Buradasınız
İki Metal İşçisinin Sohbeti
Tuzla’dan bir metal işçisi

Her gün işten eve, evden işe giderken hemen yakınımızda olan şeyleri göremez hale geliyoruz. Ben metal işçisiyim. İşten eve gitmek için servislere doluştuğumuzda ya uyuyup kalıyoruz ya da cep telefonlarına gömüyoruz kafayı ve hiçbir şey görmüyoruz. Ben yorgunluktan yolda uyuyup kalmasam, arkadaşımla konuşabilsem diye uğraşıyorum. Bu referandum gündemimize girince servis biraz canlandı. Bizim servise binen arkadaşların hemen tamamı “tek adam rejimine HAYIR!” diyor. Bu kadar “hayır” diyen olunca herkes çok rahat konuşuyor. Bu kadar zorluğun içindeyken, maaşlar yetmiyorken, hayat bu kadar zorlaşıyorken “bu başkanlığı isteyenlerin telaşı ne, acelesi, niyetleri ne?” diye kendi aramızda bağıra çağıra konuşuyoruz. Yine böyle hararetle konuşulurken bir arkadaşımızın başını hiç kaldırmadığını, iki çift laf etmediğini fark ettim. Bu arkadaşımız fabrikada da hep mesaiye kalırdı. O yüzden pek sohbet olanağımız olmamıştı. Üstelik aynı mahallede oturuyorduk. Bir gün yakaladım onu ve başladık dertleşmeye. Benim için de hayat kolay değil. Öğrendim ki onun için benden de zordu.
İki çocuğu vardı. Tek maaşla, kira ve diğer giderleri karşılamak için çırpınıyordu. İş dışında çöp tenekelerindeki plastikleri toplayıp satarak üç beş kuruş daha kazanmaya çalışıyordu. Çocuklarına yetemediğini, baba olarak görevlerini yerine getiremediğini söylüyordu. Uzun uzun sohbet ettik. Laf lafı açtı ve referandum meselesine geldi. “Abi bak Türkiye zenginleşti diyorlar. Ben pek hissetmedim. Galiba sana da pek faydası olmamış” dedim. Şimdiye kadar AKP’ye oy vermiş bu işçi arkadaşımın içini dökeceği bir dosta ihtiyacı varmış. Hepimiz gibi. “Evet, Türkiye zenginleşti ama benim de cebime giren bir şey yok güzel kardeşim” dedi ve devam etti. “Çocuklarım büyüdükçe istediklerini alamamanın acısını daha çok yaşıyorum. Ben sigara içmeyi severim ama para harcamamak için sigara bile içmiyorum, yine de yetmiyor. Çocuklarımı okutmaya çalışıyorum. Zar zor yapıyorum. Bu iş öyle kolay düzelmez, hangi parti gelirse gelsin bunu değiştiremez. Dertleri bu değil ki.”
“Önümüzde referandum var. Biz ne diyelim abi, ne düşünüyorsun?” diye sordum. O da Cumhurbaşkanını kastederek “Adamın yaptığı şeyler var tabi, sağlıkta, yollarda düzelmeler var. Onlara bir şey diyemem ama kafam da karışık. Ne versem ben de bilmiyorum. Evet mi hayır mı iyi olur, bilmiyorum. Bir yandan kızıyorum ama bir yandan da hep onlara verdim oyumu” dedi. Ben de metal işçilerinin grevinin engellendiği zamanı hatırlattım. “Bugün onlara yarın bize, biz de metal işçisiyiz. O zaman ne yapacağız abi?” deyince o da “doğru ya, niye öyle oldu, hak aramaya kalkınca engelliyorlar. Niye bunu yapıyorlar?” diye sordu. Ve bu sohbet uzun bir sohbet oldu.
Sohbetimizin sonlarına doğru biz iki işçi kardeş olarak aynı yerde buluştuk. Bana en son söylediği ise şu oldu: “Bu tek adam işi olmaz, tek kişi karar verecek demek, yarın bir gün maaşları düşürdüğünde bunu uygular, biz buna nasıl karşı çıkacağız. Eğer öyleyse bu olmaz. Ben kabul etmem. Evet de demem. Bana göre demokrasi meselesinde en azından başka fikirler de oluyor. Öbür türlü biz hiçbir şeye karar veremeyiz gibi görünüyor. En azından Meclis var, hiç olmazsa farklı düşünenler var. Belki ilerde bir gün bizi de savunanlar çıkar. Niye şimdiden elimizle bundan vazgeçelim” dedi.
Biz iki metal işçisi olarak niye “HAYIR” demeliyiz sorusuna cevapları birlikte bulduk. Birbirimize şakayla karışık “hayırlı akşamlar” dilerken gülüştük. Ben bu hayhuyun içinde ona bir merhaba demeyi geciktirdiğim için kendime kızgın ayrılırken, bir dost eline daha uzandığım için mutluydum.
Bir Deneyim: Dost Postunda Kurt Patron
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...