Buradasınız
“İş Kazalarının Nedenleri”
İzmir’den emekli bir işçi
İkamet ettiğim mahalledeki okulda bir öğretmen, kendilerine verilen seminerde slayt gösteriminden çektiği dört resmi bana gönderdi. Durumu “üç yılda bir iş güvenliği semineri veriyorlar. Üstelik mesai saatleri dışında veriyorlar. İşyeri iş güvenliği uzmanı varmış. Ama okul müdürü filan herkes topu birbirine atıyor. Müdür de başının ağrımaması için topu SGK’dan getirttikleri uzmana atıyor. Seminer verildi mi verildi. Bütün öğretmen arkadaşlar seminer mesai saatleri dışında verildiği için isyandalar” diye anlattı.
İlk resimde “İş Kazalarının Nedenleri” başlığının devamında “SGK istatistiklerine göre iş kazalarının nedenleri genel olarak 3 grupta incelenir” denilerek, kazaların %80’inin “tehlikeli davranışlar”dan yani çalışanların teknik bilgi noksanlığından, dikkatsizliğinden, ihmalinden ve beceriksizliğinden kaynaklandığı iddia ediliyor. Bu “bilgi”yi takip eden slaytta ise bir kamyon resmi var, kasasına hafriyat-molozlar yüklenmiş ama hiçbir güvenlik tedbiri alınmamış. Sonraki slaytta ise balkon demirinden baş aşağı sarkmış vaziyette çalışan ve güvenlik tedbiri olarak iki arkadaşının bacaklarından tuttuğu bir işçinin fotoğrafı var. Aşağı sarkık durumdaki işçi elindeki matkapla duvarda delik açmaya çalışıyor. Bir sonraki slaytta da “Başlıca Güvensiz Hareketler” başlığı altında, yine işçilerin eksikliğinden ya da ihmalinden bahsedilerek en çok kaza sebepleri babında “Uyuşturucu, Alkol ve ilaç Etkisi”, “Dalgın, Üzgün ve Öfkeli Çalışma”, “Gereksiz Telaş”, “Uykusuzluk”, “Yorgunluk”, “Bilgi ve Beceri Eksikliği”, “Üretim Zorlaması” gibi hususlar sıralanmış. Yani üzerine basa basa denilmek isteniyor ki, iş kazalarının asıl faili işçiler ve sebebi de onların hatalarıdır. Zaten slayttaki karikatürde de şöyle bir ifade yer alıyor: Her işçi bir gün ölümü tadacaktır!
Peki, bu seminerde anlatılanlar doğru mudur? Elbette değildir. Açıkça yalandır, çarpıtmadır. Üstelik de bu bilgiler SGK’ya ait istatistiklerden alınmıştır. O SGK ki, işçilerin ücretlerinden kesilen primlerle kurulmuştur ve on yıllardır işçilerin ödediği primlerin biriktiği bir fondur. Ama gelin görün ki bu SGK’nın istatistikleri de külliyen yalan dolanla doludur, gerçekleri çarpıtmaktadır. Çünkü SGK patronlar sınıfının denetimindedir. Hal böyle olunca da her ay yüzden fazla işçinin canını kaybettiği iş cinayetlerinin bütün sorumlusu işçilermiş gibi gösterilmektedir. Oysa gerçek durum çok farklıdır.
Örneğin bir türlü unutamadığımız Soma faciasında hayatını yitiren 301 madenci kardeşimizin ölümünden kim sorumludur? Kendileri mi? Ya da o madende çalışan diğer işçiler mi? Ya da yakın zaman önce yine bir iş kazasından ötürü kaybettiğimiz UİD-DER’li genç kardeşimizin ölümünden de kendisi mi sorumludur? Tabii ki HAYIR! Tüm bu kazaların, ölümlerin sorumlusu patronlar sınıfıdır, onun düzenidir, devletidir. Çünkü patronlar sınıfı için işçinin canının bir kıymeti yoktur, iş güvenliği önlemleri sadece geçiştirilmesi gereken birer maliyet kalemidir. Kuşkusuz buna işçi sınıfının örgütsüzlüğünden kaynaklı bilinçsizliğini ve hakkını koruyamamasını da eklemek gerekir. Ama asla ve asla sorumlu işçiler değildir.
İşçi kardeşler, hepinize sesleniyorum. Her gün aramızdan 5-10 hatta daha fazla işçi kardeşimiz sermaye düzeninin aşırı kâr dürtüsü nedeniyle iş cinayetlerinde katlediliyor. Daha fazlası sakat kalıyor. Meslek hastalıklarından dolayı sayısız işçi kardeşimiz ömürleri boyunca ıstırap içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Kardeşler, tek başımıza ne canımızı ne sağlığımızı koruyabiliriz. Örgütlü ve birlik olmaktan başka bir yolumuz yoktur. Sınıf olarak bir tamam örgütlü olduğumuzda sermaye düzeninin mezarını kazabiliriz. Sömürü düzenini o kazdığımız çukura gömene değin ne yaşam ne de ölüm adil olacaktır. İşçi sınıfının şairi Nâzım Ustanın ifadesiyle ölümün adil olması için, yaşamın adil olması gerekir.
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...