Buradasınız
Hak Verilmez Alınır!
Ankara’dan genç bir işçi

Asgari ücret görüşmeleri sürerken Hazine ve Maliye Bakanı Nebati “Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir” demişti. Üreten, emek veren, alın teri döken emekçilere yapılacak zammı sadaka olarak gören iktidar, bir kez daha sefalet ücretine mahkûm etti emekçileri. Nebati daha önce de EYT’lilere “yük” demişti. Erdoğan’ın ise “türedi” diyerek hakaret etmesini, kadro isteyen taşeron işçiye “nankör” diyerek azarlamasını da unutmadık. Sadaka, lütuf, ihsan… Zihinlerinde bunlar var. Hak denilen mefhum yok. Bilinçlerinde demokrasiye, hakka dair hiçbir şey yok. İhsan eyleyip lütuf ediyorlar sadece.
Erdoğan ve Nebati gibi Osmanlı egemenleri de yoksul kitleleri tebaa olarak görürdü. Tebaanın hiçbir hakkı ve hukuku yoktur. O hak alamaz, ona ihsan edilir. Sultanın ihsan ettiklerine de razı olunur. Bugünün yöneticileri de böyle düşünüyor. Onlara göre “hak”, o hakkı verebilecek güçte olanın ihsanıdır. Patronun sendikalaşan işçiye “sendikaya ne gerek var, biz veririz” demesi de bundandır. Bu zihniyete göre hak iddiasında bulunup mücadele etmek ise nankörlüktür.
Oysa hiçbir hak egemenlerin lütfuyla kazanılmamıştır. Geçmişten bugüne kazanılmış tüm haklar dişle, tırnakla verilen mücadeleler sonucunda burjuvaziden söke söke alınmıştır. İş saatlerinin kısaltılması, çocuk işçiliğin yasaklanması, sigorta ve emeklilik hakkı, genel oy hakkı, grev hakkı… Bu topraklardaki sınıf tarihi de aynı gerçeği haykırıyor: Hak Verilmez Alınır! Türkiye’de 1960’lı ve 70’li yıllarda işçiler büyük mücadeleler vererek haklarını genişlettiler. Mesela 1963 Kavel grevi sayesinde kazanıldı grev hakkı. Egemenler DİSK’i kapatmak istediğinde şalteri indirenler, sel olup sokaklara akanlar bu toprakların işçileriydi. 1977-78 yıllarında metal işçileri aylar süren grevler yaparak ücretlerini yükselttiler ve çalışma koşullarını iyileştirdiler.
Ancak 1980 askeri faşist darbesinden sonra işçi sınıfının tüm mücadeleci örgütleri dağıtıldı. Baskı ve yasaklar, geçmişi unutturma politikaları 80 sonrası işçi kuşaklarının hak arama bilincine büyük zarar verdi. İşte bu nedenle bugün iktidarın emekçileri tebaa olarak gören zihniyeti işçilere de sirayet ediyor. İşçiler yaşadıkları sorunlar karşısında kendi öz güçleriyle harekete geçmek yerine, devletten, patrondan, sendika bürokratlarından çözüm bekliyor. Bu topraklarda işçi hakkını alamadığında o hakkı talep etmeyi ısrarla sürdürmek ve kavga vermek yerine, çoğu kez sessiz kalmayı veya o işten ayrılmayı düşünüyor. Bu anlayışı reddetmeliyiz. Kendi sınıf penceremizden tarihimize bakmalı ve bugün yapmamız gereken şeyin ihsan beklemek değil mücadele etmek olduğunu bilmeliyiz.
- Dört İşçiye Bir Emekli mi?
- Holdingler Büyürken İşçilere Ne Oluyor?
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- “Akıyorken Testimizi Dolduralım!”
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Uyan Necati, Uyan!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Şoför Abi Günaydın!
- Fazla Mesailerde Değil, Kurtuluş Mücadelede!
- OVP Hayatımızda Ne Değiştirecek?
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- Birleşirsek Kazanabiliriz, Rahat Bir Nefes Alabiliriz!
