Buradasınız
Enflasyon, Asgari Ücret ve İktidarın “Baz Etkisi” Oyunu!
Bundan tam bir yıl önce İşçi Dayanışması’nın Aralık sayısında Enflasyon, Asgari Ücret ve Çakılan Dolar başlıklı yazımızda şöyle demiştik: “Gündelik yaşamın gailesi içinde iktidar ve sermaye çevrelerinin algı oyunlarını idrak etmek emekçiler için kolay değil. Kafaları karıştırarak, algı oyunları yaparak, yalan söyleyerek, unutturarak yoksullaşmamızı normal göstermeye, ekonomideki başarısızlıklarını başarı olarak yutturmaya çalışıyorlar. Siyasi iktidarın emekçileri aldatırken en çok başvurduğu yöntemlerden biri «unutturmak». Öyleyse biz unutturmayalım.” Bu yazıyı yazmamıza vesile olan olayları kısaca hatırlayalım.
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında asgari ücret 4253 lira olarak açıklandığında “büyük zam” denilerek servis edilmişti. İki ay içinde 8 liradan 18 liraya fırlayan doların 13 lira bandına düşürülmesinin de davul zurna eşliğinde kutlanmasına şahit olmuştuk. Keza enflasyonu düşük göstermek için taklalar atan TÜİK’in akrobasi şampiyonluğuna doğru koşuşuna da... İşte bu yalanları teşhir etmiş, iktidarın ekonomi politikaları sonucu enflasyonun yükseldiğini, liranın değerinin düştüğünü hatırlatmalar yaparak anlatmıştık. Asgari ücret zammının alım gücündeki kayıpları bile telafi etmediğini, üstelik yükselmeye devam eden enflasyon karşısında çok hızlı bir şekilde eriyeceğini söylemiştik.
İşçiler Şubat ayında ilk zamlı ücreti aldıklarında yeni asgari ücret açlık sınırıyla eşitlenmişti bile! Bu gerçeğe rağmen o günlerde yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu Erdoğan: “Ülkemizin ayağına vurulan her pranga gibi faiz prangasını, döviz prangasını ve enflasyon prangasını parçalayıp atacağız. Artık faiz tartışması gündemden önemli ölçüde düştü. Döviz kuru da istikrara kavuştu. Sırada enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek var… Türkiye, ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girmektedir.” Sonra ne oldu peki?
Aradan geçen bir yılda işçi ve emekçilerin yoksulluğu büyümeye, iktidar da bini bir para yalanlarını tekrar etmeye devam etti, ediyor. Tam bir yıl önce 13 liraya “düşmesi” davul zurnayla kutlanan dolar bugün 18 liranın üzerine çıkmış durumda. Bırakalım enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesini, TÜİK’in tüm taklalarına rağmen resmi enflasyon yüzde 85’in üzerine çıktı. Gerçek enflasyon ise yüzde 185’i geçti. İşçilerin milli gelirden aldığı pay düşerken sermayenin payı artmaya devam etti.
İşte bu koşullarda 8500 lira olarak açıklandı asgari ücret. Bu rakam son bir yıldaki alım gücündeki kaybı bile telafi etmiyor ve tıpkı geçen seneki gibi hızla eriyecek. Seçimlere giderken bu konunun elini zayıflatmasını istemeyen siyasi iktidar, bir süredir enflasyonun 2023’te düşeceğinin propagandasını yapıyor. Hayat pahalılığının sorumlusu olarak zincir marketleri hedef gösteriyor.
