Buradasınız
Havuz Medyasının Emeklilik Yalanları Bitmiyor
İzmir’den emekli bir işçi
Yıllardır her gün “emeklilere müjde” başlıklı haberler görüyoruz. İntibak yasasıyla ilgili de sürekli yalan haberler çıkıyor havuz medyasında. Bu yalan haberlerin sonuncusunu “2000 yılı sonrası emekli olanlar için intibak masada” başlığıyla gördüm. Habere koydukları resimde iki yaşlı insan dikkati çekiyor. Birinin siyah kasketi yana kaymış. Elleri koynunda ve mutsuz bir yüz ifadesi var. İkinci yaşlının başında siyah bir fötr şapka var. Bir elini yüzüne dayamış ve onun da mutsuz olduğu her halinden belli. Fotoğraf karesine girenler merakla aynı yöne bakıyorlar. İşte insanın içine işleyen bu fotoğrafla birlikte yanıltıcı bir başlıkla umut tacirliği yapmış havuz medyası. Çok iyi biliyorlar ki milyonlarca emekli intibak yasasının 2000 yılından sonra emekli olanlar için de çıkarılmasını, ücret adaletsizliğinin giderilmesini talep ediyor. Bu talepleri görmezden gelindiği halde sanki bir adım atılacakmış gibi yapılan yalan haberler hem haber sitesinin tıklanma sayısını arttırıyor hem de insanları yanıltarak mücadele etmek yerine beklemeci bir konuma itiyor. Haberin içeriğini ve doğruluğunu kontrol etmeyen pek çok insan iktidarın bu konuda adım attığı yanılgısına kapılıyor.
Gerçekte ise 2000 yılından sonra emekli olan SGK ve BAĞ-KUR’lular intibak yasasından yararlanamıyorlar. Kamu emekçilerinin büyük bir kısmı ise gerek çalışırken gerekse emekli olduklarında 3600 ek göstergeden yararlanamıyor. İster 2000 yılından önce ister sonra emekli olsun bugün emekliler açlık sınırının bile altında emekli maaşı alıyor. Eylül 1999’a kadar erkekler 25 yıl sigortalılık ve 5000 prim günüyle, kadınlar ise 20 yıl sigortalılık ve 5000 prim günüyle emekli oluyordu. Ancak “işçi emekçi dostu” Ecevit hükümeti 1999 Marmara depreminin ardından, daha binlerce insan göçük altındayken, bir gece yarısı mezarda emeklilik yasasını çıkardı. Emeklilik için gereken prim günü sayısı 7000’e, emeklilik yaşı ise kadınlarda 58’e ve erkeklerde 60’a çıkarıldı. Yasa geriye doğru işletilerek daha önce işe girmiş olanların emeklilik yaşı ve prim gün sayısı kademeli olarak arttırıldı. Aynı zamanda aylık bağlama oranı düşürüldü. Daha sonra iktidara gelen AKP ise 2008’de çıkardığı emeklilik yasasıyla hem prim gün sayısını hem de emeklilik yaşını bir kez daha yükseltti. Aylık bağlama oranını ise yüzde 65’ten yüzde 50’ye düşürerek mezarda emeklilik tabutuna bir çivi daha çaktı. Emeklilere bağlanan maaşlar sürekli düşürüldü. Böylece 2000 öncesinde, 2000-2008 arasında ve 2008 sonrasında emekli olanların maaşları arasında eşitsizlik oluştu. Aynı yaşta ve aynı prim günü üzerinden emekli olan insanlar sadece farklı yıllarda emekli oldukları için daha az emekli maaşı aldılar.
İşte intibak yasası da bu nedenle gündeme geldi. Prim kazancı ve prim gün sayısı aynı olmasına rağmen farklı emekli maaşı alanlar arasındaki eşitsizliği gidermek üzere 2012 yılında bir intibak yasası çıkarıldı. Ancak bu yasa sadece 2000 yılından önce emekli olanları kapsıyordu. Oysa asıl büyük eşitsizlik 2000 sonrası ortaya çıkmıştı. İşin doğrusu 2000 yılından önce emekli olanlar da geçinmelerine yetecek bir maaş almıyorlar. Sadece 2000 yılından sonra emekli olanlardan üç kuruş fazla bir maaş alıyorlar.
Ama bu üç kuruşu dahi vermek istemeyen AKP iktidarı, muhalefet partileri tarafından verilen intibak yasası önergelerini her seferinde reddediyor. EYT’liler sadece emeklilik hakkı için değil intibak yasası için de mücadele ediyorlar ama siyasi iktidar emeklilerin taleplerine kulak tıkamayı tercih ediyor. Yıllarca çalışan bir işçi, emekli olduktan sonra da çalışmak zorunda kalıyor. Sanki bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibi, tatil nedir bilmeden ölene kadar çalışıyor işçiler. Oysa milyonlarca emekli yıllarca çalışarak prim ödedi. İşe başladıklarında birer delikanlıydılar. Ömürlerinin en verimli yıllarında patronlara çalışarak onları zengin ettiler. Yani ömürleri ile birlikte emeklerini de çalıp kasalarına doldurdu bu arsız sömürücü efendiler. Bugün emekliliğin ve hayatın tadını çıkarması gereken yaşta olan milyonlarca işçi, posası çıkana dek çalışıp televizyon karşısında sömürücülerin uyutma seanslarını izlerken sızıp kalıyor. Ertesi gün sömürücülerin düzeninin çarklarını döndürüp onlara artı-değer üretmeye devam ediyor. İnsanın yaşamak bu değil diyerek isyan edesi geliyor.
Ancak tarih tanığımızdır. Elimizde bulunan her hakkımız mücadeleyle kazanılmıştır. Köle niyetine çalıştırılan işçi sınıfı 8 saatlik işgününü mücadele ile kazandı. Sigorta hakkımız mücadele ile kazanıldı. Emeklilik hakkımız mücadele ile kazanıldı. Sendikalı olma hakkımız mücadele ile kazanıldı. Tüm bu hakları büyük kavgalar vererek ve çok ağır bedeller ödeyerek kazanan bizden önceki işçi kuşaklarına borcumuz var. Bu borcun ödenmesi, bizim örgütlü gücümüzden ölümüne korkan sömürücülerin düzenini yenmek için mücadele vermekten geçiyor. Sınıfsız bir dünya kurduğumuzda artık ihtiyarlamış olan büyüklerimiz bir cennet bahçesinde dinlenir gibi bahtiyar olacaklar. Hiç kimsenin yüzünde mutsuzluk ve kaygı okunmayacak. İşte o zaman ihtiyarlık da ölüm de adil olacak.
Yine İşçi Servisi Yine İş Cinayeti
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
- Sınıf Dayanışmasıyla Daha Güçlü Hissediyoruz
- Fernas İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Elba Bant Grevine Dayanışma Ziyareti
- KESK: “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!”
- UİD-DER’in Lübnan Sendikalar Birliğinin Dayanışma Çağrısına Yanıtı
Son Eklenenler
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...