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Güvenceme Dokunma!
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Genel Kurulumuz, Geleneğimiz, Mücadelemiz
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Diyelim ki ihtiyaç duyduğumuz bir ürün ya da hizmet için peşin ödeme yaptık. Ürünü veya hizmeti alamadığımız halde ödediğimiz para bir türlü geri ödenmiyorsa ne düşünürüz? İlgili kişilerden iadeyi yapmasını isteriz, paramız iade edilmezse hukuki...
- Merhaba arkadaşlar. Yaklaşık altı aydır annemin sağlık sorunları ve sigorta hastanelerinin verdiği sözde hizmetin hayatımızı nasıl alt üst ettiğini, annemin yutkunma sorunuyla başlayan sürecimizi sizinle paylaşmak istedim.
- 2018’den bu yana Türkiye ekonomisi yokuş aşağı yuvarlanmaya devam ediyor. 2004’te dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi olan Türkiye, 2018’e kadar 18’incilikten geriye düşmedi. Fakat 2018’de 19’uncu, 2022’de 23’üncü sıraya geriledi. Gerileme devam...
- Bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. İş cinayetlerinin en çok meydana geldiği işkollarından biridir madencilik. Dünyada bir defada yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği çok sayıda madenci katliamı gerçekleşti. Neredeyse her gün, başta Türkiye olmak...
- Birleşik Metal-İş Sendikası 21. Olağan Genel Kurulu, 2-3 Aralıkta “Emek, Yaşam, Gelecek” şiarıyla gerçekleştirildi. Genel Kurulun gerçekleştirildiği salonda, “Gelenekten Geleceğe, Maden-İş’ten Birleşik Metal İş’e” ve “Eşit, Özgür, Şiddetsiz Bir...
- Urfa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Özak Tekstil işçilerinin direnişi ilk haftasını doldurdu. Direnişçi işçilerin 3 Aralıkta kent merkezine yapacakları yürüyüş polis tarafından engellendi. Bu durumu protesto eden işçiler hep birlikte Topçu...
- 2018’den bu yana Türkiye ekonomisi yokuş aşağı yuvarlanmaya devam ediyor. 2004’te dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi olan Türkiye, 2018’e kadar 18’incilikten geriye düşmedi. Fakat 2018’de 19’uncu, 2022’de 23’üncü sıraya geriledi. Gerileme devam...
- Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu KESK, 2 Aralıkta İstanbul ve Diyarbakır’da “Emekten yana demokratik halk bütçesi istiyoruz” şiarıyla eylemler gerçekleştirdi. İstanbul’da Kartal Meydanında gerçekleştirilen mitingde konuşan KESK Eş Genel...
- Urfa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Özak Tekstil’de işçiler, fabrikada 6 yıldır örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikasından istifa edip BİRTEK-SEN’e üye oldular. Bunun üzerine fabrika yönetimi BİRTEK-SEN’den istifa etmeleri...
- DİSK, asgari ücrete ilişkin taleplerini ve mücadele programını 1 Aralıkta gerçekleştirdiği basın toplantısıyla duyurdu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK Yönetim Kurulunun katıldığı toplantıda DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) asgari...
- Temmuz 2023 itibariyle en düşük emekli maaşının 7500 lirada kalmasıyla emekli maaşları açlık sınırının çok altına indi. 2021 Tüm Emekliler Sendikası üyesi emekliler, bu şartlarda geçinemediklerini, kiralarını, faturalarını ödeyemez hale geldiklerini...
- Fil kendini ormanın en güçlü hayvanı ilan etmiş ve yönetimi eline almış. Herkesin iyiliğini düşündüğünü ileri sürerek ormandaki bütün düzeni yeniden kurmuş. Gerçekte ise sadece kendi çıkarlarını gözeterek, ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzen kurmuş...
- İsrail yıllarca yürüttüğü yayılmacı politika ile Filistin topraklarının yüzde 85’ini işgal etmiş durumda. 7 Ekim’den bu yana yaşanan savaşta ise 15 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Filistin sendikaları, tüm dünya işçilerine, 1978’de...