Buradasınız
İşçi Sınıfının Mücadelesi Engellenemez!
Arap işçi-emekçi kardeşlerimiz Mübarek ve Bin Ali gibi diktatörleri günler süren kararlı bir mücadeleyle devirerek bütün dünyaya ders verdiler. Ezilen ve sömürülen emekçi kitleler bir kez birleştiğinde yapılamaz denilenin nasıl yapılabileceğini dosta düşmana gösterdiler. “Böyle gelmiş böyle gider” anlayışını yıktılar. Ekonomik ve siyasi hakların ancak topyekûn mücadeleyle kazanılabileceğini göstermiş oldular.
Tüm dünyada patronlar, hükümetlere baskı yaparak kemer sıkma politikalarını sertleştirmelerini istiyorlar. Bu, başta Yunanistan olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinde de böyle. Sermaye sınıfı elinden gelen her olanağı kullanarak işçilerin birleşmesini ve topyekûn mücadeleye atılmasını engellemeye çalışıyor. Ama tüm baskılara ve engellemelere rağmen Yunanistan işçi sınıfı mücadele etmeye devam ediyor. Yunanistan işçi sınıfı kemer sıkma programını reddetmek için pek çok kez genel greve gitti, defalarca hayatı tam anlamıyla durdurdu. Korku bariyerlerini aşarak işyerlerinden meydanlara çıktı, parlamentoyu kuşattı. Yunanistan işçi sınıfının mücadelesi devam ediyor.
Tam da böyle bir dönemde Türkiye’de patronlar sınıfı ve onların hükümeti kıvılcımların buraya sıçramaması için ellerinden geleni yapıyor. Ülke ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu, işsizliğin azalacağını, kişi başına gelirin on bin dolara yükseleceğini, refahın artacağını propaganda ediyorlar, vaatlerde bulunuyorlar. İşçilerin uyanıp birleşmelerini engellemek için var güçleriyle çalışıyorlar. Çünkü ücretlerin düşmesi, çalışma koşullarının ağırlaşması ve çalışma saatlerinin uzaması, işçi sınıfının öfkesini alttan alta biriktiriyor. Bu öfke er ya da geç patlayacaktır. Patronlar sınıfı ve onların hükümeti bu gerçeğin çok iyi farkındadır. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi, 1 Mayıs 1977’de yüz binlerin alanlara çıkması, MESS grevleri, o dönemde işçilerin kendilerine olan güveni ve kararlılığı, kısacası örgütlü işçi sınıfının sürdürdüğü mücadeleler ve elde ettiği kazanımlar onların hatırındadır. Onlar, işçilerin kendilerine olan güveninden ve kararlılığından korkuyorlar.
İşçi sınıfının büyüyen mücadelesi ancak 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle önlenebilmiştir. Fakat toplumun her yönden baskı altına alınması, işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlerinin ezilmesi, çıkartılan anti-demokratik yasalarla örgütlenmenin önüne bariyerler konması işçi sınıfının mücadelesinin yeniden canlanmasını engelleyememiştir. Netaş greviyle başlayan süreç, Kazlıçeşme deri işçilerinin kararlı mücadelesiyle, 1989 Bahar Eylemleriyle, Zonguldak madencilerinin yüz bin kişiyle Ankara’ya yürümesiyle, kamu emekçilerinin verdikleri mücadelelerle gelişmiştir. Tüm zorluklara rağmen işçi sınıfı toparlanmaya ve yeniden mücadeleye atılmaya devam etmiştir. Çünkü işçi sınıfı ancak patronların saldırılarına boyun eğmeyerek ve mücadele ederek haklarını koruyabilir ve geliştirebilir.
Bugün Türkiye’de işçi sınıfı Avrupa’daki kadar bir örgütlülüğe sahip değil. Bu nedenle Fransa’da ya da Yunanistan’daki gibi bir tepki koyamıyor ortaya. Ancak örgütsüzlük ve dağınıklığa rağmen işçilerde biriken öfke birçok işyerinde mücadeleye dönüşüyor. Tekel, UPS, Akkardan, Sinter Metal, Çel-Mer, Mutaş, Bericap, Sa-Ba, Konveyör, Mersin Limanı, Ontex ve metal işçilerinin MESS’e karşı verdiği mücadeleler işçilerin boyun eğmediğini gözler önüne seriyor. İşyerlerindeki ağır çalışma koşullarına, uzayan iş saatlerine, hak gasplarına, düşük ücretlere, işten atmalara boyun eğmeyen işçilerin mücadelesi giderek diğer işçileri de etkiliyor. Belki bu etki tez zamanda mücadeleye dönüşmüyor, ancak bu etkilenme işçilerin ağır çalışma koşullarına duyduğu tepkiyle de birleşerek bir öfke patlamasına dönüşme potansiyeli taşıyor. Patronlar ne yaparsa yapsınlar bunu engelleyemeyecekler! Dolayısıyla bugün şurada burada süren bu mücadeleler, yarınların büyüyecek mücadeleleri için yalnızca bir başlangıçtır.
Patronların saldırılarına ancak topyekûn bir mücadeleyle karşı durulabilir. İşte yaklaşmakta olan 1 Mayıs, işçi sınıfının biriken öfkesini alanlara çıkarak ortaya koyacağı bir mücadele günüdür. 1 Mayıs gibi tarihsel bir gün yaklaşırken, Arap halklarının isyan dalgası bütün dünya emekçilerine umut veriyor. Bundan tam 125 yıl önce Amerikalı işçi kardeşlerimizin 8 saatlik işgünü talebiyle başlattığı mücadele, sınırları aşmış, dünya işçi sınıfının mücadelesinin bir parçası haline gelmişti. 1 Mayıs 1886’da başlayan mücadele bütün dünyaya dalga dalga yayılmıştı. Böylece 1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü haline geldi. Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de tüm dünyada işçi sınıfı işsizliğe, yoksulluğa, hak gasplarına, anti-demokratik uygulamalara, sömürüye karşı 1 Mayıs’ta alanlara çıkacak. Bizler de şimdiden bu talepler etrafında 1 Mayıs için örgütlenmeye başlamalı ve patronların saldırılarına karşı örgütlü bir şekilde meydanlara çıkmalıyız. İşyerlerinden, mahallelerden, okullardan gelerek meydanlara çıkalım, patronların saldırılarına dur diyelim!
Merhaba
Deri İş’ten Dayanışma Çağrısı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...