Buradasınız
İSİG Meclisi: Eylülde 127 İşçi Hayatını Kaybetti

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Eylül ayında gerçekleşen iş cinayetleri raporunu Petrol-İş Genel Merkezi’nde gerçekleştirdiği etkinlikle açıkladı. Etkinlikte Meclis tarafından gerçekleştirilen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği temalı karikatür yarışmasının ödülleri dağıtıldı ve yarışan karikatürler sergilendi.
Toplantının açılış konuşmasını Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın yaptı. Öztaşkın, AKP hükümetinin açıkladığı pakette, iş cinayetleriyle ilgili hiçbir şey olmadığına dikkat çekti. Sendikalaşmaya çalışan işçilerin işten atıldıklarını, direnişlerin devam ettiğini ifade etti.
Kıdem tazminatı konusunda medyada yayınlanan yazılara da değinen Öztaşkın, bununla ilgili sendikalara sunulan bir taslak olmadığını, buna rağmen gazetelerin köşe yazılarında taslakların konu edildiğini söyledi ve ekledi: “İşçilerin yüzde 93’ü kıdem tazminatından yararlanamıyor söylemiyle kıdem tazminatını genele uygulayacağız, diyorlar. İşçilerin direnci bu söylemlerle kırılmaya çalışılıyor.” Taşeron sisteminde kıdem tazminatı fonunun bir prova olarak uygulanmak istenmesini de eleştiren Öztaşkın, taşeronun tümüyle kaldırılması gerektiğini söyledi.
Öztaşkın’dan sonra Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ile Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı birer konuşma gerçekleştirdiler.
Açılış konuşmalarının ardından Eylül Ayı İş Cinayetleri Raporunu İSİG Meclisi Üyesi Özlem Bilgili okudu. Bilgili, “Raporlarımızda o ay içinde hayatını kaybeden işçilere, sektörlere ve nedenlerine yer veriyor, çözüm önerilerini ele alıyoruz. İşte tam da bu noktada Eylül ayı iş cinayetleri raporumuza somutlaşmış örneklerden birisiyle “patronsuz bir fabrika neye benzer” sorusunun cevabını veren Kazova Tekstil işçilerinin ‘yeni bir yaşam örme azmi’ ile başlamak istiyoruz” dedi.
Raporun girişinde 27 Şubattan bu yana direnişte olan ve 28 Nisanda da fabrikayı işgal ederek üretime geçen Kazova direnişçisi işçilerin mücadele deneyimlerine yer verildi.
Kazova Tekstil işçilerinin mücadele deneyiminden söz edilip destek verildiği ifade edildikten sonra, Eylül ayı boyunca hayatını kaybeden işçilerin sayısına ve sektörlerine dair bilgi verildi. Buna göre, Eylül ayı boyunca en az 127 işçi hayatını kaybetti:
-
Sakarya’da ayva toplamaya giden mevsimlik tarım işçisi kadınlar Nazlı Gülfer, Hülya Yeltekin, Nermin Yeltekin, Hatice Fidan, Serpil Avcı, Nesrin Ağaçdelen, Emine Hatun Çöl ve Hacer Yıldız’ın da aralarında bulunduğu 30 tarım emekçisi hayatını kaybetti...
-
Yarısı düşme nedenli olmak üzere TOKİ ve özel inşaatlarda 26 inşaat işçisi hayatını kaybetti...
-
Çoğu tır şoförü olan taşımacılık sektöründen 22 emekçi trafik kazası adı altında hayatını kaybetti...
-
20 kadın işçi, 107 erkek işçi hayatını kaybetti...
-
9 yaşındaki temizlik işçisi Nazar Güvendiren, 13 yaşındaki metal işçisi Sami Kozan, 15 yaşındaki inşaat işçisi Vefa Aydemir, 17 yaşındaki metal işçileri Ali Karkaş, Faruk Dumlupınar ve İlhan Yiğit ile yine 17 yaşındaki tarım işçisi Faruk Can Güvenç olmak üzere 7 çocuk işçi hayatını kaybetti...
-
10 işçi Sakarya’da, 8 işçi İstanbul’da, 7 işçi Şanlıurfa’da, 6 işçi Konya’da ve 5 işçi Tekirdağ’da hayatını kaybetti...
Temizlik işini yaptığı evde penceren düşerek hayatını kaybeden ev işçisi Fatıma Aldal’ın dava sürecine dair de bilgi verildi. Aldal’ın davasının sonuçlandığı ve işverenine 2 yıl hapis cezası verildiği aktarıldı. Bu davayla birlikte “başta devletin ev işçilerini iş yasasına almayarak, ev hizmetlerindeki işçi sağlığı ve iş güvenliği risklerini yok sayarak bu iş cinayetinden sorumlu olduğu gözler önüne serildi.” Bundan sonra ev işçilerinin çalışma koşullarında değişikler olmasını beklediklerini ifade eden İSİG Meclisi, bu değişikliklerin en iyi şekilde olması için ev işçilerini mücadeleye ve davalarına sahip çıkmaya çağırdı.
Eylül ayı raporunun ardından direnişte olan Punto Deri işçileriyle fabrikayı işgal ederek üretime başlayan Kazova Tekstil işçileri adına da birer konuşma yapıldı. Konuşmalardan sonra karikatür yarışmasında dereceye girenlerin ödülleri verildi.
İrfan Ertel’in söylediği işçi türküleri eşliğinde devam eden etkinlik yarışmaya katılan eserlerin sergilenmesiyle devam etti.
Bir Yaşamlık Uzmanlık Sorusu
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...