Buradasınız
İstihdam Paketi mi Soygun Paketi mi?

Patronların hizmetkârı AKP hükümeti, işçi sınıfının kazanılmış haklarını birer birer gasp ediyor. SSGSS sürecindekine benzer bir işçi tepkisiyle de karşılaşmayan AKP hükümeti, İstihdam Paketi adı altındaki patronlara kıyak paketini tereyağından kıl çeker gibi Mecliste yasalaştırdı.
Yeni yasa, patronların yükünü epeyce hafifletiyor. Bu paketle kapitalist devlet egemen sınıfa büyük bir kıyak yapmış oldu. Emekçiler içinse yasanın ifade ettiği şey tam anlamıyla bir soygundur. Patronlar bu yasayı işçilerin yararına yapılan bir düzenleme olarak göstermekten geri durmuyorlar. Güya bu yasayla işsizlik önlenecek, yatırımlar çoğalacak, yeni iş alanları yaratılacak, böylece işsizlik azalacak!
Oysa gerçek hiç de böyle değil. Yasanın içeriğine bakıldığında, sunturlu yalanlarla kandırıldığımız açıkça görülecektir. İşçilerin ücretlerinden yapılan kesintilerle oluşturulan ve işsiz kaldıkları zamanlarda yararlanacakları söylenen İşsizlik Sigortası Fonu patronlara peşkeş çekiliyor. Şu ana kadar İşsizlik Fonunda tam 33 katrilyon lira birikmiş. Aç gözlü patronlar, işçilerden kesilen ama işçilere geri ödenmeyen bu devasa fonu ceplerine indirmek istiyorlar.
İşçilere ödenmeyen paralar, güya yatırımların çoğaltılması ve yeni iş alanları yaratılması adına patronların “yükünün” hafifletilmesinde kullanılacak. Yeni işe alınacak kadınlar ve 18-29 yaş arası gençler için patronların ödemesi gereken sosyal güvenlik primi 5 yıl boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Yani işçilerden kesilen, işçiler işsiz kaldığında aç kalmasınlar diye onlara geri verilmesi gereken paralar devlet eliyle patronlara aktarılıyor.
Üstelik sözde işsizliği azaltacağı söylenen bu uygulama aksine işsizliği daha arttıracak. Patronlar, 30 yaşın üstündeki işçiler yerine daha genç yaştaki işçileri çalıştırmayı tercih edecekler. Büyük çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılacak genç işçilerle kadın işçiler, ücretlerin asgari ücret düzeyine çekilmesinde büyük bir baskı unsuru olarak kullanılacak. Ayrıca sendikalı işyerlerinde örgütlülüğün belkemiğini oluşturan deneyimli işçilerin kıyıma uğramasının da önü açılacak. Tüm bunların işçi sınıfının yararına olduğunu kim söyleyebilir?
İstihdam Paketi çocuklu kadın işçilere zaten sınırlı olarak tanınan kreş ve anaokulu hakkını da gasp ediyor. Yani kadınlara üç çocuk yapın diyen Başbakan Erdoğan’ın kadınlar umurunda bile değil.
AKP hükümeti GAP’ı tamamlamak için de İşsizlik Sigortası Fonuna göz dikmiş durumda. Fonun önemli bir kısmı, bu proje kapsamında devlete ve sermayeye peşkeş çekiliyor. Bu sayede Kürt sorununun çözüleceği palavraları da sıkılıyor. Oysa GAP ne işçilerin ne de Kürt halkının derdine derman olacaktır.
İşçilerin aklını karıştırarak onların yararınaymış gibi gösterilen İstihdam Paketi, aslında onların birikmiş fonlarının ve sosyal haklarının gasp edilmesi anlamına geliyor. Hem bu saldırıları düzenleyen sermaye sınıfına hem de buna sessiz kalan sendika bürokrasisine karşı koymanın yolu, örgütlenmekten, sendikaları gerçek sınıf örgütleri haline getirmekten ve mücadeleyi yükseltmekten geçiyor.
Kent Gıda’da İşten Atmalar Başladı
Kapitalizm Her Yerde
- Everest’e Tırmanmak da Sınıfsal!
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
Son Eklenenler
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...