Buradasınız
“İşçi Getir, 150 Lirayı Götür!”
Esenler’den bir deri işçisi
Ben uzun zamandır Gez-Deri fabrikasında çalışan bir işçiyim. Günde 12 saat çalışıp, bunun sadece 1,5 saatinde %50 üzerinden mesai alıyoruz. Aldığımız ücretin düşük olmasından kaynaklı hafta sonu mesailerine gelmemiz de geçim sıkıntısı çekmemize engel olmuyor.12 saat çalışma, yolda geçen zaman, hazırlanması derken kısaca 15 saatimizi fabrikaya ayırmak insanı adeta köleleştiriyor. Biz işçiler olarak bu koşullara çoğu zaman “şükür, bundan daha kötüleri var” diyerek sabrediyoruz veya bu koşullarda artık çalışamam diyerek senelerimizi verdiğimiz fabrikadan hemen ayrılabiliyoruz. Şu an Gez-Deri fabrikasında bir hafta içerisinde sadece üretim bölümünden 5 kişi işi bıraktı. Sebebi çok açıktı; çok çalışmamıza karşın hiçbir şey alamamamız… Yaşanan bu işten çıkmalar karşısında Gez-Deri patronu yine değişik bir yöntemle işçilerin gündemine girmeyi başardı. Getirilen işçi başına “150 lira ödül verileceğini” fabrikanın duyuru panosuna astı. Yalnız patronumuzun şartları vardı, 150 lira öyle her işçi getirene verilmeyecekti.
Bir kere işçi getiren eleman en az 3 ay fabrikada çalışmış, devamsızlık konusunda fazla sıkıntısı olmamış olmalıydı. Diğer şartlar ise şu şekildeydi;
- Bir işçi en fazla 15 işçi getirme hakkına sahip olacak
- İşe getirilen işçi en az 6 ay fabrikada çalışacak
- 6 ay zarfında 10 günlük devamsızlık sınırını aşmayacak
- 6 ay boyunca disiplin cezası almayacak
Kısacası Gez-Deri patronu bizim üzerimizden köle arıyordu. Uzun çalışmanın, işten çıkan arkadaşlarımızın, uykusuz ve bitkin olmanın sonuçlarını unutup 15 işçi nasıl bulurum da 1500 lira alırımın hesaplarına girişti işçiler.
Arkadaşlar ne işten çıkmak bizim kurtuluşumuz olacak ne de birkaç işçi getirip onun üzerinden alacağımız üç beş kuruş bizi kurtaracak. Bizim kurtuluşumuz ancak patronların politikalarına karşı uyanık olmaktan, yanımızdaki arkadaşımızın da bizim gibi olduğunu anlamaktan ve bir araya gelmekten geçiyor. Dünya üzerinde yükselen işçi hareketlerine bir ses de biz katabiliriz. Yeter ki isteyelim, yeter ki yılmayalım…
Son Eklenenler
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...