Buradasınız
İşçi Sınıfının Gençleri Olarak Mücadeleyi Yükseltelim!
Gebze’den genç bir işçi
“Bu devirde çocuk okutmak zor.” Çocuk okutan işçi ve emekçilerden bu sözü çok duymuşuzdur. Düşük ücretlerle geçinmek zaten zorken, bir de aylık giderlere eklenen okul masrafları işçi ailelerinin durumunu daha da zorlaştırmaktadır. Eğitim emekçilerinin yaptığı araştırmalar da bu gerçekliği gözler önüne seriyor. Servis, öğle yemeği, okul kıyafeti, kırtasiye, çanta, ayakkabı derken, okula başlangıç giderleri işçi ve emekçiler için büyük bir yüke dönüşüyor.
Okulöncesi eğitime başlayan bir öğrencinin başlangıç gideri için yapılan harcamalar yaklaşık 1052 lira olarak belirlenmiş. Bu rakam aynı zamanda geçen yıla oranla %35’lik bir artışa işaret ediyor. İlkokul için başlangıç gideri 1624 lira, ortaokul için 1700 lira, lise için 1829 lira. Yani daha okullar açılmadan, asgari ücret çoktan eriyip gidiyor. Eğitim giderleri, işçi maaşıyla çocuk okutmanın zorluklarını gösteriyor. Okul ihtiyaçlarına yapılan %30’un üzerindeki zamla, adeta emekçi çocukların eğitim hakları ellerinden alınmak isteniyor. Harcamalar için gerekli para ortada. Mevcut maaş düzeyiyle bir öğrenci okutmak nerdeyse imkânsız!
Anneler, babalar çocukları için her şeyi yapmaya çalışıyor elbette. Can simidi niyetine fazla mesailere tutunuyorlar. Kredi kartına yükleniyorlar. Çözümü kredi kartlarında bulan işçi ve emekçiler aldıkları maaşla bu kredileri kapatamayınca borçları katlanarak devam ediyor. Bu borç yükü, işçi ve emekçilerin sırtında bir kırbaç misali şaklatılıyor.
Hükümetin eğitim sisteminde yaptığı 4+4+4 düzenlemesi devlet okullarında nitelikli eğitimin düşmesine neden olurken, özel okullara eğilimleri arttırmış durumda. 4+4+4 düzenlemesi öncesi, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 4 bin 664 özel okulda 535 bin 788 öğrenci eğitim görürken, geçtiğimiz yıl 9 bin 581 özel okulda, 1 milyon 174 bin 409 öğrenci eğitim gördü. 4+4+4 düzenlemesi sonrasında, özel okul sayısında %204 artış meydana geldi. Kamu hizmeti olması gereken eğitimde özel sektörün ağırlığı giderek artıyor.
Kapatılan dershanelerin temel liseye dönüştürülmesiyle özel okul sayılarında patlama yaşandı. Kredi veya borç-harç ederek çocuklarını temel liseye yazdırabilen aileler, sınav yarışında kendi çocuklarını bir adım öne atmaya çabalıyorlar. Bu imkânı çocuklarına yaratamayan aileler, çocuklarını meslek liselerine kaydettirmek zorunda kalıyorlar. Temel lisede okuyan gençler Yüksek Öğretim Kurumları Sınavına (YKS) okullarında hazırlanırken, devlet okullarındaki gençler kendi imkânlarıyla YKS’ye hazırlanıyor. Zaten bu denli eşitsiz koşullarda verilen eğitimden verim beklemenin lafı bile edilemez.
Eşitsizliği yaratan kapitalist sistemin ta kendisidir. Bir tarafta tüm zenginliği var eden işçi sınıfı ve onların eşit olmayan koşullarda eğitim almaya çabalayan çocukları, diğer tarafta üretilen tüm zenginliğe el koyan patronlar sınıfı ve onların tüm olanaklara sahip çocukları. İki sınıfın yaşamları ve eğitim olanakları arasında uçurum olması kaçınılmazdır elbette. İşçi çocukları ve aileleri ne kadar çabalarsa çabalasın, bu eşitsiz koşullarda adil bir eğitim ve gelecek imkânına sahip olamazlar. Bu nedenle işçi sınıfının gençleri olarak haklı öfkemizi eşitsizlik üreten bu sisteme yöneltmeliyiz. İşçi sınıfının sınıfsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesinde yerimizi almalıyız. İşçi sınıfının gençleri olarak bu mücadeleyi yükseltmeliyiz. Eşit, parasız, bilimsel bir eğitim için, gelecek güzel günler için mücadele saflarına yönelmeliyiz.
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...