Buradasınız
İsteyince Birlik Olabiliyormuşuz!
İstanbul/Pendik’ten bir kadın işçi

Gebze’de tekstil ve kozmetik ürünleri üreten bir fabrikada çalışan 19 yaşında kadın bir işçiyim. Yaklaşık iki yıldır çalıştığım bu fabrikada pek çok sorun yaşıyoruz. Yoğun tempoyla belli adette ürünü çıkarmak için zamana karşı yarıştırılıyoruz. Yetmiyor 15 saati bulan mesailere kalıyoruz, kimi zaman sabahlamalar oluyor. Neredeyse fabrikada yatıp kalkacağız. Akşam mesaiye kalmadığımızda müdür, “nereye gidiyorsunuz?” diye soruyor, sanki biz insan değiliz, çalışmak için dünyaya gelmiş robotlarmışız gibi…
Tüm bu yoğun tempo son günlerde artan hava sıcaklığıyla birlikte iyice çekilmez hale geldi. Oturduğumuz yerde tepeden tırnağa su içinde kalıyoruz. Ne bir havalandırma var ne bir vantilatör, klimadan söz etmiyoruz bile… Nefes alamaz haldeyiz. Bulunduğumuz katta su sebili bile yok. Su içmek için aşağı kata inmek zorunda kalıyoruz. Bu sefer de zaman kaybı olduğu için önümüze konan hedeflere ulaşmak için daha hızlı çalışmak zorunda kalıyoruz. Tüm gün oturarak çalışıyoruz ama oturduğumuz sandalyeler masaya göre alçak kalıyor, üzerine minder vs. bir şeyler koyarak oturuyoruz. Aylardır fabrika yönetimine havalandırmaya bir çare bulmalarını, sandalyeleri değiştirmelerini, bulunduğumuz kata su sebili koymalarını söylüyoruz ama hiç umursamıyorlar. Bir de utanmadan bir gün bulunduğumuz bölüme müdür dondurma getirip “alın dondurma yiyin, serinleyin” dedi. Nasıl zor koşullarda çalıştığımızı gördükleri halde hiçbir şey yapmıyorlar sadece oyalıyorlardı. Kışın da soğuk havalarda her taraf açık olduğu için soğuktan donuyorduk, ısıtıcı getirmediler aylarca. Kışın ayrı dert, yazın ayrı… Geçtiğimiz gün artık sıcaktan bayılacak gibiydik. Bir arkadaş “işi bırakalım, idari kata gidip yönetimle konuşalım” dedi. Ben de yüksek bir yere çıkıp arkadaşlara seslendim, “işi bırakalım bir arkadaş gitsin onları buraya çağırsın, burada hep birlikte konuşalım” dedim. Kimisi benim gibi 19-20’sinde genç kimisi çoluk çocuk sahibi 40 yaşlarında, tamamı kadın 30 civarında işçi işi bıraktık, beklemeye başladık. İçimizden iki çocuğu olan bir abla “işten atarlar” korkusuyla çalışmaya devam edince bu kez ürettiğimiz kumaş terliği ona fırlattım “kız Ayşe abla bırak şu işi, tek değilsin, korkma sana bir şey olmaz” dedim. O da sağ olsun beni çok sever, hemen bıraktı işi, aramıza katıldı. Yönetimi çağırdık, taleplerimizi ilettik. Hemen vantilatör getirdiler, hafta sonu da klima takılacağına dair söz verdiler.
Sözlerinde duracaklar mı bilmiyorum ama biz sanki büyük bir zafer kazanmışız gibi alkışlar, çığlıklar, kahkahalar kopardık. Ufak da olsa ilk defa böyle bir mücadeleye girmiştik. Demek ki isteyince birlik olabiliyormuşuz, bunu daha iyi anladım. Çünkü hep bizim fabrikanın farklı olduğunu, insanların bir şey yapamayacağını düşünüyordum. O gün o kadar heyecanlıydım ki anlatamam. Daha önce sessiz, utangaç, çekingen biriydim. Kalabalık karşısında konuşamazdım hayatta. Sonra “bana bu güç nerden geldi?” diye düşündüm. Bu gücü UİD-DER’den aldığımı fark ettim. Birkaç aydır UİD-DER’li ablalarımla işçilerin hak aramaları üzerine sohbetler ediyoruz. UİD-DER’deki etkinliklere katılıyor, birlikte grev-direniş ziyaretlerine gidiyoruz. İşçi Dayanışması bülteninden geçmişteki mücadele deneyimlerini öğreniyorum. Fark ettim ki o gün konuşmamı sağlayan, orada bana güç veren UİD-DER’de öğrendiklerim oldu. Mesela bültendeki “Birliğin ve Dayanışmanın Güzelliği”[*] yazısında 400 işçi bölümleri dolaşıp yemekhanede toplanmıştı. Geçmişte yapılmışsa biz de yapabiliriz, hatta şimdi de birçok yerde mücadele ediyor işçiler. Biz neden yapmayalım?
[*] Birliğin ve Dayanışmanın Güzelliği, İşçi Dayanışması 160. sayı.
“Burada Siyaset Yapmayın”
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...