Erdoğan’ın iddia ettiği düzeylerde olmasa da önümüzdeki aylarda enflasyonda baz etkisiyle bir düşüş beklenmektedir. Ancak enflasyonun düşmesi fiyatların düşmesi demek değildir. Fiyatların artış hızının düşmesi demektir. Bunu bir örnekle açalım. ENAG Ekim ayında yıllık enflasyonu yüzde 185 olarak açıkladı. Yani geçen yıl Ekim ayında 100 lira olan alışveriş sepetimiz bu yılın Ekim ayında 285 liraya yükseldi. Kasım’da ise aynı sepet 297 liraya çıktı. Buna rağmen Kasım ayında yıllık gerçek enflasyon 15 puan düşerek yüzde 170 oldu. Peki, nasıl oldu da sepetimizdeki ürünlerin fiyatı artmaya devam ettiği halde enflasyon düştü? Çünkü bu yılın Kasım ayında fiyatların artış hızı geçen yılın Kasım ayına göre yavaşladı. Nitekim ENAG’a göre Kasım 2021’de yüzde 9,91 olan aylık enflasyon, bu yılın Kasım ayında yüzde 4,24 olarak ölçüldü. İki dönem arasındaki bu 5,5 puanlık “hız farkı” yıllık enflasyonun düşmesine neden oldu. Buna baz etkisiyle düşüş denmektedir ve önümüzdeki aylarda yaşanacak olan budur. Marketlerde fiyatlar artmaya devam edecek, buna karşılık yıllık enflasyon düşecektir.
İşte iktidarın zincir marketleri “suçlu” ilan etmesindeki cinlik buradadır. Siyasi iktidar, enflasyonun artış hızının yavaşlamasını hem bir başarı olarak yutturmak, hem asgari ücrete yapılan sefalet zammını makul göstermek, hem de zamların duracağı/fiyatların düşeceği algısı yaratmak için kullanıyor. Böylece önümüzdeki aylarda alım gücü daha da düşecek olan emekçilerin öfkesini şimdiden zincir marketlere yönlendiriyor, hedef saptırıyor. Oysa saatte 100 kilometre hızda giden bir arabanın hızını saatte 80 kilometreye düşürmesi arabanın durduğu anlamına gelmiyor. Seçimlere az bir süre kalmışken, siyasi iktidar bu ve benzeri algı oyunlarının yanı sıra sindirme ve baskı politikalarını daha da arttırmak isteyecektir. İktidarın emekçileri aldatma, oyalama, sindirme politikalarına geçit vermeyelim!
Hak Verilmez Alınır!
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Gebze Şubesi tarafından yeni örgütlenen Tarkett Turkey Zemin Kaplama’da toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev baladı. Dev-Sağlık İş Sendikasının toplu sözleşme hakkının gasp edilmesine karşı Çalışma Bakanlığı...
- Çalıştığım işyerinde mavi yakalısından beyaz yakalısına birçok işçi borsada para kazanmaya çalışıyor. Sürekli borsayı takip ediyor, hangi hissenin değerleneceğini, hangisinin alınıp hangisinin satılması gerektiğini tartışıyor. Kimi gün neşeli...
- TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu ve Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Sakarya Hendek’te Oba Makarna fabrikasında 15 Eylülde gerçekleşen patlamayla ilgili basın açıklaması düzenledi. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan...
- Konak’tan Basmane Kapılar tarafındaki mücadeleci sendikalara sınıf mücadelesinin kılavuzu İşçi Dayanışması götürmek için yürüyordum. Zihnimde haklarımız için verdiğimiz mücadeleler, işten atılmalarımız, gözaltılar, hakkımızda açılmış davalar ve...
- Düşük ücretler, sağlıksız, havasız, güvenliksiz ortamlarda çalışmak zorunda kalmak, zaten üç kuruş olan ücretini dahi zamanında alamamak, bir robot gibi gece gündüz demeden çalışmaya, fazla mesai yapmaya zorlanmak… Çoğu zaman yetersiz, sağlıksız,...
- Çarşıda, pazarda, markette, mağazada ekonomik yıkımın, yüksek enflasyonun, hayat pahalılığının yansıması olan fiyat etiketlerini görüyoruz. Güne kahvaltı yerine adeta iğneden ipliğe her şeye gelen zam haberleriyle başlıyoruz. Zaten normal bir...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...