Buradasınız
İstanbul ve Ankara’da On Binler Haykırdı: Barışı Biz İnşa Edeceğiz!

Geçmişten bugüne haksız savaşlar halklara acı ve gözyaşından başka bir şey yaşatmadı. Yapılan sayısız savaşlarda hep yoksulların, emekçilerin çocuklarının kanı akıtıldı. Kârlarına kâr katmak isteyen egemenler ihtişam içinde yaşamaya devam ederken, kendi savaşları için cephelere hep işçi-emekçileri sürdüler. Bugün de yine halklar, kan gölünün ortasında bırakılmak isteniyor. AKP hükümeti sinsi tezgâhlarıyla savaşı körüklüyor. Fakat yıllardır süren savaştan emekçilerin bir çıkarı olmadığını bilenler “Barış” diye haykırıyorlar. Ankara ve İstanbul’da bir araya gelen on binler haykırdı: Barışı biz inşa edeceğiz! UİD-DER’li işçiler de bu mitinglere katılarak savaşa karşı sloganlarını haykırdılar.
İstanbul
Yürütülen savaş politikalarına karşı Barış Bloku bileşenlerinin “AKP Savaş İstiyor, Barışı Biz İnşa Edeceğiz” şiarıyla yaptığı miting çağrısıyla, on binlerce insan 9 Ağustosta Bakırköy Halk Pazarı’nda bir araya geldi. Program; eşitlik, kardeşlik ve demokrasiden yana olan ve egemenlerin savaş politikaları yüzünden yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından Barış Bloku sözcüsü Gençay Gürsoy kürsüye çıktı. Savaşın gerçek yüzünü, toplumda yarattığı tahribatı dile getiren Gürsoy, AKP hükümetinin seçimlerden önce başlayan baskı ve sindirme çabalarını devam ettirdiğini ve halkları savaşa zorladığını belirtti. Yapılan tüm planlara rağmen, söylenen tüm yalanlara rağmen halkların barış istediğini vurgulayan Gürsoy, Barış Bloku olarak hem ülke sınırları içinde hem de Ortadoğu’da sürdürülen savaş politikalarına geçit verilmeyeceğini söyledi.
Gürsoy’un konuşmasının ardından, iki evladını savaşta yitirmiş “barış annesi” Döndü Ergin söz aldı. “Kuzeyde de güneyde de doğuda da batıda da anaların gözyaşı aynıdır” diyen Ergin, savaş uğruna öldürülen tüm gençler için aynı acıyı yaşadığını ifade etti. Ergin, savaşı koltuklarında oturup seyredenler için “artık yeter, dünya malı için bizim çocuklarımıza kıymasınlar” dedi. “Savaş isteyenlerin yerine, barış isteyenlerin sesi yüksek çıkarsa barış o zaman gelir” diyen Ergin, konuşmasını “Barış için, susmayın haykırın!” diyerek sonlandırdı. Ergin’in ardından sözü, Suruç katliamında yaşamını yitiren 32 gençten biri olan Vatan Budak’ın babası Murat Budak aldı. Duygularını, “Bir canını Suruç’ta bırakan bir baba olarak belirtiyorum ki katiller boşuna sevinmesin. 32 canımız toprağa düştü ama halkların eşitlik bayrağı dimdik ayakta. Bir ölür, bin diriliriz” diye ifade eden Budak, sözlerini barış için halkların mücadele edeceğini belirterek sonlandırdı.
Mitingde son olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kitleye seslendi. Demirtaş, savaş çığırtkanlığı yapan AKP hükümetine seslenerek, “Barış nasıl yapılır görmek isteyenler bu meydana baksınlar. Kürdü, Türkü, Alevisi, Sünnisi el ele verip size savaş yaptırmaz” dedi. “Bizler evlatlarımızı feda etmeye hazırız” diyen Davutoğlu’nu eleştiren Demirtaş; asker, polis ve Kürt annelerine “Biz evladımızı siz saraylarda oturasınız, halka zulmedesiniz, çalıp çırpasınız diye feda etmeyiz’ demelisiniz” diye seslendi. Türkiye’nin tüm bölgelerinin barış için yan yana olması gerektiğini vurguladı. AKP’nin yandaş medyasında Zergelê katliamı için “tam isabet” yazdığına dikkat çeken Demirtaş, Davutoğlu’nu, “IŞİD’e tırlar dolusu silah gönderen, sivil halkı katleden sizsiniz, yapılan katliamlardan sorumlu tutulan biziz. IŞİD’le arana mesafe koy, silahla arana mesafe koy” diyerek uyardı. Barıştan yana olanların, erken seçimlerde sandıkta “tam isabet” yapacağını ifade eden Demirtaş, barışın demokrasiyle geleceğini belirtti.Mitingde sık sık, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları atıldı.
