanına
Gebze’den bir işçi

Merhaba işçi kardeşlerim. Ben UİD-DER üyesi bir işçiyim. Gebze’de bir fabrikada vardiyalı olarak çalışıyorum. Geçen gün gece vardiyasından çıkıp, sendikalaştıkları için işten atılan ve fabrikanın önünde direnişe geçen Çizmeci Gıda işçilerini ziyarete gittim. Direnişçi işçilerin moralleri ve yaptığımız sohbetler gece vardiyasından kalan yorgunluğumu unutturdu. Direnişçi işçiler, patronun ve genel müdürün kendilerine yapmadık eziyet bırakmadığını anlattılar. Palet palet gofret, bisküvi üretmelerine rağmen patronları onlara “paketli ürünlerden yerseniz size haram ederim” demiş. Ama aynı patron direniş nedeniyle çağırdığı polislere koli koli gofret ve bisküvi veriyor. Neden acaba?
Sohbetler içtiğimiz çaylar gibi sıcaktı. Saatler çabuk geçti. Gündüz vardiyasında çalışan işçiler fabrikadan çıkmaya başladılar. Çok çalışmış ve çok yorulmuşlardı. Ama gözleri ışıl ışıldı. Vardiyadan çıkan işçiler direnişçi işçi kardeşlerine gülümseyerek servislerin olduğu alanda toplandılar. Tek Gıda-İş sendikası örgütlenme daire başkanı Göksel Şengün hem Çizmeci Gıda patronuna hem işten çıkarmaları gerçekleştiren genel müdüre seslenerek işçilerin sendika hakkına saygı duymaları çağrısında bulundu.
Göksel Şengün, gündüz vardiyasından çıkan işçilerden dik durmalarını ve sendikalarını sahiplenmelerini istedi. Şengün servislere binen işçilere seslenerek, “sen yolunu seçtin, gazan mübarek olsun. Sen ekmeğine sınıfına sahip çıktığın sürece biz Tek Gıda-İş sendikası olarak buradayız” dedi. Şengün’ün konuşmasının ardından servislerden alkış sesleri yükseldi. Servislerin hareket saati geldiğinde işçiler arkadaşlarına el sallayarak veda ettiler.
Çizmeci Gıda işçileri, patronun ve müdürlerinin saldırılarına aldırmadan onurlu bir mücadele veriyorlar. İşçiler birbirlerine sahip çıkıyorlar. Biz işçilerin örgütleri olması gereken sendikalar da mücadelenin başarıya ulaşması için sonuna kadar işçilere sahip çıkmalılar. Mücadeleye atılan işçiler, sendikalar ve emekten yana kurumlar tarafından sahiplenilmeli, dayanışma büyütülmeli. Ben de bu bilinçle hem kendi fabrikamdaki arkadaşlarıma, hem tüm işçi kardeşlerime, hem de sendikama dayanışma çağrısında bulunuyorum. Direniş alanlarına birlikte gitmemiz gerekiyor. Mücadele dayanışmayla büyür!
Mutaş İşçileri Direniyor
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...