Buradasınız
Panterler Konuşsaydı
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan hayvanat bahçesine gittim. Çok büyük bir yerdi. Neredeyse her türden hayvan vardı. Maymunlar, aslanlar, kaplanlar, kangurular, binlerce kuş türü, yılanlar, balıklar… İki panter dikkatimi çekti. Tüm aslanlar, kaplanlar kendi kafeslerinde grupça duruyorken onlar iki tane olmalarına rağmen ayrı ayrı duruyorlardı. Hayvanat bahçesinde çalışan bir işçiye “panterler neden ayrı?” diye sordum. O da “bir tanesi yeni geldi henüz alışamadı kafese, ikisini aynı kafese koyunca kavga ediyorlar” diye yanıt verdi.
Duyduklarım o an çok etkiledi beni. Bu iki panterin birbirine saldırmasına, kavga etmesine sebep olan şey gerçekte neydi diye düşünmeden edemedim. Yeni gelen panter henüz esarete alışmadığı için etrafta olan bitenlere karşı fazlasıyla ilgiliydi. Eğer ona bir isim vermek gerekseydi adını Açıkgöz koyardım. Diğeriyse sakin, mülayim ve parmaklıklar ardındaki halini kabullenmiş gibi görünüyordu. Tıpkı diğer panter gibi o da çok güzeldi. İçimde onu da isimsiz bırakmak olmaz hissi belirdi ve Boncuk ismi geldi aklıma. Boncuk, yıllardır bu kafeste yaşamaya alışmış, verilen yemeği yiyen, yerini bilen bir panter. Açıkgöz ise vahşi doğadan yeni gelmiş, avlanıp emeğinin karşılığını almayı bilen, esaret nedir bilmeyen; cesur, gözü pek, boyun eğmez bir panter. Bir an bu iki panterin birbirleriyle konuştukları canlandı kafamda.
Boncuk: Bak böyle giderse öleceksin açlıktan! Yahu niye inat ediyorsun. Hayvanat bahçesine ziyaretçiler gelince şu halkalardan atla, biraz da kükre, akşama yemeğin önünde.
Açıkgöz: Neden yapayım, oradan bakınca palyaçoya mı benziyorum?
Boncuk: Yahu sana palyaço diyen mi oldu şimdi? Yemeğini hak etmek istiyorsan böyle çalışman gerekiyor. Oldu canım! Akşama kadar kafeste yat. Sonra da yemek gelsin. Hepimiz böyle yapsak kim çalışacak, nasıl dönecek bu hayvanat bahçesi. Vallahi bir tane bile ziyaretçi gelmez, aç kalırız.
Açıkgöz: Ben ömrüm boyunca yan gelip yatmadım tamam mı? Sen çoktan unutmuş olabilirsin ama biz ormanda anlımızın teriyle avlanıp bileğimizin hakkını alırdık. Hem ben mi dedim beni kafese tıkın diye? O iş makinaları ormanımızı yıktı.
Boncuk: Ben de isterdim ormanda hayvan gibi yaşamayı. Burada bize köle gibi davranıyorlar. Ama duyduğuma göre bütün ormanlar ele geçirilmiş. Tüm hayvanlar insanların kölesi olmuş. Çalışmayana da ekmek yok burada.
Açıkgöz: Bana bak kardeşim. Öncelikle bu çalışmak değil. Çalışmak bir panter olmanın gereklerini yapmaktır. Kendin ve sürün için avlanmak, onların güvenliği için dövüşmektir. Bu hayvanat bahçesi olmasa da ben panter olurum. Ama biz hayvanlar olmadan bu kafesler olmaz. Benim doğam kendim için avlanmak. Hayvanat bahçesinin sahibini memnun etmek değil.
Boncuk: Valla doğru söyledin kardeşim, şimdi öfkenin nedenini anlıyorum. Ben panter olmayı unutmuşum. Bize yıllarca ne kadar çalışacağımızı, neyi hak ettiğimizi hep sahiplerimiz söyledi. Hâlbuki ben panter olarak doğdum. Anam, babam ve dedelerim de panterdi. Panter olmaya yetecek kadar çalışmak, yemek, içmek, istediğim ormanda gezmek, gönlümce eğlenmek beni ben yapan şeylerdi. Bana da hak ver. Bugüne kadar bu kafeste tek bir şey duydum: “Çalışmazsan hak etmezsin.” Aslında sahiplerimizin gerçekte ne söylemek istediklerini şimdi anlıyorum. Efendiler için köle gibi çalışmazsak eğer bize bir lokma yemeği bile hak görmezler.
Açıkgöz: Tamam o zaman sen de bana katıl ve şu hayvanat bahçesindeki diğer dostlarımıza kendimiz için yaşamayı anlatalım. Böylece kurtulalım bu esaretten…
Şimdi gelelim bize... Ya biz de kafesteysek? Bizim de esaretten kurtulmak için harekete geçme vaktimiz gelmedi mi?
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.