Buradasınız
İzin gününüzde işyerinize gider miydiniz?
Kurfalı’dan bir çağrı merkezi işçisi
Yine koşturmaca içinde mola kullanmak için üç kat aşağıdaki sigara odasına iniyorum. Ekrandan molayı tuşladığınız anda toplamda 10 dakikalık mola süreniz merdivenlerdeki iniş ve çıkışlarda doluyor aslında. Ama arkadaşlarınıza “nasılsın” diyebileceğiniz tek karşılaşma yeri de bu sigara odası. Odaya girince başka bölümden bir arkadaşla merhabalaşıyorum. Bir gün önce takım liderinin yaptığı haksızlığa sinirlendiği ve takım arkadaşları tarafından yatıştırılmaya çalışıldığı bir sırada karşılaşmıştık onunla. Nasıl olduğunu ve yaşadığı olayı soruyorum ama çok dalgın ve uzaklarda birine bakıyor sanki... Sonra anlatmaya başlıyor fakat olayı değil kendini... Mutlu olmadığını, yaptığı işten nefret ettiğini, ama izin günü olmasına rağmen bugün işyerine geldiğini söylüyor. İzin günü olmasına rağmen!
Sohbet derinleşiyor. O kadar kısıtlı bir süre ki, molamı birkaç dakika uzatmak pahasına devam ediyorum. Kendini kocaman kalabalıklar içinde yapayalnız hissettiğini, küçücük mutluluk parçalarıyla artık avunmak istemediğini söylüyor. Giyinmiş, hazırlanmış, tüm güzel takıları ve makyajıyla onu gördüğümde dikkati asıl çeken şey, yani yüzündeki mutsuzluk şimdi anlamını buluyor...
“Çağrı üzerine çalışma” adı altında part time olarak çalışıyoruz ve dolayısıyla izin günlerimiz ücretsiz. Çalıştığımız kadar sigorta primi yatırılıyor. Her geçen gün zorlaştırılan kurallar ve prim ceza sistemi tepemizde bir tokmak gibi bekliyor. Bunların sonucu olarak ücretlerde kesintiler, alt bölümlere indirilme tehditleri ve son olarak da işten performans düşüklüğü bahanesiyle atılma korkusuyla çalışan yüzlerce işçi bunaldıkça bunalıyor. İşçilerde yaratılan yalnızlık, mutsuzluk, yabancılaşma ve güvensizlik hali son raddeye ulaşmış durumda.
Bizler bilinçlenip, örgütlenerek ve bıkıp usanmadan bildiklerimizi diğer işçi arkadaşlarımıza aktarmaya devam ederek ilerlemek zorundayız. Ancak mücadele ettiğimizde hayatımız gerçek anlamını bulacak, yeryüzü yaşanabilir bir yer ve şairin de dediği gibi “aşkın yüzü” olacak. Mutsuzluğun, yalnızlığın ve birbirimize olan güvensizliğin asıl sebebi kapitalizmdir. İşte bu bilinçle asıl öfkemizi ve gücümüzü bu sömürü düzenine yöneltmeliyiz. Bu düzeni temellerinden sarsıp yerle bir edecek tek güç ise işçi sınıfı ve onun örgütlü mücadelesidir.
Son Eklenenler
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...