Buradasınız
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri Amasra’daki Madenci Katliamını Protesto Etti
Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğüne bağlı madende meydana gelen patlamada 41 maden işçisinin hayatını kaybetmesi İstanbul Kadıköy’de protesto edildi. “Dün Soma, Ermenek Bugün Bartın! Kaza Değil Katliam!” diyen İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Kadıköy İskele Meydanında toplandı, katliamı protesto etti. Eyleme UİD-DER’li işçiler de katıldı.
Soma ve Ermenek gibi göz göre göre gelen bu iş cinayeti sloganlarla ve yapılan konuşmalarla lanetlendi. Siyasi iktidarın temsilcilerinin işçi ölümlerini kadere bağlayan sözlerine tepki gösterildi. Hayatını kaybeden işçiler için saygı duruşu gerçekleştirildi. Eylem boyunca “Kader Değil Katliam, Kaza Değil Cinayet”, “Maden İşçisi Onurumuzdur”, “Soma’yı, Ermenek’i, Torunlar İnşaatı, 3. Havalimanında Yitirdiklerimizi Unutmadık!”, “AKP’den Hesabı Emekçiler Soracak”, “İş Kazası Değil Bu Bir Cinayet” sloganlarıyla siyasi iktidarın iş cinayetlerine yol açan uygulamalarına tepkiler dile getirildi.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası adına konuşma yapan Mehmet Makar, 41 madencinin ölümüne neden olan grizu patlamasının nasıl bir ihmaller zincirinin sonunda gerçekleştiğini anlattı. Katliamın sorumlularının Soma ve Ermenek’te olduğu gibi Enerji Bakanlığı ile bu çalışma rejimini uygulayan AKP iktidarı olduğunu söyledi. Makar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim sığınağımız kader, fıtrat değil bilim ve tekniktir. Mühendislik etiğinden bilim ve teknikten uzaklaşarak atılan her adım yeni bir Soma’dır. Yeni bir Ermenek, yeni Kozlu’dur ve yeni bir Amasra’dır. O yüzden 41 madenci için öfkemizi dindirmeyelim, madencinin feneri sönmeyecek diyelim.”
Daha sonra İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını Deniz Bakır ve Rüya Kurtuluş okudu. Amasra katliamının göz göre göre geldiği, Sayıştay raporlarında derinliğin 300 metreyi geçmesi nedeniyle grizu oluştuğunun belirtilmesine rağmen üretime devam edildiği, AKP iktidarı ve patronların bu katliamın sorumluları olduğu ifade edildi. “Hazırlanan raporlara rağmen işçilerin canını patronların kasalarından daha değersiz bularak göz yuman, denetlemeyen Bakanlık ve siyasal iktidar bu katliamın sorumlusudur” denildi.
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- Dev Maden-Sen: “İliç’te Toprak Altındaki 8 Maden İşçisi Sahipsiz, Maden İşçileri de Çaresiz Değildir”
- Gayrettepe’de 29 İşçinin Ölümü Protesto Edildi
- Beşiktaş’ta İşçi Katliamı: 29 İşçi Hayatını Kaybetti
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Öğrenci Olmak: KYK Kredisi ve Motokuryelik
- İSİG Meclisi: Son 11 Yılda 671 Çocuk İşçi İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybetti
- 2023’ün İş Cinayetleri Bilançosu: 1932 Can!
- Çocuklarımızın Canı Hiçe Sayılıyor
- Yangın Değil İhmal Can Aldı
- Onun Oğlu Suda Yüzme de Bilmezdi…
- Artık Acılarda Birleşmek İstemiyoruz!
- İşçiler Ölüyor Sorumlular Hesap Vermiyor!
- Davutpaşa Davası Yeniden Görüldü Ama Yine Adalet Yok
- Madenlerden Denizlere Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
Son Eklenenler
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....