Buradasınız
İkizköylüler Akbelen Ormanını LİMAK’a Karşı Savunuyor

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’den Necla Işık, yöre halkıyla beraber, doğanın talan edilmesine karşı Temmuz ayından bu yana mücadele ediyor. Karşılarındaki şirketler meşhur beşli çeteden biri olarak adları sıkça anılan LİMAK Holding. Sabahın erken saatlerinde herkesin işte olmasını fırsat bilen talancılar, tepkilere aldırmadan ağaçları keserek doğayı katletmeye girişmişti. Doğa katliamcılarının yöre halkına kulak asmamalarına “Karşımızda bir insan yok, taş parçası var karşımızda!” sözleriyle feryat etmişti Necla Işık, orman yangınlarının ülkenin dört bir yanını sarmasından sadece 1 hafta önce.
Doğaya düşman, tek düşüncesi kâr olan şirketlerin doğa katliamı bir yanda devam ederken ormanları kaplayan alevler kontrol altına alınmaya çalışılıyordu. Bir noktada başlayan yangının nasıl tüm bir ormana yayıldığının görüntüleri ekranlara yansıdı. Halk, yangının büyümesini elinden geldiğince engellemeye çalışırken, hava araçlarına sahip devletin bir an önce yetişmesi için çağrıda bulunuyordu. Geç gelen yardım; ormanları, ağaçları, kuşları, hayvanları kurtarmaya yetmedi.
Bir taraftan insanlar yeşili ve canlıları kurtarmanın mücadelesini verirken öte taraftan termik santrallerine taş kömürü sağlama derdindeki LİMAK Holding bünyesindeki YK Enerji, doğayı talan işine devam ediyordu. Yangınları söndürmek için halkın sesini duymayan iktidar, ormanın yeşilini, bitki örtüsünü tahrip etmeye çalışan şirketlerin önünü tepkilere rağmen açmaya devam etti, ediyor. Akbelen ormanlarında yaşanan tam olarak bu. Bodrum’da, Marmaris’te, Manavgat’ta halkın sesini duymayan siyasi iktidar, kepçelerin karşısında duran, doğanın talanına izin vermeyen halka karşı sermayenin yardımına yetişti. Kolluk kuvvetlerine doğayı talan edenleri değil, ağacına sahip çıkan halkı engelleme emri verdi.
Doğa talancısı LİMAK, Akbelen ormanlarında 740 bin dönümlük alanda maden sahası kurmak istiyor. Ormanlık alanları deresiyle ağacıyla korumakla mükellef Devlet Su İşleri, Orman Genel Müdürlüğü gibi devletin kurumları, halka karşı şirketlerin yanında. YK Enerji, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrali’ni işleten firmanın adı. Bu iki termik santralin çevresi son yangınlarda tamamen yandı. Santrallerin yanıp felaketin katlanması son anda engellendi. Fakat yangının sonuçları bu termik santralleri işleten LİMAK Holding’in arayıp da bulamadığı cinsten.
İkizköy halkı LİMAK’la ilk defa 2017’de tanışıyor. Şirket geldiğinde bölgede bulunan köylerden biri boşaltılıyor. Yasalar konusunda son derece uyanık olan şirket, köyün 150 yıllık zeytin ağaçlarını köylülere kestiriyor. Bununla da kalmayarak arazilerin üzerine hileyle çöküyor. Su kuyularını da alan şirketler, Covid-19 salgınının başlarında köylüleri dize getirmek için haftalar boyunca suyu keser, kömür ocağı için hiçbir önlem almadan dinamit patlatırlar. Patlamalar nedeniyle yakınlarda bulunan evlerde çatlaklar oluşur. Şirketlerin faaliyetleri nedeniyle yağmur eskisi gibi yağmaz olur. Zeytin de bal da eskisi gibi değildir artık. İkizköy sakinleri, kaybettiklerinin sonuçlarını çok iyi bildikleri için tek bir ağaç bile daha kaybetmek istemiyorlar artık. Nöbet tutarak her ağacı tek tek savunma kararlılığında olduklarını gösteriyorlar.
Orman yangınları devam ettiği sırada bir yandan söndürme çalışmalarına destek veriliyor, bir yandan şirketlerin ormana yönelik girişimlerine karşı tetikte duruluyor. Bu sırada Yeniköy Termik Santrali tarafından ağaç kesimi yapılmak isteniyor. Ancak yangınla mücadele bahanesinin arkasına sığınan şirkete köylüler geçit vermedi. Ağaçları tek tek savunacaklarını haykıran direnişçilerin karşısına jandarmayı diktiler. Yangınlarda halkın çağrılarını yanıtsız bırakan siyasi iktidar, patronların çıkarı için harekete geçmekte hiç gecikmedi. Nöbet alanını gecenin geç saatlerinde basarak köylüleri ve destek vermek için gelenleri yerlerde sürükleyerek alandan çıkarmaya çalıştı. Ancak direnişçi köylüler, baskılara karşın kararlılıkla, LİMAK Holding gidene kadar Akbelen ormanını savunmaya devam edeceklerini ifade ediyorlar.
Çaylar Kuyusu
DİSK-AR: Salgın Azami, Destek Asgari!
- Dünya Nüfusunun %99’u Kirli Hava Soluyor!
- ABD Colorado’da Yangın: Kapitalist Felaketler Bitmiyor!
- Gezegeni Kirleten Sistemin Temsilcileri Toplandı
- İklim Krizinin Nedeni İnsan mı? Öyleyse Hangi İnsan?
- Mersin’de Kaçak Granül İşletmeleri Zehir Saçıyor!