Barış Bloku aşağıdaki talepleri öne çıkarıyor:
- Savaş çığırtkanlığına derhal son verilsin; bombalar, silahlı saldırılar, operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar durdurulsun. Kürt sorununda çözümsüzlüğü dayatan yeniden savaş ortamına dönülmesini tetikleyen uygulamalara son verilsin. Çatışma ortamı son bulsun; müzakereler parlamento zemininde yeniden şeffaf ve demokratik olarak başlatılsın.
- Halklarımıza yıkım, kan ve gözyaşı getiren emperyalist güçler bölgemizden elini çeksin. Başta İncirlik olmak üzere hava sahasını komşu ülkeleri bombalamak için yolgeçen hanına çeviren bütün üsler kapatılsın.
- Suriye, Irak başta olmak üzere bölgemizi kan gölüne çeviren tecavüz ve katliam çeteleriyle ilişkiler derhal kesilsin.
- Irkçı, mezhepçi politikalarla, Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere halklara karşı düşmanlığa son verilsin. Halkların ortak yaşam iradesine saygı gösterilsin.
- Toplumsal muhalefeti bastırmak için gündeme getirilen iç güvenlik yasası iptal edilsin
- Özel güvenlik bölgesi uygulamalarına son verilsin.
- Sokaklarda silah sesleri değil barış çağrıları ve türküleri duyulsun.
- Kalıcı, eşitlik ve özgürlüğe dayalı, şeffaf ve kadınların katılımına açık bir barış için gereken adımlar bir an önce atılsın.
Ankara
9 Ağustos Pazar günü Ankara Barış Bloku’nun çağrısıyla Sakarya Meydanı’nda “Biz Barış İstiyoruz” eylemi gerçekleştirildi.
Program Türkiye’nin dört bir yanında barış isteyenlere, barış için direnenlere selam gönderilerek başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu sözlerle seslenildi: “Sen oturduğun yerden bize; ‘İslam, İslam, İslam’ derken biliyoruz ki; ‘iktidar, iktidar, iktidar’ diyorsun. Biz de sana cevap veriyoruz; ‘barış barış barış’ diyoruz.”
Ankara Barış Bloku adına yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Emperyalizmin Ortadoğu’daki politikalarının taşeronu olan Türkiye, kendi kaderlerini eline alan halkları birbirine kırdırmaya çalışıyor. İçeride ise bir kaos ortamı, darbe ortamı yaratılıyor. Barışa bir adım kalmışken mezhepçi, Kürt düşmanı politikaları tırmandıran hükümet, Türkiye ve bölge halklarını yeniden ve kirli bir iç savaşa sürüklüyor. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP savaş istiyor, bizler ise barış. Bu karanlık tabloyu aydınlığa çevirecek, bu coğrafyaya barış iklimini, kardeşliği, eşitliği, demokrasi ve barışı getirecek bizleriz. Şimdi barış, özgürlük ve demokrasi için el ele verip birleşme zamanı. Çağrımız kadınlar, gençler, işçiler, köylüler, emekçiler, LGBTİ bireyler, her kimlikten halklarımızadır. Sesimizi sesimize, yüreklerimizi yüreklerimize, ellerimizi ellerimize katarak bu savaşı durdurabiliriz.”
Etkinlikte HDP Mardin Milletvekili Erol Dora da bir konuşma yaptı. Dora konuşmasında “savaş sorunlarımıza çözüm değildir” diyerek şunları söyledi: “Türkiye’de 30 yıldır yaşanan düşük yoğunluklu savaşta 40 bine yakın insanımızı kaybettik ama hiçbir sonuç alamadık. Bu savaş kirli bir savaştır. İnsanlarımızın ölümüne sebebiyet vermektedir. İşte yine asker, polis, gerilla ölmeye başlamıştır. Biz anaların gözyaşı arasında bir fark görmüyoruz. İşte Türkiyeli halklar olarak herkese sesleniyoruz, Sayın Erdoğan’a sesleniyoruz, Sayın Davutoğlu’na sesleniyoruz, bu politikalarla herhangi bir yere varamazsınız. Bu coğrafya hepimize yeter.” Dora konuşmasını “Biz savaşa karşıyız, inadına barışı gerçekleştireceğiz, yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın barış diyoruz” sözleriyle bitirdi.
***
AKP’nin tek başına iktidar olmak ve Ortadoğu’daki emperyalist siyasetini sürdürmek amacıyla savaş başta olmak üzere her türlü yolu denediği, baskı ve yasakları arttırdığı bugünlerde, halkların barış için birleşmesi büyük önem taşıyor. Çünkü sermaye, savaşı beslemek için tüm araçlarıyla çalışmaya devam edecek. Savaşın karşısında ancak işçi-emekçilerin örgütlü gücü duracaktır.
Yazın Çalışmak Ayrı Eziyet
- Türkiye Genelinde 1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemleri
- Meydanlarda Barış ve Demokrasi Talebi Yükseltildi
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...