- Nasrettin Hocanın Akşehir Gölünü de Kuruttular
- İklim Krizi de Kapitalizmin Krizidir!
- Ağaoğlu’nun Cenneti, Bizim Cehennemimiz!
- Doğa Olaylarını Felakete Dönüştüren Açgözlü Sermaye ve Siyasi İktidardır
- Yangınlar, Seller, Deprem ve Konut Sorunu
- Tomrukların Arasında Cansız Bir Beden!
- “Yangın veya Sel Yaz”
- Sürülmüş Toprağın, Nehirlerin ve İşçilerin Bahtı
- Kapitalizm: Bu Deli Gömleği Dünyaya Dar Geliyor!
- 17 Ağustos Depreminden 22 Yıl Sonra: Yine Önlem Yok, Yine Hazırlık Yok!
- Sel Göz Göre Göre Felakete Dönüştü
- Cezayir’deki Orman Yangınlarında En Az 69 Kişi Hayatını Kaybetti
- Karadeniz’de Sel Felaketi: Doğa Değil İktidarın Umursamazlığı Öldürüyor!
- Kapitalizmin Lastik Çöplüğü Kirlilik Saçıyor
- İkizköylüler Akbelen Ormanını LİMAK’a Karşı Savunuyor
Son Eklenenler
- Dağlar deliniyor, nehirlerin yönü değiştirilip barajlar kuruluyor, ormanlar geri dönüşsüz bir biçimde yok ediliyor. Toprağın ve okyanusun derinliklerinden petrol ve madenler çıkartılıyor. Savaşlarla kentler tarumar ediliyor. Doğa kirleniyor,...
- Bizler bir grup metal işçisiyiz. Birleşik Metal-İş üyesiyiz. Bu sabah sendikamızın işyeri temsilcilerinden olan arkadaşımızın kardeşinin, Okan’ın, Antalya’da iş cinayetinde öldüğünü öğrendik. Henüz sadece 36 yaşındaki kardeşimiz, Okan Günay, bu...
- Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal, Üçüncü Dünya Savaşının en önemli halkasını oluşturuyor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği emperyalist blok Ukrayna’ya silah yığarken, derinleşerek devam eden savaş tüm dünyayı etkiliyor. Emperyalist hegemonya...
- 24 Şubatta Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın emekçiler üzerindeki yıkıcı etkileri devam ediyor. Haksız ve emperyalist savaşların ölüm, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk ve işsizlik demek olduğunu gördük bir kez daha! Tüm bunların yanında...
- İstanbul Ataşehir’de bulunan Emlak Konut GYO inşaatında çalışan işçiler 16 Nisanda direniş başlattılar. DİSK/Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş Sendikalarının ortaklaşa örgütlediği eylemde, “Tüm Haklarımızı Alana Kadar Direneceğiz” pankartı açıldı.
- Ben bir buçuk aylık çocuğu olan bir anne ve hemşireyim. Bebeğimize iki aylıkken yaptırmamız gereken rotavirüs aşısı var. Bu aşıyı devlet karşılamıyor, aşının fiyatı da oldukça yüksek. Piyasada satılan iki farklı rota aşısı var. Bir aşı iki doz ve...
- Bir fabrikada 4 aylık sözleşmeli işçi olarak çalışmaya başlamıştım. Kısa zamanda arkadaşlıklar edindim. İçlerinden biri çok içten ve samimiyetle davranıyordu bana ve diğer işçi arkadaşlarıma. Duruşunu ve sohbetini çok sevmiştim. Benim için çok...
- Bir olaya verdiğimiz tepkide veya bir meseleye dair yorum yaptığımızda kendimize ait fikirleri ifade ettiğimizi sanırız. “Bence doğru olan budur” deriz mesela. “Bence” denerek ifade edilen düşüncelerin kaynağı çoğunlukla sorgulanmaz. Oysa toplumun...
- DİSK-AR, Haziran 2021’den bu yana KATİ (Kayıtlı ve Tam Zamanlı İstihdam) adını verdiği alternatif istihdam hesaplaması yapıyor. Bu hesaplama ile kayıtsız istihdam ile kısmi ve eksik istihdamı dışarıda tutarak tam zamanlı ve sigortalı olarak...
- UİD-DER’li işçiler olarak bir kez daha 1 Mayıs geleneğimize sahip çıktık. Sınıfımızın yaşadığı bütün sorunları güçlü bir sesle haykırdık. İşsizlik, yoksulluk, ayrımcılık son bulsun dedik. Savaşsız bir dünya istiyoruz dedik. Emekçilerin savaşlarda...
- Öncelikle bütün UİD-DER’li arkadaşlarıma selamlar. Güzel geçen 1 Mayıs’ımızın ardından içimdeki heyecan, mutluluk hâlâ taptaze ve hâlâ çok enerjik. 1 Mayıs’a katılmış olmam bende çok güzel etkiler bıraktı. Hiç böylesine güzel bir şeyle...
- EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) Federasyonu’nun çağrısıyla Türkiye’nin çeşitli kentlerinden gelen on binlerce EYT’li; “Varız, Biriz, Buradayız” şiarıyla İstanbul Maltepe meydanında bir miting gerçekleştirdi. Mitinge çok sayıda siyasi parti...
- İnsan dünyayı ve yaşamı, kendi yaşadığı dönemle sınırlı düşünmeye meyillidir. Çoğu zaman içine doğduğu dünyayı, toplumu sabit, değişmez, kalıcı zanneder, adeta dondurur. Mesela bugün dünya üzerinde 7 kıta olduğu kabul ediliyor. Hâlbuki dünyadaki tüm...